Türkiye’nin ana ulaşım sistemi karayolu taşımacılığı üzerine kuruludur. Her ne kadar “halkın yolu havayolu” dense de, uçakların taşıdığı yolcu kat be kat artmış olsa da noktadan noktaya yolcu taşımacılığı yapan otobüsler vazgeçilmez.
Ancak, otobüsçüler bu vazgeçilmezliklerinin farkında olmadıkları için ne yazık ki her geçen gün yolcu kaybediyorlar. “bir olalım, diri olalım, iri olalım” deseler de alttan alta birbirlerine haksız rekabet fırsatını gündemde tutuyorlar.
Bugün, bir başka noktaya dikkat çekmek istiyorum. Aba altında saklı sopayı ortaya çıkartmak gerekir.
Birçok şehirde otogarları belediyeler işletiyor. Belediyeler otogarları sadece gelir kapısı, otobüsçüleri de kolay para kaynağı olarak görüyor. Otogarlar zaten birçok merkezde şehirdışına taşındığı için erişim güçlüğü yaşanıyor. Bir de belediyelerin kâr hırsı olunca bütün yük otobüsçünün omzuna biniyor.
Otobüsçüler bulundukları yerleşim merkezlerinin ileri gelenleridir. Sözü dinlenir, bir işaretiyle her şeyi düzene sokabilir. Belediye başkanlığına gelmek isteyen adaylar bunu bilirler bilmesine de, otobüsçüye söz vermeden ve hak ettiklerini de teslim etmeden yarışı önde bitirmek isterler.
Biz otobüsçüler olarak bulunduğumuz merkezlerde seçime girecek partileri ve adaylarını söz vermeye, otobüsçüye destek olmaya çağıralım. Bizim sorunlarımız çözülmezse o şehrin ekonomisi de rayına oturmakta zorluk çeker. Çünkü ekonomiyi harekete geçiren en önemli sektör turizmdir; ister iç turizm ister dış turizm olsun, esnafın kazancını belirleyen gelenlerin harcamasıdır. Gelen olmazsa esnaf ne kazanacak ki?
Belediye otogarın yolunu yapmalı, girişini çıkışını açık tutmalı, otobüsçüye ve yolcuya hizmet vermeyi taahhüt etmeli. Otobüsçüler de verilen sözlerle paralel olarak oylarını o adaya kanalize etsin. Yani bir şehrin belediye başkanını belirleyebilecek kadar güç ve hatır sahibi olan otobüsçüler bu fırsatı kaçırmamalı.
Bizim kapımız herkese açık. İster parti olarak gelsinler, isterse aday olarak gelsinler… Ne zaman ki otobüsçünün ve otogarın sorununu çözeceğine söz verir, o zaman biz de destek sağlarız.
Belediyeler artık hizmet yoğun işyerleridir. Hizmet veremeyeceklerin yeri olmamalı. Otobüsçü arkadaşlarımız, meslektaşlarımız bu noktaya dikkat edecektir muhakkak. El ele verirsek kazanırız; kazanırsak kazandırırız. Bizim ve belediyenin kazanması vatandaşın refah seviyesinin yükselmesi demektir. ■