İstanbul Yeni Havalimanının Sözleşmesi imzalandı

Bakan Yıldırım, Karayolları Genel Müdürlüğü'nde düzenlenen imza töreninde, çok önemli bir anlaşmayı paraflayacaklarını söyledi. 3 Mayıs'ta İstanbul'un yeni havalimanının ihalesini gerçekleştirdiklerini hatırlatan Yıldırım, havalimanının yapımına ilişkin 2. adımı da bugün attıklarını belirterek, "Bu havalimanı projesi Türkiye'nin bütün göstergelerini değiştiren de bir milat olmuştur" dedi. İhale sonrasında yaptığı değerlendirmede, "Bu ihale Türkiye'ye not artışı olarak dönecektir" dediğini hatırlatan Yıldırım, bunun 10 gün sonra gerçekleştiğini, Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülkeler arasında yerini aldığını söyledi. Türkiye'nin zaten yatırım yapılabilir ülkeler arasında olduğunu ancak söz konusu notu veren "hocaların" bunu görmezden geldiğini ifade eden Yıldırım, "Bu projeden sonra mazeretleri kalmadı, hakkımızı teslim ettiler" diye konuştu.

Türkiye'nin her geçen gün büyüdüğünü, geliştiğini ifade eden Yıldırım, Türkiye'nin sadece kendi vatandaşlarına değil, bölgesindeki ülkelere de hizmet verecek önemli projeleri hayata geçirdiğini belirtti.

Küresel krizle birlikte dünyanın ekseninin batıdan doğuya kaydığına işaret eden Yıldırım, bununla birlikte Afrika, Asya ve Avrupa'nın tam ortasında olan Anadolu topraklarının ve İstanbul'un önceden olduğu gibi tarihi görevini ifa etmeye hazırlandığını kaydetti. İstanbul'un her geçen gün transfer merkezi olma özelliğini daha da öne çıkardığının altını çizen Yıldırım, 2002'de 1 milyonun altında olan İstanbul'u kullanan transfer yolcu sayısının, 2012 sonu itibarıyla bu sayının 13 milyona ulaştığını söyledi. Bakan Yıldırım, bunun sonucu yeni bir adım atmaya karar verdiklerini anlattı. Atatürk Havalimanı'nın 1953'ten bu yana görevinin layıkıyla yaptığını ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti: "Havacılığımızın yayılması da buradan oldu, ama artık o doygunluğa erişti. Bunun yanı sıra tanımlanan kapasitenin yüzde 50'den fazlasını kullanır hale geldi. Havcılıkta bu gelişmeler yaşanırken 'idare edelim, yeter' gibi düşüncelerin miyopluktan başka bir ifadesi yoktur. Şehrin göbeğindeki bir havalimanını 10-20-30 yıllık projeksiyonları dikkate alarak büyütmezseniz gelen hava trafiğini da havada seyredersiniz. Biz seyreden tarafta değil, hizmet eden tarafta olmayı tercih ettik ve böyle bir kararı verdik. İki yıl boyunca etütlerimizi yaptık. Bunu yaparken bunu yabancı uzmanları, havayolu şirketlerini çağırdık ve konuştuk. Ortak akılla yeni bir havalimanına ihtiyaç olduğu kanaatine vardık ve süreci başlattık."

İhaleden sonra çok şey söylendiğini, bunların konuşulmaya devam edeceğini belirten Yıldırım, "Biz 10 senedir bunlarla uğraşıyoruz. Hayırlı bir iş yaptığınızda kafayı sağdan soldan uzatan çok olur" dedi.

Projenin, Birleşmiş Milletler'e (BM) üye 193 ülkenin 103'ünün milli gelirinden, 34'ünün de milli gelirlerinin toplamından daha büyük olduğunu ifade eden Yıldırım, Türkiye'nin bir yıllık cari açığı kadar, IMF'den bugüne kadar alınan borçlar kadar büyük bir proje olduğunu vurguladı. "Bunun karşılığında ne verdiniz" diye sorular sorulduğunu kaydeden Yıldırım, "Karşılığında bir çukur verdik, 90 milyar lira para alıyoruz. Bunun üstüne de muazzam bir havalimanını 25 sene sonra geri alıyoruz, o da bonus" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla havayolunu halkın yolu haline getirdiklerini anlatan Yıldırım, yaptırdıkları bir araştırmaya göre, bugün her bir vatandaşın yılda 4 kez uçağa bindiğinin ortaya çıktığını söyledi. Bakan Yıldırım, projenin 100 bin kişiye istihdam imkanı sağlayacağını, bu rakamın söz konusu istihdamdan etkilenecek nüfus da hesaba katıldığında, 1 milyona ulaşacağını kaydetti.

Proje ile ilgili çevre, kuş yolları gibi tüm koşulların hesabının yapıldığını vurgulayan Yıldırım, projede emeği geçenlere teşekkür etti.