Taner Akartuna / Ece Tur Yönetim Kurulu Üyesi
“Herkes eline odunu alır, kendine göre yontar”, böyle bir söz vardır. Ancak şimdi dile getireceklerim ne bir sitem ne de isyan. Ama yeter. Artık sesimizi duyun istiyoruz. Turizmci her kış hazırlığını yapar “yaza merhaba” der, işine bakardı. Şimdiyse, son 3 yıldır, bu yaz bizi ne bekliyor derdine düştük. Pandemi hayatımıza girdiğinden bu yana çok şey değişti. Tüm sektör ayakta kalma mücadelesi verdi.
Fiyat veremez hale geldik
Tam, her şey yoluna girdi, derken maalesef ekonomik dalgalanma başladı. Bunu da aşarız derken Rusya-Ukrayna savaşı başladı. Peki, tüm bunlar olurken turizm taşımacısı ve şehirlerarası otobüsçü de dahil maalesef yeterli destek göremedi. Göremediği bir yana, zarar etmeye de başladı. Sektör, acentelere ve transfer yolcularına fiyat veremez hale geldi. Çünkü kimse Temmuz ayında mazotun litre fiyatı ne olacak ya da ne kadar olabilir, kimse bilmiyor, tahmin dahi edemiyor. Bu da yetmezmiş gibi, şahsa kiralanmış belgeli korsan araçların sayısı binleri aştı. Sorsan sözleşmeli araç görüntüsü altındalar, ancak net bir çözüm yok. Bakanlığımız ise elbet bu olayın farkında, ama denetim mekanizmasının bunu ayırması imkansız olduğu için yıllardır bu işi yapan logolu araçları ve çalışan personeli denetliyor.
Denetim doğru uygulansın
Bizler her zaman el altındayız. Bunu dile getirirken denetime girmeyelim algısı çıkmasın. Bazı denetim elemanları şoförlerimize denetim esnasında kaba davranıyor. Neden can taşıyan bu kişi hor görülüyor? “Merhaba, iyi çalışmalar” demek, kontrollerini yapmak çok mu zor? Kiralık olarak bahsettiğimiz araçlar nasıl olsa bir şekilde bu denetimlerden geçip gidiyor.
D2 belgesinin durumu
Bu yüzden D2 belgesinin tanımı bana göre netleşmeli. Her şehirde farklı uygulamaya maruz kalmamalı. Koltuk kapasitesi gözden geçirilmeli. Sözleşmeli araç konusu ele alınmalı. Havalimanlarında, gemi limanlarında vs. minivan tarzı araç yolcu aldı mı korsan muamelesi görmekten çıkarılmalı. Denetim sadeleştirilmeli. Yolcunun kapısını açıp, “adın nedir, nereye gidiyorsun” demek nedir? Seyahat özgürlüğü maddesinin ihlali değil midir bu? Bir ihbar vardır. Aranıyordur vs. bu ayrı, ancak dijital çağda yaşıyoruz.
Yolcu tedirgin ediliyor
Plakayı sorgula, UETDS ve yetki belgesi tamsa neden yolcuyu tedirgin ediyoruz. Nasıl olsa belgeliyle korsanı ayıramıyoruz. Çünkü hiçbir araç sahibi, “belgeyi kiraladım” demez. Ayrıca taksi, havalimanından vs. yolcu aldığında kimi taşıyor diye bakıyor muyuz? D2 belgesi tarifesiz ise belgeye tarifeli gibi UETDS süresi neden bir saat? Adı üstünde tarifesiz taşıma… Uçağa, gemiye vs. göre çalışıyoruz. Turlar hariç, rötar da yapıyor, erken de geliyor; o zaman araç hareketi ile eş zamanlı bilgi girmenin ne sakıncası olabilir? Şoför değişikliği yaşanmak zorunda kalındığında günlük sigorta girişi neden yapılamıyor? Bunlar sahada yaşanan gerçekler.
Desteklenmiyoruz!
Gelelim üvey evlat meselesine… Desteklenmiyoruz. Evet, kim arkamızda, kim bizimle? Ne mazot ne köprü/otoyol geçişlerinde ne de uygun banka kredi desteği ve devlet teşvikiyle ÖTV’den yararlanabiliyoruz.
Turizm taşımacısı göz ardı ediliyor
Yaşanan zorlu süreçte ülke ekonomisine en önemli katkıyı sağlayacak belki de ülke ekonomisinin nefes almasını sağlayacak turizm sektörünün en önemli paydaşı olan turizm taşımacıları neden göz ardı ediliyor? Bu şekilde davranılıp sonra da turizm taşımacısından ülkeye katkı sağlanması yönünde beklentiye girmek ne kadar anlamlı? Bu anlayış ile ülkemizin yaşayacağı zorlukları atlatmak çok zor olur. Bunun bilinmesini de istiyoruz. ■