Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı’nın gazetemizdeki yazılarını okuyor musunuz? Aynı zamanda milletvekili ve TBMM’de Ulaştırma Komisyonu Başkanlığı da yapan Ilıcalı Hoca, suyolu ve demiryolu taşımacılığının yaygınlaştırılmasını söylüyor. Bilimsel verilerle desteklediği yazılarını hep otobüsçü gözüyle okuyorum. Hızlı trenin az duraklı ve iki durak arasında uzun mesafeli olması gerektiğini söylüyor.
Otobüsçü yolcusunu düşünür
Haklıdır, çünkü duraklama, hızlı trenin hızını keser. Bu da yolcunun istediği bir durum değildir, çünkü köyünden kasabasından okuluna, işine, asker ocağına gidecek yolcu hemen kapısının önünden geçen ve gideceği noktaya kadar taşıyan araç ister. Bunu da tek sağlayabilen otobüstür. Otobüsle yolculukta ne tarifeli bir seferi kaçırma söz konusudur ne de gecikme… Çünkü otobüsçü halden bilir ve yolcusunu düşünür. Tren de, uçak da, vapur da öyle değildir. Türlü nedenlerle yaşanan bir gecikme aktarma yapılacak diğer aracın kaçmasına neden olabilir. Hem zaten noktadan noktaya gidilebildiği için sorun baştan minimuma inmiştir.
Otobüsçüye destek, ekonomiye de destektir
Bu durumda, otobüsün ve otobüsçünün desteklenmesi gerekir. Türkiye gibi hem ekonomik hem de coğrafi olarak büyük bir ülkede otobüsçülüğün desteklenmesi ekonominin de desteklenmesi demektir. Bir yanlış algılama var, sadece turizmden söz ediliyor son zamanlarda. Oysa ağırlıklı yapılan, tatil amaçlı olmayıp iş ve hizmet amaçlı yolculuklardır. Beyefendiler oturdukları koltuktan kalkmadan ahkam kesiyorlar, turizm diye. Hemen bugün bir otogara gidip baksalar görecekler yolcunun ne amaçlı seyahat ettiğini. Tabii ki tatil amaçlı seyahatler de yapılıyor, ama genelinin içinde üçte biri ancak bulur. Sadece yazın belli bir zaman diliminde ve belli güzergahlar için geçerli bu. Müfettişi, pazarlamacısı, iş adamı, iş görüşmesine gideni, asker yakınını ziyarete gideni, sağlık nedeniyle yolculuk edeni o kadar fazla ki…
Otobüsçünün yüreğini yakan sahipsiz olmasıdır
İşte otobüsçünün yüreğini yakan budur. Sahipsiz olmasıdır. Beş mi oldu, altı mı, sayısını kendilerinin de bilmediği federasyona sahip otobüsçüyü hiçbir federasyon temsil edemiyor. İzlediniz mi bilmiyorum, güzellik uzmanları bile canlı yayınla haklarını aldılar Sayın Cumhurbaşkanının elinden. Küçümsemiyorum, ama hangisi daha hayati, hangisi daha belirleyici diye sormaktan da kendimi alamıyorum. Otobüsçüler düşünsün, biraz da kaşınsın kararını versin. ■