Hükümet etmek zordur, bütün dengeleri gözetmek gerekir. Bir şeyi yaparken diğerini yıkmamak gerekir. Ne şiş yansın ne kebap durumu anlayacağınız. Birinin işine gelen diğerinin işini bozuyor; birini kâr ettiren diğerinin çukurunu kazıyor. Birinin istediği diğerinin tam karşısında durduğu… İşte zor iştir. On yıl önceki fotoğrafınızı alın geçin aynanın karşısına… Bir de Başbakan’ın iki fotoğrafını karşılaştırın, ne dediğimi anlarsınız.
Başbakanımız bir de her yere yetişmeye çalışıyor, her şeye kendi karar veriyor. Kanal İstanbul, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, üçüncü havaalanı, Gezi Parkı’nın otel, rezidans yapılması vb. arttırmak mümkün.
Üçüncü havalimanının yeri belirlenince İstanbul’da bitmek bilmeyen hafriyat oraya yönlendirildi. Yol uzadı, kazanç düştü dolayısıyla da kamyoncu ayaklandı. Zaten kıt kanaat kazanan kamyoncu bir de Anadolu yakasından Avrupa yakasına hafriyat taşımayı reddetti. Eylem yaptı.
Burada bir mola verelim…
Biz söyledik, biz dinledik… Harekete geçemediğimiz için de atı alan Üsküdar’ı geçti. Otobüsçüler yıllardır haklarını alabilmek, sorunlarını çözebilmek, haksız yere çok pahalı alınan akaryakıtın ucuzlaması, birbiri üstüne gelen vergilerin düşürülmesi için eylem yapılması gerektiğini dile getirir. Her toplantıda benzer öneriler birbiri ardına sıralanır, toplantı bitiminde kimsenin kılı kıpırdamaz.
Hem yasaları delmeyen hem kimseyi üzmeyen hem de tüm kamuoyunun yanlarında yer almasını sağlayan kamyoncular sorunlarını çözüme kavuşturmayı başardı. 19 Eylül Perşembe günü kullandıkları otoyolun bir şeridi açık bırakarak (işine, hastanesine, okuluna yetişmek isteyenlere saygılı davrandılar) yavaş yavaş geçtiler karşı tarafa. Akşama kalmadan da sorunlarının çözüme kavuştuğu haberi geldi.
Kamyoncuların eylemi haber kanallarından sürekli takip edildi. Ben de telefon edip sordum: Herkes kamyonculardan yana çıktı. Hak vermişlerdi onlara.
Şimdi yola çıkalım…
İnsanları sevdiklerine kavuşturan, okula, hastaneye, asker ocağına, işe ulaştıran ve Türkiye ekonomisinin can damarı olan otobüsle yolcu taşımacılığı, sorunlarını ancak ayağa kalkarak çözümleyebilir. Akaryakıtta ÖTV ve KDV’nin yüksekliği sadece otobüsçünün sorunu değil ki, yolcunun da sorunu. Dolayısıyla onlar da bizden yana olacaklardır. ■