Türkiye’nin ana ulaşım sistemi karayoluyla yolcu taşımacılığıdır. Hepinizin bildiği gibi noktadan noktaya ulaşım sağlanabildiği için öncelikli tercihtir. Her ne kadar çoğalan havalimanları nedeniyle havayolu, hızlanması nedeniyle trenlere rağbet artsa da her iki ulaşım sistemi de noktadan noktaya ulaştıramıyor yolcusunu. Yine ve muhakkak karayoluna ihtiyaç doğuyor.
Otobüsler gelişen teknolojiyle artık hep akıllı. Otobüslerle yolcuyu emanet ettiğimiz sürücüler bilinçli mi? Eğri oturup doğru konuşalım… Yeterince değil. Eskiden muavinlik vardı ve teknoloji bu kadar hızla gelişmiyor ve değişmiyordu. Artık muavinlik yok ve kurallar gereği yaşı küçük olanlar çalışamıyor. Şoförlüğü meslek edinse bile bir kişi, koca otobüsü idare edemeyebilir, kaç binek otomobil büyüklüğünde ve kaç ton ağırlığında bir otobüs, biliyor musunuz?
Eskiden yollar kötüydü, kusurluydu… Şimdi o oran düşmüş binde 8’e. Araçlar ise tam bir teknoloji harikası… Kusur oranı daha da düşük: Binde 5. Yani insan kusuru nedeniyle gerçekleşiyor bütün kazalar. Peki, insan kim? Yolcunun kusuru nedeniyle yaşananlar da göz ardı edilecek kadar azdır. Demek ki o insan kusuru dediğimiz sürücü hataları.
O insanı, yani sürücüyü hataya iten etkenler neler? Eğitim eksikliği. Güvenli sürüş tekniklerini bilmeyenler eninde sonunda muhakkak kaza yapacak, can ve mal kaybına yol açacaktır.
Yapılması gereken tek şey var: Her firma kendi kaptanını eğitimden geçirecek. Zorunlu tutulacak bu eğitim sonucunda sürücüler hepimize kazandırabilir. Oysa firmalar, yevmiyesi kesilmesin diye sürücülerini eğitime bile çağırmayabiliyor. Denetimlerin de eksiklikleri binince üstüne, kaçınılmaz son: Kaza.
Büyük firma sahipleri ve derneklerimiz ile federasyonlarımız ne için var? Tam da bunun için. Gerçekten sıkı bir eğitimden geçirilse, birçok sürücünün kullandığı teknolojiden bihaber olduğu görülecektir.
İğniye kendine batırmayanın çuvaldızı başkasına batırma hakkı olamaz. Ey, anlı şanlı, biraz da yandan çarklı derneklerimiz ve federasyonlarımız, ne beklediğinizi söyler misiniz? Yolcu, varsın noktadan noktaya ulaşmayayım, ama kaza ile karşı karşıya kalmayayım deyip gidiyor… Olan da sektöre oluyor. Ülke ekonomisini hiç söylemeyeyim… ■