Dünya gündemini yılbaşından beri had safhada meşgul eden pandemi ülkemizde de hayatı bir süreliğine durdurdu.
Daha önce tüm dünyayı etkileyen böylesi bir salgın görülmediğinden, bu anlamda hiçbir ülke ilk etapta çok tedbirli olamadı maalesef. Geçmiş yıllarda belki bundan daha tehlikeli ve öldürücü salgın hastalıklar elbette ki olmuştur. O dönemlerde, ulaşımın bu günkü kadar hızlı ve yaygın olmaması sebebiyle, 5 kıtada birden aynı anda görülmesi mümkün değildir.
Ulaşım, toplumun gelişmesinde en önemli unsurlardan biridir. Ülkemizde de önemli bir sektördür. Geleneksel olarak, bizim de faaliyet gösterdiğimiz karayolu ulaşımı ile başlayan süreç, son zamanlarda havayolu ile sonrasında da demiryollarının gelişmeye başlaması ile komplike bir hale dönüşmüştür.
Ancak her teknolojik gelişmenin nimeti kadar bir külfeti de olduğu gerçektir. Ulaşım için kullanılan araçlar ister istemez çevreye karbon salınımı yapmakta ve ısı yaymaktadır. Bu dönemde her alandaki kısıtlamalar yüzünden doğanın kendini biraz olsun topladığı; küresel ısınmanın düştüğü iddia edilmektedir. Ümit edelim ki; bu günlerde yaşanan zorlukların bize olan zararı yanı sıra doğaya bir nebze katkısı olsun.
İnsanın kurduğu düzende, hayatın devamı için kıyasıya mücadele mecburen hep olacaktır. Mevcut şartlarda, süregelen ekonomik eylemler, salgın nedeniyle kesintiye uğramış; sağlık sorunu değilse bile pek çok insanda ekonomik ve sosyal travmalar oluşmuştur.
Yolcu taşımacılığı, bu anlamda çok ağır yara alan sektörlerin içindedir. Çok yüksek maliyetli araçlar, kredi ile alınmakta, mevcut çalışma endeksi göz önünde tutularak buna uygun ödeme planları yapılmaktaydı.
Bu döneminde ara verilen çalışma ile tüm düzen tepetaklak oldu. Araçlardaki, garajlardaki çalışanlar kadar işverenler, mola yerlerindeki işletmeler, akaryakıt istasyonları vb. her şey domino tesiriyle etkilendi ve hala da etkilenmeye de devam edecek gibi duruyor.
Şehirlerarası için böyle olan bu husus, turizm taşımacılığında benzer ve fakat farklı sorunlar doğurdu. Turizm taşımacıları, bu yıl için neredeyse sıfır çekecek gibi görünüyor. Personel ve öğrenci taşımacılığı da yapanlar benzer ama apayrı sorunları yaşıyorlar.
Gerçek şu ki, öz kaynakları yeterli olmayan işletmeleri zor günler bekliyor. Buradan güzel şeyler yazmayı her ne kadar arzu etsek bile gerçekleri görmemek, göstermemek kafayı kuma gömmenin kimseye bir katkısı olmayacak.
Herkes ikinci dalga gelecek mi diye düşünüyor…
Peki ya ekonomik tsunami olursa? ■