Demiryolu Güzergâhlarından İllegal Geçişlere Karşı Önlemler
İzinsiz geçişler; dünya genelinde demiryolu güvenliğinin karşı karşıya olduğu en büyük zorluklardan birisidir. Bunların sonucu olarak ağırlıklı olarak tren-yaya çarpışmaları ile karşılaşılmaktadır. İzinsiz olarak demiryolu güzergâhında bulunan insanların karşıdan karşıya geçiyor olması veya güzergâh boyunca yürüyor olması gerekmez. Eğer demiryolu hattı, çevre alanlardan etkin bir şekilde izole edilmezse, demiryolu hattına yakın bir alanda yürüyen her yaya potansiyel olarak izinsiz geçiş durumunda kabul edilecektir. İster suç amaçlı olsun ister karşıdan karşıya geçiş olsun, demiryolu güzergâhına girişi, daha kısa bir yol için tercih edilir. Örneğin Finlandiya’da yapılan bir araştırmada; demiryolu güzergâhına giren insanlar için bu izinsiz geçişin; en kısa yol ve en hızlı geçiş olduğu görülmüştür. Birçoğu bu izinsiz geçişi yıllardır yapmakta olup bunun için hat üzerinde kolay geçiş yapabilecekleri patikalar oluşturmuştur.
Finlandiya’da hâlihazırda toplamda 5.794 km demiryolu hattı kullanılmaktadır. Ve bunların önemli bir bölümü ihatasızdır. İzinsiz geçişlere daha çok; nüfusun yoğun olduğu ve demiryolu trafiğinin ağır olduğu kent içi bölgelerde rastlanmaktadır. Demiryolu hatları genellikle yerleşimleri bölmekte olup buna bazı güzergâhlarda uzun yıllardır rastlanılmaktadır. Bununla beraber; kentteki yeni yerleşim alanları, alışveriş merkezleri, okullar gibi gelişimler, genellikle demiryolu hattının her iki tarafında konumlanmakta olup insanların hattı karşıdan karşıya geçme gereksinimlerini arttırmaktadır. Yerleşim yerlerindeki bu bölünme, demiryolu güvenliğinden sorumlu ve halk için en güvenli geçiş noktalarını belirleyen demiryolu otoriteleri ile karşıdan karşıya geçiş için en kısa yolu tercih etmek isteyen halk arasında gerginliğe neden olmaktadır. Sonuç olarak; demiryolu otoriteleri imkân dâhilindeki ölçüler için uygun bilgilere ihtiyaç duymaktadır.
Birçok araştırma; izinsiz geçişlerin özel bir yerleşime bağlı olduğu konusunu ele almıştır. Eğer yerleşim esas alınacak olursa; önlemler izinsiz geçişleri kimlerin ve hangi sebeple yaptığının tanımlanmasına göre özelleştirilecektir. Bunun için izinsiz geçiş yapan kişilerin profillerinin ortaya konması gerekmektedir. Burada hesaplanması önerilen ana faktör; en yakın yasal geçişe olan mesafedir. Eğer bu mesafe nispeten kısaysa insanlar; ihata önleminin kabul etmeye daha yatkınken, mesafe uzunsa alttan ya da üstten izinsiz geçişlere yönelmektedir. Bu bulgular; önlemlerin yerleşim ve çevre ilintili faktörlere göre uyarlanmasını önermektedir. Ayrıca önlemler; hat boyunca izinsiz geçiş özelliklerine çeşitlenebilmelidir. Problemin iyi tespit edilememesi, kaynaklara bağlı risklerin, uygulanan ölçüleri etkisiz olması ya da ters etki oluşturmasıyla, devam etmesi sonucunu doğuracaktır.
İzinsiz geçişlerde caydırıcılığın sağlanması için çeşitli önlemler bulunmaktadır. Önerilen müdahaleler; demiryolu bölgelerine yaya erişimini kısıtlamayı, kamu eğitimini, ödül ve cezayı ve farklı teknik çözümleri içermektedir. Yaya erişiminin kısıtlanması; çitleme, işaretleme, istasyon çalışanları ve güvenlik personellerinin farkındalığı ve arazi çalışmasını içermektedir. Teknik çözümler; uyarı cihazlarını, kapalı devre televizyonlarla işitsel anonslar, hareket detektörleri ve kameraları içermektedir. Demiryolu Güvenliği ve Standartları Kurulu; demiryolu hatlarına erişimde etkin bir caydırıcılık sağlayabilecek, özel konulara doğrudan ölçü tasarımlarının kullanımıyla çok yönlü bir yaklaşım önermektedir. Önerilen çok sayıdaki önleme karşın, Auckland’te bir banliyö istasyonunda ihatadan izinsiz geçişi azaltmak için kamu eğitimi ve erişim kısıtlamalı önerilerin etkin bir değerlendirmesini içeren basılı bir araştırma mevcuttur. Sonuçlar; geliştirilen bu önlemin uygulanmasının hemen ardından izinsiz geçişlerde %59’dan %40’a düşüş gerçekleştirildiğini, 3 ay sonra bu oranın süreklilik kazandığını ve %36-%40 seviyesinde seyretmeye başladığını göstermektedir. Ayrıca bu düşüşlerin yetişkinlerde (%65’ten %37’ye) çocuklardan (%47’den %34’e) daha etkili gerçekleştiği görülmektedir. Ayrıca; demiryolu güvenliği eğitimi, sürekli cezalandırma ve aralıklarla cezalandırmanın izinsiz geçişlerin azaltılmasındaki etkisi değerlendirilmiştir. Hedef grup olarak ortaokul ve lise öğrencileri seçilmiştir. Demiryolu istasyonu civarında; emniyetsiz davranışların azaltılmasında cezalandırmanın eğitimden daha etkili olduğu ve farkındalığın arttırılmasında iletişimden daha başarılı olduğu görülmüştür. İzinsiz geçiş davranışının anlaşılması ve konu ile ilgili bilginin arttırılması için daha fazla çalışma yapılması gerektiği açıktır. İzinsiz geçiş probleminin önlenmesi için; Finlandiya demiryollarındaki en yoğun izinsiz geçiş yapılan bölgeler tanımlanmış olup seçilen bölgelerde izinsiz geçiş davranışı araştırılmış ve imkân dâhilindeki önlemler için fikir geliştirilmiştir. Ayrıca demiryolu hattına yakın yerleşim alanlarında yaşayan insanların izinsiz geçişleri de araştırılmıştır. Bu çerçevede gerçekleştirilen çalışmanın amacı; izinsiz geçişlerin sıklığı ve izinsiz geçiş davranışlarının karakteristiğinde üç önlemin etkinliğinin araştırılmasıdır. Önlemler; peyzaj düzenlemesi, çit yapımı ve engelleyici işaretlemelerdir. Peyzaj ve çit çalışmasının; izinsiz geçişi fiziksel olarak zorlaştırdığı için etkin önlemler olduğu kabul edilmiştir. Ayrıca bu önlemler kurulum açısından nispeten daha pahalı olup özellikle tel çitin bakım gereksinimleri söz konusudur. Engelleyici işaretlemeler; 3. Önlem olarak seçilmiş olup kurulumları ucuzdur ve bakım gereksinimleri daha azdır. Bununla beraber; işaretlemelerin izinsiz geçişlerdeki etkisinin çok olmadığı kabul edilmiştir, çünkü yayalar basılı engellemelere her zaman riayet etmemektedirler. Örneğin; 2009’da yapılan bir çalışmada, Tel Aviv’de bir kavşakta, yayaların %13,5’inin kırmızı ışıkta geçtiği tespit edilmiştir.