10.05.2024, 21:08

Kentte ve Kentlerarası Ortamda Ulaştırmanın İnsan ve Canlı Hayatı İle İlişkileri

Demiryolunun gözlemlenen kesiminden haftada 326 yolcu treni geçmektedir. Ayrıca tren operatörlerinin bulgularına göre 126 tane de yük treni gerekmektedir. Hattın gözlemlenen kesimi için haftalık ortalama 65 tane yük ve yolcu trenidir. İstatistiksel analiz, Kruskal-Wallis ANOVA ve temel istatistik değişkenleri kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Hat üzerinde çarpışmaya maruz kalan hayvan türleri karşılaştırılmıştır. Bu test aynı zamanda çarpışmaların en sık olduğu yerlerde de analiz edilmiştir. Ayrıca ölçülen veriler ki kare testi kullanılarak analiz edilmiştir. Bu test, her bir ay için memeli türü kazalarının düzenliliğini hesaplamaktır. Hayvan türlerinin ölüm oranlarındaki ve kazaların meydana geldiği yerleşimler arasındaki farklar küme analizi kullanılarak grafiklendirilmiştir.

Elde edilen veriler, 2’ si Ocak ayı, 15’ i Şubat ayı, 4’ ü Mart ayı, 5’ i Nisan ayı, 4’ ü Mayıs ayı, 3’ ü Haziran ayı, 4’ ü Temmuz ayı, 5’ i Ağustos ayı, 5’ i Eylül ayı, 4’ ü Ekim ayı, 4’ ü Kasım ayı ve 5’ i Aralık ayı olmak üzere gerçekleşen 60 hayvan-demiryolu taşıtı çarpışması esasına göre çeşitli prosedürlerin kombinasyonu olarak değerlendirilmiştir (Tablo 1).

Tablo 1

Kruskal-Wallis ANOVA sayesinde hayvan türleri arası önemli istatistiksel farklılıklar kaydedilmiştir. Bu teste göre, karaca ile sülün, karaca ile yaban domuzu, karaca ile kızıl tilki ve karaca ile yırtıcı kuş arasındaki istatistiksel önem farkı hesaplanmıştır.

Gözlemlenen hat kesiminde her bir ay için hayvan-tren çarpışmalarının düzenliliği ki kare ile test edildiğinde aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır:

· Karaca-ki kare: 12.66667, sv = 11, p =0.315674

· Tavşan-ki kare: 6.800027, sv = 11, p = 0.815037

· Sülün-ki kare: 1.000000, sv = 1, p =0.317311

Sonuçlara göre önem derecesi p= 0.05 olup hayvan-taşıt çarpışmalarında aylara göre önemli bir fark olmadığı görülmektedir. Şekil 2 ve Şekil 3’ te çayır alanlarında en sık kaza meydana gelen yerlerde türlere göre değişim görülmektedir. Bu; gözlemlenen hattın çevresindeki arazinin %84,2 ile çayırlarla kaplı olduğunu ve bu alanda hayvanların besin için göç ettiğini göstermektedir.

Şekil 4 çayır alanlarda neden hayvan-tren taşıtı kazalarının yoğun yaşandığını daha açık göstermektedir fakat, Kruskal-Wallis ANOVA ise çarpışmanın gerçekleştiği noktada yersel farklılıklara önemli derecede bir istatistiksel farklılık olmadığını göstermektedir ve her bir bölgedeki ilgili farklı ölçeklerin hesaba alınmadığı da gerçektir.

Tablo 2

Tablo 3

Tablo 4

Mevcut durumda, bir sonraki çalışma Çek Cumhuriyeti’nde Trhový Štěpánov VE Benešov u Prahy arası demiryolu hattında yürütülmektedir. Çalışma alanın 33 km’lik bir hat olup çok sayıda farklı yaşam alanından geçmekte ve konuya daha kapsamlı bir bakış açısı gerektirmektedir. Bu hattaki ilk araştırma 1999-2000 kışında yapılmış olup hat boyunca belirli sayıda yürüme çalışmalarını içermekte, tren tarafından ezilen hayvanların iskelet analizleri yapılmaktadır. Analizler kazaya en çok maruz kalan türlerin karacalar ve tavşanlar olduğun göstermektedir. Kazaya maruz kalma oranları, yabani tavşanlarda %32, toynaklılarda %22, etoburlarda %18, kuşlarda %10, böcekçillerde %4 ve sürüngenlerde %2’dir. Hattın yarma ve dolgularında belirgin bir yükseklik engeli oluşturmadığı bu kesimlerdeki ceset artıklarından bulgular elde edilmiştir. Kotlandırılmış ve çalılıklarla çevrili olan bu noktada, sülün ölüleri bulunmuştur. Hattın yarma bölgelerinde hareket halinde karacalar olmasına karşın, bu geçiş noktalarında ya da civarında herhangi bir karaca ölüsüne rastlanmamaktadır. Bütün karaca ya da tavşan ölülerine hattın açık ve düz kesimlerinde rastlanmakta olup bu bölgeler hayvanların uzun süreli ve düzenli olarak bulunduğu yerlerdir. Çek Cumhuriyeti demiryolu personeline göre en yoğun hayvan-tren çarpışmaları gece saatleridir. Mevcut çalışmaya kıyasla yaban hayatında çarpışmalardan en çok etkilenen türler tavşanlar ve karacalardır. Mevcut çalışmaya göre çarpışmalar en çok tarım alanlarından geçen yerlerde görülmektedir.

Mayıs 2006’da, Trhový Štěpánov ve Benešov u Prahy demiryolu hattında bir diğer araştırma projesi yürütülmüştür. İkinci araştırmanın analizinde, karaca ölümlerinde bir artış gözlemlenmiştir. Mevcut çalışmanın sonuçlarına kıyasla, bu çalışmada büyük orman alanlarında da yüksek miktarda tren-hayvan çarpışması olduğu ortaya konmuştur.

2008 yılında Çek Cumhuriyeti’nde Moravya Dağlarında yapılan bir araştırma projesi olduğu da bilinmektedir. Demiryolu hattının 6 km’lik bir kesiminde (Dobrá voda u Pelhřimova – Hříběcí) demiryolu ulaştırmasına bağlı olarak hangi türlerin en çok tehdit altında olduğunun tanımlanması amacıyla düzenli bir değerlendirme için haftalık keşif yürüyüşleri gerçekleştirilmiştir. Hayvanlar, kan kokusu üzerine eğitimli bir köpeğinde eşliğinde tespit edilmiştir. Hemen hemen bütün çalışma kesimi ormanlık bir alandan geçmektedir. Bu hat sadece bölgesel trenleri içermekte olup kısıtlı bir demiryolu yük taşımacılığı yapılmaktadır. Gözlem periyodunda (1 yıl) 10 karaca, 3 tavşan ve 1 yaban domuzu ölüsü bulunmuştur. Bir başka çalışmada Norveç’teki demiryolu hattı boyunca çit uygulaması, peyzaj uygulaması ve besin çeşitliliğinin etkinliği incelenmiştir. Çalışma 1985’te başlatılmış ve 1990’da tamamlanmış olup bu süre içerisinde 1.045 hayvan-taşıt çarpışması kaydedilmiştir. Uygulamaya geçildikten sonra memeli ölümlerinde %46’ya varan azalma tespit edilmiştir. Peuzaj ve besin çeşitlendirmesi uygulamalarının ölüm azaltmalarında başarılı olduğu ispatlanmıştır. Demiryolu hattı boyunca gürültü bariyeri uygulaması da etkilidir fakat bu birçok hayvan için tümüyle bir engel oluşturmakta, arazi bölünmesine sebep olmakta ve bariyer etkisinde önemli bir artışa neden olmaktadır. Çit uygulamasının etkinliği ise bu çalışmada sorgulanan önemli bir noktadır. Çalışmanın sonuçlarına göre en uygun azaltma yöntemi hayvan ölümlerinin azaltılması bağlamında peyzaj çalışmasıdır.

Bu araştırma ile bahsi edilen çalışmaların kıyaslanmasıyla, Çek Cumhuriyeti’nde lineer yapılarda demiryolu hattından en çok etkilenen türün karaca olduğu ve bunu tavşanın takip ettiği sonucuna varılabilir. Yabani hayvan türleri için, ölüm trafik kazalarının en görünür etkisidir. Her yıl milyonlarca hayvan kara ulaştırmasından kaynaklı ölmekte ya da yaralanmaktadır. Son otuz yıldır hayvanlara en yükü kaybı verdiren insan aktivitesinin ulaştırma olduğu ve avlanmayı bu konuda geride bıraktığı düşünülmektedir.

50 km’lik Plzeň–Horažďovice banliyö hattı araştırması süresince (1 Ocak 2009-31 Aralık 2009) 60 hayvan ezilmiştir. Bu kayıpların %60’ını karacalar, %17’sini tavşanlar, %13’ünü sülünler, %5’ini yırtıcı kuşlar, %3’ünü yaban domuzları, %2’sini ise kızıl tilkiler oluşturmaktadır. Elde edilen veriler hayvan ölümlerinin %52’sinin tek hat üzerinde (36 km) ve %48’inin çift hat üzerinde (24 km) gerçekleştiğini göstermektedir. Fakat sadece bu bulgularda hareketle tek hatlı sistemlerin çarpışmalara karşı herhangi bir engele sahip olmadığı ve bu güvenliğin sağlayanın sadece çift hatlı sistemler olduğu söylenemez. Bahsi edilen sonuçlar demiryolu hatlarının yaban hayatı için tehlike arz ettiğini net bir şekilde göstermektedir. Demiryolu hatlarına karşı en büyük tehdit altındaki tür ise karacalardır.

Hayvanların doğal çevrelerinin bölünmesi ve ekosistemin daha küçük parçalara ayrılarak birbirinden izole sistemlerin oluşması çevresel koruma ve biyolojik çeşitlilik anlamında en büyük küresel tehditlerden biri olarak gözükmektedir. Bir arazinin azaltma potansiyelinin iyileştirilmesi arazi planlama politikaları ve arazi planlamasının bütüncül bir amacıdır. Bu kabul, ekolojik dengenin sınırlı sistem konsepti için ana teorik temeli teşkil etmektedir. Bu durum hem arazi bölünmesinin ve hem de populasyon azalmasının nedeni olarak büyük doğrusal sistemlerde dikkate alınmalıdır.

Devam edecek...

Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159
banner153