Hem nalına hem mıhına vurmak diye bir deyimimiz var benim sevdiğim. En sevdiklerinizin de eleştirilecek yanları olabilir. Seviyorsunuz diye eleştirmediğiniz zaman iyilik etmiş olmazsınız.
Ben atadan otobüsçüyüm, ailecek otobüsçülük yapıyoruz. Bilenler bilir. Karayolu yolcu taşımacılığı sektörünün gelişmesi için elimden geleni esirgemeyeceğim de aşikar. O zaman, haydi bakalım…
Gazetemizin internet sayfasında yer alan bir haberdeki araştırmanın sonuçlarına göre çok seyahat edenler daha açık görüşlü ve daha toleranslı oluyor. Türkiye de içlerinde Rusya’dan Amerika’ya, Brezilya’dan Fransa’ya 18 ülkeden toplam 7 bin 292 kişiyle yapılan araştırmaya göre çok seyahat eden kişilerin güven duyguları da gelişiyor.
Şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere, yani bizim sektörümüze. Otobüsçü gözü kara girişimcidir, altından yel geçen lastik tekerlekli bir otobüse bir fabrika parası yatırır ve yatırımının karşılığını alabilmek için de gece gündüz, sıcak soğuk demeden çalışır. Koşulların değiştiğinin, artık seyahat hizmetlerinde de rekabet yaşandığının farkında olmadığı için de tanıtım yapmaz.
Oysa sistemli bir tanıtım çalışmasıyla hem seyahate teşvik eder hem de otobüslerinin doluluk oranlarını arttırır.
Bu tanıtım çalışmaları, özel otomobille yola çıkanları da hedef alabilir. Diyelim ki dört kişilik bir ailenin kendi aracıyla yola çıktığında bilet parasından daha tasarruflu olduğu gözükebilir.
Ancak unutulmamalıdır ki binek otomobillerin avantajlı yanları olduğu gibi dezavantajlı yanları da vardır ve epey de fazladır. İlki güvenlik, otobüs kaptanları şirketlerin iç eğitimlerinden
geçtiği ve otogarlarda denetlendiği için otobüsle seyahat çok daha güvenli. İkincisi konfor, yol boyu sürekli dikkatli olmak zorunda kalacağınız sürücülüğü mü istersiniz yoksa çayınızı yudumlayacağınız, gazete veya derginizi okuyacağınız rahat bir yolculuğu mu tercih edersiniz?
Sadece bu bile seyahate teşvik için yeter şart. Önümüz yaz, sektör için sezon. Vatandaş da tatile gitmek için düşünüyor. O zaman otobüsçüler yapacakları tanıtımla vatandaşı tatil için program yapmaya teşvik edebilir. Bu, araştırma sonuçlarının da kanıtladığı gibi hem vatandaşın lehine hem de doluluk oranlarını arttıran otobüs işletmecileri lehine bir durum olacaktır. ■