Geçtiğimiz hafta, İstanbul’da UİTP toplantısı yapıldı. Toplantıda ulusal sistemin entegrasyonu konusu ağırlıklı olarak işlendi. Biz bunu yıllardır söylüyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, yaptığı ciddi çalışmaları anlattı. Kentiçinde raylı sistemlerin bugün 200 km’nin üzerine çıktığını, 2017 yılına kadar 350’yi geçeceğini, 2023 yılına gelindiğindeyse İstanbul’da 700 km’nin üzerinde raylı sistem olacağını söylediler. Bunlar, İstanbul adına umut verici gelişmeler. Biz zaten Büyükşehir Belediyesi’nin bu konudaki çalışmalarını takdirle izliyoruz. Gerçekten İstanbul ulaşımda yatırıma doymuyor. Tabii, önemli olan ulaşımı verimli, ekonomik ve konforlu hale getirmek.
Ulaştırmada entegrasyon…
Araçlar birer kent mobilyasıdır, kente değer katması gerekiyor görsel olarak. Konforlu olmalıdırlar. Toplu taşıma sistemlerinde, ulaştırma altyapıları işletme yapıları, entegre edilmesi lazım ki, insanlar gerek kentiçinde, gerek kentler arasında çok daha hızlı şekilde dolaşsınlar, zaman kayıplarını en aza indirsinler. Kentiçi entegrasyon dediğimiz zaman, bir Kurtköy Havaalanı düşünün, o bölgede yapılacak bir terminalin E-5 koridorunda Kartal-Tuzla-Pendik-Maltepe bölgelerine yolcuyu aktardığını ve Ataşehir’e veya Harem’e kadar gelmediğini düşünün. Batıda Bahçeşehir’den yolcuların otogara kadar gelmemesi, özellikle Trakya yolculuklarında otobüsün otogardan kalktıktan sonra Bahçeşehir’de gelirken de giderken de transfer yapması, milyonlarca saat işgücü kaybını önlüyor, insanların sosyal hayata daha çok zaman ayırmasına katkı sağlıyor. Otobüslerin ve yolcuların yollarda kaybettiği zamanı iade etmiş oluyor. Ulaşımda planlama dediğimiz, entegrasyon dediğimiz şey budur bize göre.
Ulaşımda planlı dönem…
UITP’de bunların konuşulduğunu gördük. Özellikle ulaştırma altyapılarının kentten geçerken, şehirlerarası altyapıların havaalanları, otogarların, demiryolları, denizyollarının altyapıları ile birbiriyle bağlantılı olması büyükşehir belediyesinin çalışmaları da zaten bu doğrultuda. En yoğun noktalarda transfer imkanı yaratan bölgeler oluşturmak gerekiyor. Bunun, İstanbul için olduğu kadar, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Samsun, Antalya için de çok önemli olduğuna inanıyorum. Geç kalmadan bunu yapmak gerekiyor. Bugün kentsel dönüşümü yapılıyor. Dün yapılan yanlışları düzeltmek için bugün, ulaşımın dönüşümünün yanlışlarını da yarın düzeltmeye çalışacaklar. Onun için ulaşımda planlı döneme geçilmeli. Makro plan ulaşım entegrasyonun şehirlerarası ve şehiriçinde bütüncül bir yapıya kavuşturulması konusundaki master planlar mutlaka yapılmalı. Bundan sonra yapılacak her ulaşım altyapısı yatırımı bu planın parçası olmalı, bir lego gibi. Bu işin bütüne giden bir anlayışla mutlaka çözülmesi lazım.
Aksi takdirde bugün yaşanan sıkıntılar katlanarak artacak. Trafikte kaybedilen zaman, enerji ve değerler katlanarak artacak diye düşünüyorum. Onun için ben, entegrasyonu çok önemsiyorum. Bunu artık fiili sözcük olmaktan çıkarıp uygulamaya koymanın zamanı geldi, geçiyor bile.
Türkiye, bir yanda ulaşım yatırımlarında havayolunda, demiryolunda çok önemli yatırımlar yapıyor. Karayolunu yok sayan bir anlayışla değil, karayolunu dikkate alan ve bir anlayışla diğer taşıma sistemleri ile bütüncül hale gelecek bir düzenleme yapılması gerekiyor.
Plansız, gelişigüzel bir yapı ile bunu yaparsanız, yarın dönüşüme ihtiyaç duyarsınız. Bunun da ülkeye maliyeti -sosyal, kültürel, ekonomik maliyeti de başta olmak üzere ekonomik maliyeti- çok fazla olacak diye düşünüyorum.
Herkese iyi haftalar… ■