Ülkemiz zor günleri atlattı, atlatıyor. Allah, her zaman haklının yanındadır. Kimse, kimsenin hakkını yiyemez. Er ya da geç hak yerini bulur. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir sözünün gereğini yerine getirenler her akşam sabahlara kadar demokrasiyi savunuyor meydanlarda. Bu zor günleri de atlatacağımıza inanıyorum. Biz, kendi sektörümüze bakalım.
Ramazan Bayramının ardından, özellikle dönüşlerde yaşanan çilelere değinecektim, ama darbe girişimi gündemi değiştirdi. Başından beri İstanbul Otogarı’nın doğru konumda olsa bile doğru inşaatı olmadığı için sektörün yolunu tıkadığını iddia ediyorum. Bunu, son bayram gidiş ve dönüşlerinde gördük. Giderken çıkışlar tıkandı, dönüşte de girişler… Yolcular gibi sektör çalışanları da mağduriyet yaşadı. Peki, bu zahmeti sektörümüz hak ediyor mu? Haklıya haklı dememiz gerekirse hak etmiyor. Gece gündüz demeden, sıcak soğuk dinlemeden halka güvenli ve kaliteli hizmet için çalışan sektörümüzün en önemli merkezi olan İstanbul düğümleniyor. İstanbul’da otogara girmek bir dert, çıkmak bir dert. Zaten kaptanların ve personelin ne doğru dürüst dinlenme alanı var ne de otobüslerin çekilebileceği bir otopark. Ama birileri sırf rant uğruna otogarı savunuyor. Oysa İstanbul, büyük bir merkez, doğu-batı ekseninde 100 kilometreyi aşkın bir mesafesi var. Biz, birkaç otogar yapsak, yolcu da kolay ulaşır, otobüsler de şehirden kolay çıkar. Ücretsiz yolcu servisleri de azalır; bu şehiriçi trafiğine de olumlu yansır. Anadolu’dan gelen yolcu da yollarda mağdur olmaz.
Özellikle bayram gibi önemli günlerde, sezonda ve tatil günlerinde otogardan çıkana kadar akla karayı seçiyor insanlar, afakanlar basıyor herkesi. Geciktiklerine mi yansınlar, sıkıntıdan patladıklarına mı? Bir de kaptanlar açısından bakın, daha otogardan çıkmadan sürelerini doldurdukları gibi stresten yoruluyorlar.
Sektörün anlı şanlı, biraz da yandan çarklı, sözüm ona yöneticileri ne yapıyor? Sorunlara çözüm bulmak yerine rant peşinde mavi boncuk dağıtıyor. Sayın Cumhurbaşkanı gibi söylersek: “Ey karayolu yolcu taşımacılığı sektörünün başında yer alanlar! Bırakın takiyye yapmayı da otogar sorununu çözmek için çalışın!”
İstanbul Otogarı’nın adı yeniden değiştirildi. Büyük İstanbul Otogarı idi, küçüğü de, ortancası da olmalı diyenlerin sesini kısmak için “büyük” ibaresi kaldırıldı. Şimdi de iktidara takiyye yaparak adını “15 Temmuz Şehitler Terminali” yaptılar. Bir tek amaç var, rant kapısı kapanmasın. Peki, otobüsçü kandı mı bu takiyyeye? Hayır! Hükümet kanar mı? İnşallah hayır! ■