Toplumlar, bireyler tarafından oluşur. Bireylerin ihtiyaçları, sonuç olarak toplumun ihtiyaçlarını belirler. Dünyada mevsimlerin değişmesi misali yaşanılan dönemin gereği, ihtiyaçlarda dönemsel değişiklikler gösterebilir. Hatta yöre, yaş gurubu, kültür ve gelir seviyesi gibi farklılıklar bile olsa insanların temel ihtiyaçları benzerdir. Bunların başında gelen yeme, içme ve barınma ve dinlenme ihtiyacı değişmez.
Günümüz hızlı temposundan bunalan insanlar için hafta sonu veya yılın belirli dönemlerinde farklı ortamlar ve eylemler için tatil yapma ihtiyacı da temel ihtiyaçlar arasında sayılmalıdır.
Tüm dünyada yadsınmayacak bir büyüklüğe ulaşmış bu tatil yapma düşüncesi Turizm olarak adlandırılır. Turizm olgusu dünyada o denli önem kazanmıştır ki; pek çok ülke gelirinin büyük bir bölümünü bu sektörden elde eder hale gelmiştir.
Yaz turizmi, kış turizmi derken, hac turizmi, kültür turizmi, kongre turizmi gibi pek çok alanda ihtisaslaşma isteyen çeşitlenmeler oluşmuştur. Ülkemiz bu alanda pek çok çeşidi ile büyük bir potansiyele sahip şanslı ülkelerdendir. Turizme verilen önemin gereği olarak bu alan bakanlık düzeyinde organize edilmektedir.
Siyasal ve ekonomik koşullardan etkilenmeler olsa da ülkemizin turizm potansiyeli bu alanda yapılan yatırımlar, istihdam edilen personel sayısı ve dolaylı ve direkt olarak bu alanda faaliyet gösteren işletmelerin sayısı oldukça fazladır.
Turizmin farklı yöreler ve farklı eylemler içermesi tanımından yola çıkıldığında, mutlaka bir yer değiştirme söz konusudur. Bu ise hava, deniz ve karayoluyla; çoğunlukla da bu üç unsurun entegrasyonuile mümkün olmaktadır.
İç ve dış turizm olarak iki ana başlık altında toplanan bu faaliyetlerde, karayolu yolcu taşımacılığı önemli bir yer almaktadır. Ülkemize yurt dışından gelen turistlerin konaklayacağı yerlere ve yörelere ulaşımı karayoluyla yapılır. Turizmin artması sonucunda karayolu taşımacılığının içerisinde turizm taşımacılığı başlığında ayrı bir ihtisas alanı oluşmuştur. Karayolu yolcu taşımacılığı kanununda, şehirlerarası yolcu taşımacılığı ile turizm taşımacıları ayrılmıştır. Bu firmalar, kayıt altına alınırken D1, D2 ve D4 gibi farklı belge sınıflarıyla tasnif edilmiştir.
Tarifeli karayolu yolcu taşımacılığından farklı beklentileri karşılamak için oluşan ve her geçen gün daha da gelişen bu ihtisas alanında da araç seçiminden tutun da araçların iç dizayn yapıları, personel kıyafet ve davranışlarından, ikramlara kadar farklılıklar görülmektedir. Münhasıran bu alanda faaliyet gösteren firmalarda bile ilgi alanlarına göre farklılıklar olduğu; şirketlerin içerisinde VIP taşımacılık ve transfer taşımacılığı yapan departmanlar oluştuğu gözlenmektedir.
Önümüzdeki günlerde çok daha hızlanacağına emin olduğumuz bu sektörde sezon öncesi bir hareketlenme görülüyor. Geçtiğimiz yıl bölgede yaşanan siyasi durumlarından oldukça etkilenen taşımacılar bu yıl içinde yaralarını sarmayı hedefliyor. Şu ana kadarki izlenimler, geçen yıla nazaran çok daha iyi bir potansiyelin oluşacağını gösteriyor.
Taşımacılar, her yaşadıkları olaydan ders çıkarmayı bilen ve bunun tekrarı olmaması için tedbir alan, sürekli değişim ve gelişim gösteren insanlardır. Turizmin önemini gereği sadece araç yatırımı ile yetinmeyerek, tüm kadrolarının da sürekli değişim ve gelişime adaptasyonu için eğitime önem verirler.
Çevremdeki taşımacıların son zamanda çok önem kazanan iş güvenliği ve işçi sağlığı konusuna zorunluluktan öte bir önem verdiklerine bizzat şahit oluyorum. Bölgemizde önemli bir sivil toplum örgütü haline gelen İZTAD ve EGETURDER yöneticilerinin bu alandaki aktif girişimlerini hayranlıkla izliyorum. Konunun hâkimi insanlar ile bir araya gelerek önce bilgilenme ve sonrasında bilgilendirme ve eğitim programları planlamalarının yanı sıra her biri kendi şirketlerinde bu konuyu önemsiyor ve ciddi olarak uygulamaya alıyor. Bu yaklaşım sonucu bu alanda sorunlara hâkim, çözümlemelerüretebilecek deneyime sahip kişiler ile birlikte öncü çalışmalar yapıyorlar.
İş güvenliği konusunda ciddi yaklaşımlar, taşıdığımız insanların güvenlik ve konforları için yapılan bir yatırımdır. ■