Her kademede çalışanın yetki ve sorumluluklarının belirlenmesi ve uygulamaya alınması kurumların ve bu kurumlarda çalışanların verimliliği ve motivasyonu için gereklidir.
Genel olarak, normal şartlar altında liderin işleri değil, insanları yönetmesi beklenir. Doğru olan da, tepe yöneticisinin hedef vermesi, stratejiyi saptaması, insanları yönetip onları motive etmesi ve sonra onlardan hesap sormasıdır.
Tepe yöneticisinin, ayrıntılarla ilgilenip ilgilenmemesi gerektiği, epey tartışılan bir konudur. Ancak yeni kurulan bir şirkette veya büyük değişimlerin ya da çok önemli bir krizle karşı karşıya kaldığı gibi zamanlarda, zorunluluktan liderin ipleri eline almasını gerektiren durumlar olabilir.
Bazı liderler, her bölümün işleyişini yakından takip etmekten, her işin ayrıntısına girmekten, bütün bunlara zaman ayırmaktan hoşlanırlar. Ayrıntıya girebilmek, hem bilgi hem çalışkanlık hem konsantrasyon hem de sabır gerektirir. Ne kadar eleştirilirse eleştirilsin, bir şirketin her bölümünün ayrıntısına girebilen liderliği herkes yapamaz.
Bir iş ortamının iklimini, insanların işlerinden aldıkları tatmini belirleyen sadece o şirketin ve çalışanların ne kadar kazandıkları değil, insanların yapılan işi ne kadar sahiplendikleridir. Bu nedenle hangi kurumda olursa olsun yönetimin, her çalışanın sorumluluk almasını teşvik etmesi gerekir.
Bir lider, çalışanları kararlara dahil ettikleri; onların işi sahiplenmelerini, sorumluluk üstenmelerini, inisiyatif almalarını, yaratıcı olmalarını destekledikleri ve onlara ilham verdikleri ölçüde başarılı olur. Yönetimin amacı insanların birlikte başarmalarını ve bundan haz almasını sağlamaktır. yetkilendirme bunun için gereklidir.
Liderin yapılan işler hakkında bilgi sahibi olması, her bölümün işini nasıl yapması gerektiğini bilmesi elbette önemlidir ama çalışanların vermeleri gereken her kararı kendisi veren, yapılan her işe sürekli karışan liderin bu tutumu, faydadan çok zarar getirir. Liderin, Her şeyi ben bilir, ben yaparım düşüncesinde olması, her işe karışması son derece sakıncalı bir durumdur.
Bir liderin ne kadar işlerin ayrıntısına gireceği, yetkisini ne kadar delege edeceği, çoğu durumda olduğu gibi, dengeyi bulma konusudur. Deneyimli bir lider bu dengenin ipleri tamamen bırakmakla, çok sıkmak arasında bir noktada durduğunu bilir.
İyi yönetim, doğru insanları seçmek, onların sorumluluk duygularını geliştirmek ve işleri sahiplenmelerini sağlamaktır. Böyle bir ortamın oluştuğu işyerlerinde girişimcilik ve yaratıcılık artar. Çünkü insanları en çok güven duygusu motive eder. Kendisine güvenildiğini bilen insanlar, işleri sahiplenir ve daha yaratıcı olurlar.
Sağlam yapılar kurmak ve kalıcı başarı elde etmek için, yönetici ve çalışanlara sorumluluk verilmeli, onların işlerini sahiplenmeleri sağlanmalıdır.
Liderlik sadece bugünü yönetmeyi değil, geleceği de inşa etmeyi gerektirir.
Bunun için de insanların yetkilendirmesi gerekir. ■