2014-12-30 12:04:19

Verimlilik

Cumhur Aral

cumhuraral@gmail.com 30 Aralık 2014, 12:04

Hayat, birden çok anlamı olan bir kelimedir. İlk anda aklımıza gelen ise yaşamdır. Aynı şekilde yaşanılan şartların bütünü, yaşantı, Geçim koşulları, Canlılığı gösteren hareket, kaynaşma, Yaşamı sağlayan şartlar anlamlarına da gelmektedir.  

Çocukluk hayatı, iş hayatı, özel hayat yada okul hayatı örneğinde olduğu gibi insan yaşamının evreleri ve bölümleri farklı isimlerde tanımlanır. Baştan da belirttiğim üzere söz konusu hayatlar ayrı ayrı değil; sadece sahip olduğumuz yaşamın farklı evreleridir.  

Geçtiğimiz yüzyılda iş ve özel hayat tanımları birbirlerinden farklı iki dünya iken; Bugün neredeyse tamamen iç içe geçmiş durumdadır. Geçmişte mesai sonrası yada hafta sonları tamamen size ve sevdiklerinize ayırdığınız zamanlar iken bugün neredeyse çok daha farklı bir tempo içerisindeyiz.

Bugün, çalışma hayatındaki bu keskin sınırlar, bazı alanlar dışında tamamen ortadan kalkmış durumdadır. Özel dikkat isteyen işler veya kas gücü gerektiren işler hariç, sahip olduğumuz teknolojik donanımlar ve akıllı telefonlar ile hem özel hayatımızı hem de iş hayatımızı birlikte götürebilir duruma geldik.

Buna karşılık, işin de iş saatleri sınırlaması ortadan kalktı. Yine aynı teknolojik vasıtalar yardımıyla artık bulunduğumuz her mekan, ister ev olsun ister bir restoran yada cafe veya otel alışveriş merkezi neresi olursa olsun her yer işimizi yapabildiğimiz alanlar haline dönüştü.

Yeni fikirler üretmek için mekana ve zamana bağlı kalınmayacağı uzun zamandan beri biliniyor olmasına rağmen geçmiş dönemlerde ve hatta günümüzde bazı geri kalmış metotları uygulama gayreti içinde olan bazı şirketlerde uygulanan hiyerarşik yapı ve şekilcilik, çalışanların yaratıcılıklarını öldüren soğuk sistemler olarak tescillendi.

Sonuç odaklı ve proje bazlı çalışmalar yerine, kalıplaşmış metotlarda ofislerde sabah akşam insanları hapsederek çalıştırmanın verim almakla hiçbir alakası yoktur. Özellikle, bilişim sektöründe çalışanlar için bu tarz mecburiyetler “mahkumiyet” anlamına geldiği için her geçen an solmaya ve sahip oldukları yaratıcılıkları ölmeye başlar. 

Bundan otuz yıl kadar önce silahlı kuvvetler bünyesinde kadrosundan ayrılan bir tanıdığımız uzun zamandır hayalini kurduğu Amerika’ya yerleşir. Oranın en büyük iletişim şirketlerinden biri olan A&T firmasında işe başlar. Her sabah alıştığı üzere kalkar, duşunu alır, traşını olur, kravatını takar işine gider. Bir gün Amerikalı çalışanlar dostumuza neden böyle işe geldiğini sorarlar. Yıllarca askeri okulda katı disiplin içinde yetişmiş olan kişi disiplin, kurallar,  büyük şirket vs. gibi gerekçelerini sıralar. Buna karşılık amiri olan kişi “biz senin kıyafetine yada sakal traşına göre ücret ödemiyoruz. ürettiğin işler ve verimliliğin bizim için önemli” der. 

Yine benzer olarak ülkemizin en yenilikçi şirketlerden biri olan Arçelik’de yeniliklerin ve buluşların tembel mühendisler tarafından yapıldığı bilinir. Uzaktan kumandalı yada evden yada işten komut edilebilen veya zaman ayarlı ev aletleri, ısıtma soğutma sistemleri ile evden çıkmadan çalıştırılarak ısıtılan otomobiller bu düşüncenin ürünüdür. 

Bant sistemi hariç işlerde, ar-ge çalışmaları, ofis çalışmaları, satış ve pazarlama alanlarında uygulanması ve verim alınması mümkün olan bu yöntemle proje bazlı çalışmalarda, hedefin net, süre ve sonuç ilişkisi kurulabilen her işte mutlaka verimlilik ve kazanç rutin çalışmaya nazaran çok daha üst seviyede olmaktadır. 

Çok sevdiğim bir arkadaşımın lafıdır. “Eşekarısı gibi çalışıyorum, bal yok..!”  Siz balarısı olmaya bakın. 

Yeni yılınızı kutluyorumu. ■
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.