1923’te kurulan Cumhuriyetimiz, 1950’de çok partili döneme girdi. Ondan sonra yaşadıklarımızı hepimiz biliyoruz. İyi kötü, doğru yanlış, eksik fazla, ama darbeler, düşük yoğunluklu çatışmalar, bombalamalar, terör faaliyetleri hepimizin hatırladığımız ve üzüldüğümüz hususlar. Bunun dışında değişen şeyler hep iyiye götürdü bizi. İki gün süren İstanbul-Ankara yolu, artık beş saat ve gerçekten güvenli, konforlu, huzurlu seyahat ediliyor. Hakeza elektrik, su, doğalgaz, yollar, barajlar… da yapıldı, hizmetimizde.
Bu kez, bir başka dönüm noktası geçiriyoruz. Hayırlı olsun. İster o kazansındı, ister bu kazansındı… biz karayoluyla yolcu taşımacılığı hizmeti verenler için önemli değildi. Seçmen istikrardan yana tavır koydu ve net bir sonuç koydu ortaya. Bizim için önemli olan, daha kaliteli hizmet verebilmek, yolcularımızın güvenli seyahat edebilmesi, yolların iyi ve her zaman açık olması, akaryakıt fiyatlarının çok yüksek tutulmaması, denetimlerin düzenli ve sürekliliğiyle rekabet koşullarının hakkaniyetli olması…
Biz otobüsçüler, yolcumuzu istedikleri merkezlere sağ ve salim ulaştırdığımızda, aynı yolcu yeni bir seyahatinde yine bizi tercih etmişse mutlu oluruz. Çok fazla beklenti içinde değiliz. Bizim sorunlarımız kendi içimizde. Çözümü de kendi içimizde bulacağız.
Bizim sorunlarımızı ülkenin sorunlarından ayrı tutmak tabii ki mümkün değil, ekonomi düzgün olsun, terör sorunu bitsin, huzur tesis edilsin yeterli… Ancak ekonominin can damarı ve taşıyıcı gücü olan karayoluyla yolcu taşımacılığı sektörünün mesleki sorunlarının çözümüne de destek olunmalı, fırsat yaratılmalıdır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden bunu bekliyoruz.
Bu sektörün bir elin parmakları kadar federasyonu var, ama bir tek yöneticisinin bile tekeri dönmüyor yollarda. Yani bizim derdimizi bilmiyorlar. Otogar sorunumuz var diyoruz, şehrin dışına atmaya çalışıyorlar. Ulaşım sistemleri entegre olmalı diyoruz, kulak ardı ediyorlar. Otobüsçünün sorunlarını hep göz ardı ediyorlar zaten. Dolayısıyla da çözümsüz kalıyor her şey.
Türkiye genel anlamıyla seçimini yaptı. Kazananları kutluyorum. İnşallah başarılı olurlar. Bizim de sektör olarak seçimimizi yapmamız ve bu işi başaracak olanları başa getirmemiz gerekir. Bize düşen budur. ■