25 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın servisçiye plaka sözünü vermesinin ardından servis taşımacıları heyecanlı bir bekleyiş içinde. Bu tarihten itibaren Büyükşehir Belediyesi’nin güzergah izin belgesi de vermemesi sektörde belirsizlik yarattı. Firmalar araç alamıyor, çünkü belge alamıyor.
SERVİSÇİ ZATEN MAĞDUR
19 Ağustos tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde yapılan toplantı ile servisçiye tahdit yerine belirli sınırlama önerilerinin ardından Ali Bayraktaroğlu’nun görüşlerini aldık. Bayraktaroğlu, adı tahdit olmayan hiçbir öneriyi kabul etmeyeceklerini ve buna yönelik mücadele vereceklerini vurguladı: “Adı tahdit olmayan, 28 ilde anılan şartları sağlamayan hiçbir sınırlamaya, İstanbul’da biz ‘evet’ demeyeceğiz, kabul etmeyeceğiz. Eğer yine de olursa çok ciddi davalar açacağız. Onlar amir, memur, antrenör olabilir. Ama sahaya çıkıp topu biz oynuyoruz. Bu kararın alınmamasından dolayı birçok servisçi zaten mağdur durumda. Adam arabasını satıp borçlarını ödeyemiyor, bunun hesabını kim verecek? Bir tanesi iş alıyor, ama araba alamıyor, çünkü belge alamıyor. Buna kimsenin hakkı yok! Bu bağlamda sektörün istekleri ile örtüşmeyen tahdit ile ilgili alınacak her türlü belediye kararına öncelikle İSTAB’ın hukuki haklarını üyeleri adına sonuna kadar kullanacağını buradan bir kez daha bildirmek isterim.
İSTANBUL’A KOCAELİ MODELİ ÖNERİYORUZ
Ali Bayraktaroğlu, 28 ilde uygulanan plaka tahdidi ile ilgili yaptıkları araşmanın sonuçlarını İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne sunduklarını ve bu iller arasından en uygun modelin Kocaeli olduğunun ortaya çıktığını söyledi: Şu şu metodolojide, İstanbul’a en çok yakışan model bize en yakın, bizimle coğrafi olarak da örtüşen Kocaeli’dir’ deyip birkaç nüansla İstanbul modelini oluşturmayı önerdik. Hala inceliyorlar. Yine söylüyorum; olmayabilir, yapmayabilirler… Ama bunu da bir an önce çıkıp söylemeleri gerekiyor
25 MAYIS’TAN SONRA ARAÇ ALANLARA
Ali Bayraktaroğlu, 25 Mayıs’taki açıklamadan sonra sektörün içinden veya dışından her türlü araç alımlarının rant beklentisiyle gerçekleştiğine inandığını söyledi. Bayraktaroğlu, Bu tarihten sonra alınan araçlarla ilgili belirlenecek bedelin ödenerek sektöre girişinin sağlanması gerektiğini düşündüğünü ifade etti.
SEKTÖRE BEDELİNİ ÖDEYEN GİRECEK
Bayraktaroğlu, tahdit ile sektöre girişin sınırlanmayacağını, bedelini ödeyen herkesin sektöre girebileceğini belirtti: “İstanbul Ticaret Odası Başkanı, Zümre Toplantısında, ‘gerekirse rant getirsin’ dedi. ‘Kime ne zararı var bu işin’ dedi. Dışarıdan gelecek, bunu manipüle edecek kişilere söylemedi bunu. Ama siz kaç senedir içindesiniz, size bir hak tanınıyorsa bunda herhangi bir sakınca yoktur. Benim görüşüm böyle. Sektörün içindekiler bu havuzdan faydalanmalıdır. Zaten onların mücadelesi de bu yöndedir. Ama sektörün dışından gelecek her türlü fazlalığa, manipülasyona ve farklı girişlere biz zaten şerh koyuyoruz, ‘hayır’ diyoruz. Sektöre giriş sınırlanamaz. Yine insanlar gelecek, ama bedelini ödeyip girecek. Her isteyen giremeyecek, tercih sebebi olacak. Nasıl, adam taksi plakası almak için evini satıyorsa burada da belirli bir fedakarlıkla bu sektörün içine girecek.”
İSAROD İLE DAHA DA KENETLENECEĞİZ
Bayraktaroğlu, İSTAB yönetimine geldikleri gün Esnaf Odası Başkanı ile birlikte plaka tahditi ile ilgili toplantılar yaptıklarını ve 25 yıldır esnafın olsun dediğine, olmasın diyen yapıyı değiştirdiklerini açıkladı: “İSTAB’ın bu plaka tahdidiyle ilgili birçok girişimi ve çalışması oldu. İşte, tam da bu yüzden, aldığımız isabetli kararları kimse küçümseyemez. Zaten teknik olarak onlara iş sağlayan biziz, çünkü anlaşmaları kurumlar bizimle yapabiliyorlar, teminat mektuplarını vs. bizimle alabiliyorlar. Bizim artık ISAROD ile anlaşamayacağımız bir konu yok. Biz bir elmanın iki yarısıyız. Doğrusu buydu. Biz bunu keşfettik ve yaptık. Daha da kenetleneceğiz.”
PLAKA TAHDTİ KONUSUNDA SİVİLTOPLUM KURULUŞLARI VE FİRMALARIN GÖRÜŞLERİ