Perdövites / Takatsiz uçan bir uçak

TURİZM TAŞIMA

Progo Travel Genel Müdürü Kerem Serkan Çoban, turizm taşımacılığı üzerine görüşlerini paylaştı.

Kerem Serkan Çoban, Progo Travel Genel Müdürü, kerem.coban@viatransport.com.tr

Havacılıkta perdövites olarak tanımlanan durum, yüksek yoğunlukta ölümcül kaza ile sonuçlanan vahim bir havacılık tanımıdır. Hava aracının, havada tutunabilme yeteneğini kaybetmesidir, irtifa kaybederek tehlikeli ve kontrol dışı duruma girmesi olarak özetlenen bir durumdur.

Yüksek irtifada meydana geldiğinde, hava aracının burnunun aşağı doğru itilmesi, motora giden havanın arttırılması vb gibi yöntemlerle tekrar kontrol sağlanmaya çalışılır. Hava aracının bu duruma gelmesi; birçok teknik, operasyonel veya dış kaynaklı, birden fazla hatalar zinciri kaynaklı olabilir. 

Hepimizin yolcu olarak güvenle seyahat ettiğimiz havacılık sektörü, dünyada en güvenli ulaşım yöntemi olarak biliniyor. Taşıdığı yolcu sayısı, kaza sayısı gibi detayları ile tüm taşıma tiplerine göre en güvenlisidir. Tüm kuralları, paydaşları, ulusal ve uluslararası düzenlemeleri, uçuş emniyetleri, uçuş güvenliği, denetim yöntemleri, sayılacak on binlerce satır kural, uygulama… 

120 yılı aşkın insanlık ve mühendisliğin geldiği son nokta havacılık. Sektörü 120 yıllık tarihi boyunca mühendislik gelişmelerine paralel, uluslararası politikaların ve kuralların geliştirilmesi ile eş zamanlı sosyal ve ekonomik değerler kazandı. Ulusal kurumlar, uluslararası kurumlar entegre güvenlik kuralları ve politikaları ile tüm dünya ülkelerinin topyekûn anlaştığı tek konu olduğunu söylemek yanlış olmaz. 

Ülkeleri ve dünya vatandaşlarını birbirine bağlayan görünmez bir yol havacılık. Bugün uçakların pahalı olması dolayısıyla mı, sektörün büyük olması dolayısıyla mı bunca yıllık havacılık politikası üretilebildi? 

Havacılık sektörü ve politikalarının önemi, bir ülkenin dış ülkeler ile bağını arttırdığı, ekonomisini güçlendirdiği, yerli ve yabancı misafirlere hizmet ettiği, turizmin en önemli parçası olduğu gibi sayılacak on binlerce başlığa sahip. 

Bunların en önemlisi belki de, ülke imajı. Mevzuatların uluslararası oluşu, tüm gelişmiş ülkelerin bu mevzuatlara HARFİYEN UYMASI, sosyal, ekonomik açıdan değerli olduğu kadar ülke imajı açısından da çok önemli. 

Bir ülke düşünelim ve hiçbir yolcu güvenliği, havalimanı güvenliği, uçak teknik hizmetleri, uçuş güvenliği gibi konularda uluslararası kurallara uymasın. Siz böyle bir ülkeye seyahat eder misiniz? Bu ülkenin uçağına biner misiniz?

Elbette ki, cevapları hayır. Ülke itibarı ve imajı açısından çok çok önemli bir konu.

Peki, karayolu taşımacılığı? Turizm taşımacılığı?

Aynı ülke imajı ve itibarı açısından değerlendirelim.

Bir ülke düşünün ki, o ülkenin kanunları ile yerel kuralları birbiri ile uyuşmazlık içinde ve siz ailenizle birlikte bir araçtan aşağı indiriliyorsunuz, hem de havalimanında. Denetim sırasında rezervasyonu nereden aldığınızdan, haklı güvenlik gerekçeleri ile pasaport numaranıza kadar havalimanı çıkışında araçta yeniden kontrol ediliyorsunuz. 

Aracınız D2, ama yol güzergah belgesi vb. derken harcanan süre 10 dakikanın üzerine çıkıyor. İstanbul gibi bir turizm başkentinde, 3 yılı aşkın verilmeyen turizm yol belgesi nedeniyle bağlanan araçlardan, bugün “turizm yol güzergah” belgesi verirken D2’nin sorgulanmadığı bir döneme kadar gelindi.

30 yaşını dolduran uçak havada turisti taşıyor, ancak 15 yaşında ve şehirlerarası hatta çalışmamış bir turizm otobüsü, “turizm yol güzergah” belgesi alamıyor. Sektör havada uçuyor ama bakanlık belgeleri, yerel il belgeleri derken denetimlerle hangi yöne gideceğini bilmiyor. 

Bakanlık ve yerel yönetim uygulamaları arasındaki farklılıklar, adeta hangi havalimanı kulesini dinleyeceğini bilmeyen bir pilot gibi sektörü abandone ediyor. 

Mesleki yeterliliği sadece araç ile ölçülen bir turizm sürücüsü,  gelir sıkıntısı, çalışma zorlulukları ile boğuşurken, ülke imajında turiste ilk temas eden noktada duruyor.

Servis taşıma tahdit plakalı araçlar, yılın 12 ayı turist taşıma hizmeti veriyor. Sürücü kartı ve belgelendirmek için her kurum yarışıyor, ancak gerçek sürücü sorunlarını çözecek ve nitelikleri geliştirecek eğitim gibi planlamalar söz konusu olduğunda ortada kurum kalmıyor.

Binek otomobil ile ticari taşıma, kanunda olsa da yerelde uygulanmıyor. Artık öyle bir noktaya geldi ki, yereldeki düzenleme yönetmeliklere birebir yansıyor.

Turizm taşımacılığı ve hizmeti, ülke imajının bir parçası olduğu gerçeği ile üretilmeyen politikalar, günü kurtaran kurallar, her ilde farklı uygulanan kanunlar ile sektör her geçen gün tehlikeli bir rotaya takati olmayan bir uçak gibi sürükleniyor. Kural koyucular konunun iç politikası ve diğer taşıma modları ile ilişkisinden öteye bir vizyon koymuyor. 

Her şeyi geçtik, anladık. Kimsenin bu sektörün derdini dinleyecek takati kalmamış anlaşılan. 

Komisyonlar, alt çalışma grupları fikirler evet, ama sektörün ana karar vericisi -patronu- belli olmayınca, derdi anlatsak da her karar diğer kurumun münhasır alanına giriyor. Turizm taşıma ve ulaşım hizmeti çoklu düzenleyici ve kural koyucu çekişmeleri arasında yitip gidiyor. 

Sahipsiz ve takatsiz bir sektör, her gün kaybedilen irtifası ile artık hissikablelvuku nev’inden bazı olacak şeyleri hissediyor. ■

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.