Bahar pembe beyaz olur...

Günler hızla geçti ve sezon geldi dayandı. Siyasetçilerin gündemi belli: Cumhurbaşkanı kim olacak, nasıl seçilecek, ikinci tura kalır mı? Otobüsçülerin gündemi zaten hiç değişmedi: Bunca pahalılık, ve diğer taşıma sistemlerinin baskısı altında ‘ne olacak halimiz’. 

Sahi, ne olacak halimiz?

Bir şey olacağı yok. Hani, “haşa huzurdan, sözüm meclisten dışarı, “sen eşek olduktan sonra palan vuran çok olur” dedikleri gibi; bizler böyle süklüm püklüm durunca gelen vurur, giden vurur. Akaryakıta her gün zam geliyor. Kuraklık böyle giderse her şeye her gün zam gelecek. Herkes, her sektör bir çıkış yolu bulacak, bir otobüsçüler dışında. Aman onun çıkarına dokunur, bunun kârını engeller diye diye başımızı hiç kaldıramaz olduk. Kendi sorunumuzun çözümü için bir araya geldik, sadece havanda su dövdük. Birlikten güç doğar dedik, ama hep ayrıldık. Şimdi yeniden birlik söylemleri var ortada bolca. Ama bu kez de farklı ayrılıklar çıkarılıyor. İki başlı olmak sektör için zarar verir diye iki federasyonun birleşmesini hepimiz istedik. Her şehirde iki, bazılarında üç otobüsçü derneğinin fazla olduğunu hep söyledik. Dikkat ettiniz mi, uluslararası adı altında iki oluşum daha kuruldu. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?

Firmalar kazançlarını gözeterek fiyat belirlemek yerine yan perondaki rakip komşu ne istedi diye ona bakıyor. Oysa herkes kendi fiyatını belirlese (zaten üç aşağı beş yukarı aynı olacaktır, güzergah aynı, otobüsler aynı, giderler de aynı, farklı bir bilet fiyatının çıkması mümkün değildir) batmaz kimse. İşletme iktisadı profesörü, iş geliştirme konusunda uzman, rahmetli Arman Kırım, pazardaki domatesçiyi örnek veriyordu. Müşteri gelsin diye indirim yapan pazarcının yüzünden bütün satıcılar fiyatları düşürür. Maliyetinden ucuza satılan domatesler yüzünden kimse para kazanamaz. 

Alın aynı örneği otobüsçüye uyarlayın. Fiyat kıran bir firma sadece kendisinin değil komşusunun da ekmeğini engellemiş olur. Gerçek fiyatlar nedeniyle kimse seyahat etmekten kaçınmaz, tıpkı ucuz bilet var diye yolculuğa çıkmadığı gibi… Tabii ki bir miktar etki söz konusu olacaktır, ama bir süre sonra her şey rayına oturur. Yeter ki o sürede dişimizi sıkalım.

Bu sezon bir fırsat. Tabii ki son değil, ama ne kadar erken kalkarsak ayağa o kadar koruruz sektörün geleceğini ve firmamızın kıymetini. ■