“Birlikte Dünyanın Yolunu Aldık” sloganıyla başlayan forumun açılışında bir konuşma gerçekleştiren TÜRSAB Başkanı Firuz B. Bağlıkaya, turizmin ekonomik ve sosyal açıdan önemine dikkat çekerek, “Temeli barışa ve güvene dayanan turizm, pandemi veya savaş gibi önemli ve küresel krizlerde ne yazık ki en büyük darbeyi alan sektör konumunda. Tam da bu nedenle huzur, güven ve barışa en çok ihtiyacı olan sektör de yine turizm. Ülkemizde dış ticaret açığının tamamını kapatabilen sektör olarak turizmin önemi ve anlamı, bu dönemde çok daha iyi anlaşılmaya başladı” değerlendirmesinde bulundu.
“Turizmde yol haritaları ve stratejilerin bir kez daha gözden geçirilmeli”
Pandeminin ardından yakın coğrafyamızda yaşanan savaş ortamının turizme olumsuz tesirleri olduğuna işaret eden TÜRSAB Başkanı Bağlıkaya, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Son gelişmeler turizmde yol haritaları ve stratejilerin bir kez daha gözden geçirilmesini zorunlu kılıyor. Yeni dönemi ve parametrelerini iyi okuyup buna göre stratejiler geliştirmeliyiz. Dolayısıyla, bugün bir araya gelmemize vesile olan TÜRSAB Turizm Forumu benzeri etkinliklerin, beyin fırtınası yapılarak yeni yol haritalarının belirlenmesinde önemli bir misyon üstlendiğini düşünüyorum.”
Çorabatır; “Turizm sektörüne verilen destekleri biz her zaman misliyle geri ödedik”
TÜRSAB Turizm Forumu’nun açılışında konuşan TÜROFED Başkanı Sururi Çorabatır ise pandemi nedeniyle turizm sektöründe yaşanan krizin tam anlamıyla sona ermediğini ve etkilerinin sürdüğünü ifade ederek bu süreçten turizm sektörünün tüm bileşenlerinin güçlerini birleştirerek ortak akılla çıkabileceklerine dikkat çekti. Çorabatır, “Yol haritasını geliştirmemiz gerekiyor. Son iki yıllık süreçte gördük ki ortak akılla hareket etmekten başka çaremiz yok” şeklinde konuştu.
Turizmin dünyadaki siyasi ve ekonomik gelişmelerden en çok etkilenen sektör olduğunu ve son 20 yıllık dönemde birçok krizle karşı karşıya kaldığını belirten Çorabatır; “Turizm sektörüne verilen destekleri biz her zaman misliyle geri ödedik. Bugün bizlere verilecek destek ülkemizin yarınlarına verilecek destektir. Turizm getirilerinin ülkemiz için hayati önem arz ediyor” dedi. Çorabatır ayrıca, “Pandemi döneminde birçok konuyu ele aldık. Bunlardan en önemlisi çevre ve iklim değişikliği oldu. Pandemi döneminde çevre ve iklim değişikliğinin önemini gördük. Bu iki konu turizm için değil insanlığın geleceği için önümüzdeki yıllarda çok önem taşıyacaktır. Bu noktada biz turizmciler olarak sorumluluğumuzu bilmeliyiz. Karbon ayak izini minimuma düşürecek önlemler almalıyız. Su kaynaklarını daha verimli kullanmak için ortak çalışmalar yapmakla birlikte bu sorumluluğu misafirlerimize de aşılamalıyız. Çevreyi koruma ekosistemde dengede tutmanın iklim değişikliğiyle savaşmanın öncüleri biz turizmciler olmalıyız. Önümüzdeki yılların en çok konuşulacak konularından bir tanesi iklim değişikliği, sıfır atık ve karbon salınımı olacaktır” dedi.
Narin: “1,7 milyon yatağın yenilenmesi gerekiyor”
Çorabatır’ın ardından konuşan Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Oya Narin, turizmciler olarak birlikte çalışmanın önemine işaret ederek, TTYD olarak bundan sonra da turizm sektör bileşenleriyle ortak çalışmaya ve sektör desteklemeye devam edeceklerini kaydetti. Bu hedefleri doğrultusunda Turizm İstişare Kurulu’nu kurduklarının altını çizen Narin, turizm sektörünün yaşadığı onca krize rağmen ilerlemeye devam edeceğini ifade etti.
Turizmde gelecekte yapılması gerekenlere de değinen Narin, önümüzdeki dönemde Türkiye’deki 1,7 milyon yatağın düzenlenmesi, renove edilmesi ve çeşitlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Söz konusu yatakların yenilenmesi için desteğe ihtiyaç duyduklarının altını çizen Narin, turizm rezidansları konusuna da değindi. Rezidansların yasal alt yapısının süratle tamamlanması gerektiğine dikkat çeken Narin, rezidansların sürdürülebilir turizmi desteklediğini ifade ederek şöyle devam etti: “Bu ürünler sürdürülebilir turizmi destekliyor. İspanya’ya gidenlerin yüzde 50’si tarifeli seferlerle uçuyorlar. Bu da şu demek: Bu kitlenin ya orada bir evi var ya da uzun kiralama gerçekleştiriyorlar.”
Duayen isimler TÜRSAB Forumu’nda turizmin geleceğini konuştu
TÜRSAB’ın organize ettiği 2. Turizm Forumu; açılış konuşmalarının ardından “Ekonomik Gelişmelerin Türkiye ve Dünya Turizmine Etkisi” konulu panel ile devam etti. T.C. 54. Hükümet Turizm Bakanı Bahattin Yücel moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde TÖSHİD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tevfik Nane, Nebil İlseven ile Dünya Gazetesi Yazarı Şeref Oğuz panelist olarak yer aldı.
“Ekonomik Gelişmelerin Türkiye Ve Dünya Turizmine Etkisi” Tüm Boyutlarıyla Ele Alındı
Panel açılışında ulusal ve uluslararası alanda yaşanan gelişmelerin turizm sektörüne etkisine dair değerlendirmelerde bulunan Bahattin Yücel, “Hibrit toplantılar dünyadaki değişim ve gelişime de çok önemli bir örnek oluşturuyor. Pandemi sürecinde dünya sivil havacılığı çok ciddi yara aldı. Uçakların büyük bölümü kargo taşımacılığına döndüler. Normalleşmeyle birlikte artan talebe göre kenara çekilen uçaklar yeniden uçmaya başladı. Ama artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bu toplantıda, "Her şey nasıl eskisi gibi olur ?" sorusunun cevabını konuşmak önemli. Aslında turizmde hep dış koşulları konuşuyoruz ama bir de iç koşullar var. Yargı kararları Türkiye’yi uluslararası kamuoyunda zor duruma düşürüyor. Örneğin müzik yasağının sektöre etkisi çok büyük oldu. Türkiye’yi ithalatla yönetilen hormonlu büyüme yoluna soktuk. Sektör kendisi dışında kaynaklanan büyük bir zorluk içerisinde. Bunu da anlatmak zorundayız” diye konuştu.
Mehmet T. Nane: “Batı Avrupa ve Ortadoğu pazarlarına yöneldik”
Panelde “Ne oluyor ne değişiyor?” sorusuna yanıt arayan TÖSHİD Yönetim Kurulu Başkanı ve Pegasus Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mehmet Tevfik Nane, şunları kaydetti: “Biz son üç yıldır bütçeyi yaparken hep bu yıl normalleşeceğiz diye düşünerek yapıyoruz. Bu sene Ukrayna-Rus arasında başlayan savaş bizim planlarımızı değiştirdi.Sadece Pegasus Airlines olarak 500 bin kişi Ukrayna’dan, 1 milyon turist de Rusya’dan taşımayı hedeflemiştik.Türkiye olarak ise 2022 yılında Ukrayna’dan 2,5 milyon, Rusya’da 6,5-7 milyon turist bekliyorduk. Ben hep derim, ‘nefes alıyorsak umut vardır’ diye.Pegasus olarak bu süreçte hemen Batı Avrupa ve Ortadoğu pazarlarına yöneldik. Sigorta konusundaki sıkıntılar nedeniyle Rusya’daki uçuşlara birkaç hafta ara vermek zorunda kalmıştık. Bu sorunu çözdükten sonra Mart ayı itibariyle itibaren uçmaya başladık. Rusya’dan yeni destinasyonlara talep oldukça yeni uçuşları ekliyoruz. Moskova-İzmir’i başlatacağız. Rusya’da Pegas, Coral ve Azur ile iş birliği yaparak turist getirmeye devam edeceğiz.”
Şeref Oğuz: “Türkiye'ye turizm kadar sıcak güç, enerji katacak sektör yok”
Dünya Gazetesi Yazarı Şeref Oğuz ise konuşmasında dünya ekonomisinin iyi bir yere gitmediğini ve ekonominin politikayla çok daha fazla anıldığı bir döneme girildiğini ifade etti. Türkiye’nin borçlanmasında ciddi sıkıntılar bulunduğunu belirten Şeref Oğuz, şöyle devam etti: “Türkiye her 100 dolarlık ihracatının 65 dolarını ithalata veriyor. 32-33 milyar dolarlık cari açığımız var. En çok döviz kazandıran sektör turizmdir.Turizm sektörünü incelediğimizde dışa bağımlılık oranı binde 5 civarında. Turizmciler ülkeye çok net ve temiz döviz kazandırıyorlar. Devlet ihracatçıları destekliyor. Ancak ihracatçılarımız için gösterdiğimiz emeğin 10’da birini turizmciler için yapmadık. Türkiye'ye turizm kadar sıcak güç, enerji katacak sektör yok. Turizmcilere gözümüz gibi bakmalıyız, çünkü net ve temiz döviz geliri getiren bir sektör. Turizmcileri para kazandıran kamu diplomatı olarak görüyorum. Turist sayısı ile övünmek yerine turist başına geliri artırmaya odaklanmalıyız. Hala kişi başı 1.000 doların gerisindeysek bunu düşünmemiz lazım. Türkiye turizm gelirinde ilk 10'a girebilecek potansiyele sahip. Ama turizmimiz 12 silindirli Ferrari olarak yalnızca 6 silindirini kullanabiliyor.”
İlseven: “Turizm kendi yağıyla kavrulurken başka sektörlere de hayat veren bir sektör”
Panelde konuşan Nebil İlseven de turizm sektörünün finansal yapısıyla ilgili ayrıntılı bir sunum gerçekleştirdi. İlseven, finansman sorununun sektörün yeteri kadar rahat nefes alamaması ve yenilikleri beklenen hızda ve nitelikte gerçekleştirememesine yol açtığını, bu yönüyle de sektöre ayak bağı olduğunu dile getirdi. İlseven konuşmasına şöyle devam etti: “Turizm 1985 yılında aldığının 40 mislini ekonomiye geri veren bir sektör. Turizm kendi yağıyla kavrulurken başka sektörlere de hayat veren bir sektör. Sürdürülebilirliği büyük önem taşıyor. Bu yıl kişi başı ortalama gelir 850 dolar olacak. 750-850 dolar seviyelerini bir türlü aşamıyoruz. 1000 dolarları aşmamız gerekiyor. Sektördeki sıkıntılı kredilerin oranı yüzde 5 olarak görülüyor ama bu oran yüzde 12 civarında. Türk turizminde, para piyasaları ağırlıklı finansal kaynak yapısının çeşitlendirilmesi ve bankacılık sektörüne olan bağımlılığının azaltılması gerekiyor. Sürdürülebilirliğin kurumsallaştırılması önemli. Turizm sektörü kendi problemlerini çözmede kendi başına bırakılacak bir sektör değil. Çünkü tüm ülkeyi ilgilendiren bir sektör.”
Turizmin geleceği dijital dönüşümdü
Günün ikinci paneli “Turizmin Geleceği” başlığı ile yapıldı ve oturum Fest Travel Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Pekin’in moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Panelde, Antalya Büyükşehir Belediyesi Turizm Danışmanı Osman Ayık, Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebru Günlü Küçükaltan ve HotelRunner Satış ve İş Geliştirme Direktörü Rıza Kaynak konuşmacı olarak yer alırken sektörü nasıl bir gelecek beklediğine dair değerlendirmelerde bulundular.
Osman Ayık: “Yatırımların çevre ve kaynakları koruyarak sürdürülmesi önemli”
Dünya ve Türk turizminin çok kritik bir süreçte bulunduğunu belirten Antalya Büyükşehir Belediyesi Turizm Danışmanı Osman Ayık, turizmin yapısal olarak pandemide önemli ölçüde tahribat yaşadığını dile getirdi. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü Başkan Yardımcılığı (UNWTO) dönemindeki deneyimlerini katılımcılarla paylaşan Ayık, daha dayanıklı, daha sürdürülebilir ve daha sağlıklı biçimde gelecek kuşaklara aktarılabilecek bir turizm altyapısı oluşturmanın UNWTO'da önemli gündem başlıklarından biri olduğuna işaret etti.
Enflasyondan emtia fiyatlarındaki artışa pek çok etmenin bu süreçte rol oynadığını ifade eden Osman Ayık turizmin çözüm yolları üretmesinde ortak aklın önemine dikkat çekerek sektörün birlikte hareket ederek yeni bir yol haritası oluşturmasının önemine değindi.
Dünyada çok önemli bir nüfus artışı olduğuna dikkat çeken Ayık, 2050'de 10 milyara çıkacak dünya nüfusunun yüzde 70'inin kentlerde yaşayacağını ifade etti.Kentlerdeki nüfus yoğunlaşmasının önümüzdeki dönemde turizmi en fazla zorlayan gelişmelerden biri olacağını kaydeden Ayık, “Çevreye doğaya duyarlı turizmin giderek önem kazanacak. Mevcut değerleri yok etmeden sürdürülebilir turizmi nasıl oluşturacağız bunu konuşmamız ve buna göre çözüm yolları bulmamız gerekiyor" şeklinde konuştu.
Seyahat acentalarının da bu gelişmelere uygun biçimde değişip dönüşmeleri gerektiğinin altını çizen Osman Ayık, konaklama yatırımlarının da çevre ve kaynakları koruyarak sürdürülmesinin önemine dikkat çekti. Tüketicilerin talep ve beklentilerinin de bu paralelde değişip dönüştüğüne dikkat çeken Ayık, önümüzdeki dönemlerde seyahat frekanslarının azalacağını ancak konaklama sürelerinin uzayacağını dile getirdi. Ayık, bu noktada akıllı kentlerin, dijitalleşmenin, kişilerin kendilerini özel hissedecekleri tesislerin öneminin daha da artacağını söyledi. Ayık ayrıca, “1980’lerde biz başka bir felsefeyle yola çıktık. Çok yatak üretip çok turist ağırlayıp çok döviz getireceğimizi sandık. O felsefeyle yola çıktık ve nitekim belli bir süreçte başarılı olduk ama bugün bu noktada birtakım şeyleri değiştirmenin tekrar zamanı geldi. Covid-19 ile ciddi bir uyarı aldık. Bizim yeni bir hikaye yazarak dönüşümü başlatmamız lazım. Biz 20 yılda inişlere çıkışlara rağmen sayıların üzerine koyarak geldik. Ama sayıların üzerine koyarak gelmek bize bir şey kazandırdı mı kazandırmadı mı? Bugün zaten değerlendirme yaptığımızda istatistiklere döktüğümüzde gördük ki ortalamalar kişi başı gelirler bizi istediğimiz yerlere getirmemiş. Yaşanmış bir tecrübe var biz bu tecrübeyi eğer geleceğe yeniden dizayn etmeye yansıtabilecek mekanizmalar oluşturursak her şey değişebilir” dedi.
Prof. Dr. Ebru Günlü Küçükaltan: “Mutlu mezunlarla, mutlu turistleri uğurlarız”
Türkiye’de turizm alanındaki yükseköğretim kurumlarına ait istatistiksel verileri paylaşarak konuşmasına başlayan Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebru Günlü Küçükaltan, nicelikten ziyade nitelikli eğitime yönelmenin önemine dikkat çekti. Bu konuda hem eğitim kurumlarına hem de sektör temsilcilerine önemli görevler düştüğünü ifade eden Küçükaltan, ’Kriz ortamı turizm öğrencilerde kaygıyı arttırıyor. Mutlu mezunlarla, mutlu turistleri uğurlarız, mutsuz mezunlarla mutsuz turistleri uğurlarız” değerlendirmesinde bulundu.
Dünyada turizm alanında eğitim süreçlerinin giderek farklılaştığını dile getiren Prof. Dr. Küçükaltan, turizmde dijitalleşmenin günden güne önem kazandığını vurguladı. Küçükaltan, “Girişimci, inovatif ve yenilikçi, sosyal farkındalığı yüksek bireylerin yetiştirilmesi önem kazanıyor. Uluslararası anlamda dijital yetkinlik ve dijital devinim ön plana çıkmaya başladı” dedi.
Rıza Kaynak: “Dijitalleşmiş acenta ve otellerde misafir şikayetleri azalıyor, memnuniyet artıyor’’
Dijitalleşme konusunun son yıllarda öneminin arttığına işaret eden Rıza Kaynak, son yıllarda seyahat acentalarının dijitalleşmesi noktasında da önemli aşamalar kat ettiklerini dile getirdi. Dijitalleşmiş acenta ve otellerde misafir şikayetlerinin azaldığını ve memnuniyetinin arttığını kaydeden Kaynak, turizm sektörünün dijitalleşmeyi geriden takip ettiğini belirtti. Misafirin artık hız istediğini vurgulayan Rıza Kaynak, satın alma süreçlerinin yanı sıra envanterin de dijitalleşmesinin önemine dikkat çekti.
Son zamanlarda “metaverse”in turizmde son derece önemli hale geldiğini ifade eden Kaynak, uzaktan deneyimlemenin rağbet gördüğünü belirtti. 360 derece video görüntüleri ile pazarlamanın artık vazgeçilmez olduğunu kaydeden Kaynak, "Misafirin rezervasyon yaptığı andan check out yaptığı ana kadar onunla dijital temasta olmak gerekiyor" şeklinde konuştu.
Panelin kapanış konuşmasını yapan Bahattin Yücel, bu dönemde kurumların personellerinin bütün masraflarını karşılayarak aileleri ile tatile göndermesi ve harcanan paranın da vergiden düşürülmesi önerisini dile getirdi.
Panel, hediye takdiminin ardından çekilen aile fotoğrafı ile sona erdi.