Comvex Fuarı

Geçtiğimiz haftanın en önemli etkinliği “İstanbul Comvex 4. Ticari araçlar, Otobüs ve Yan Sanayi fuarı” ve fuara davetli olunca ister istemez de bu sayının konusu da ortaya çıkmış oluyor. Sektörel yayın organları ve bizim de Gazetemizin neredeyse tamamı bu konuya odaklanmışken bu önemli etkinliğe köşemizde değinmeden geçmemiz doğru olmayacaktır.

İlk bakışta, fuarın sergi alanlarının büyüklüğü ve katılımcı firmaların itibarının oldukça görkemli olduğunu söyleyebilirim. Otomotivde ister imalatçı ister üst yapıcı isterse de yan sanayicilerimizin geldiği seviye yaratıcılık ve kalite anlayışının göz kamaştırıcı, göğüs kabartıcı olması bu vatanda yaşayan hepimiz için gurur vesilesi oldu…

Bundan birkaç hafta önce İzmir’deki fuarda yaşadığım keyfi bu defa daha görkemli yaşama fırsatı buldum. Günümüzde artık otomotiv hem dünyada hem de ülkemizde çok önemli lider alanlardan birisidir. Ülkemizin özellikle ticari araçlar konusunda dünyada önemli bir yerde olduğunun biliyor ve gurur duyuyoruz. Fuarlar bu çalışmaların hem rakiplerle hem de ister yurtiçi isterse de tüm dünyadan gelen müşterilerle buluşma yeridir. 

Fuarlara harcanan para ve zamanı kayıp olarak gören zihniyete karşı söylenecek tek bir söz var. Sonuçta müşterilerimiz ve kullanıcılarımız “İnsan”. Eğer her şey teknik özelliklerden ve fiyattan ibaret olsaydı otomasyon sistemi ile araç alım, satımı mümkün olabilirdi. Hepimiz biliyoruz ki insan olmadan ne alım ne de satım yapmak mümkün. Satın alma dürtüsünü harekete geçiren ihtiyaç ve problemlere çözümler üretmek imalatçıların; kişiye özel çözümler üretmek de satıcıların işidir.

Sürekli müşterisinin yanında olan markalar ve marka temsilcileri rakiplerine göre önde başlarlar. Müşterileriyle bire bir ilişki içinde olan kişilerin yakaladıkları frekansla daha da öne çıkmaları doğal sonuçtur. Müşteri, ilk sırada yer alan en önemli kişidir.

Tüm ürün planlaması ve hizmet ve sonrası onun için yapılır. Müşteriyi de elde etmenin ve daha sonrasında elde tutmanın ilk şartı uygun çözümler üretmek ve nitelikli ilişki kurmaktan geçer. Geçmiş yıllarda bu hususu göz ardı eden pek çok dev markanın tepetaklak gittiklerine çok şahit olduk.

Fuarlar müşterilerimizle bir araya gelmemizi sağlayan önemli bir fırsattır. Basın ise müşteri, imalatçı ve satıcıları buluşturan önemli bir arterdir. Kullanmasını bilmek gerek. 

Askerde nizami yürüyüşler yapılırken “yürüyüş kararı sayılacak” denir ve bu yürüyüş esnasında hep bir ağızdan her adımda atılan sloganlar vardı. Bence bunlardan en önemlisi “Her şey Vatan için” olanıydı. 

Günümüzde iş hayatın da değişen bir şey yok… Nizami yürüyen firmalar attıkları her adımda “Her şey Vatan için” diye haykırıyorlar.  Bunu yaparken en önemli hedefimiz müşteri önce Müşteri için sonra bu ülke için tüm çaba ve gayretler…

Ne mutlu bu anlamda düşünce ve kararlılık içinde yürüyenlere… ■