Ticaret Bakanlığı himayesinde, İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde 89. İzmir Enternasyonal Fuarı İzmir İş Günleri kapsamında online olarak düzenlenen “Deniz Taşımacılığında Fırsatlar ve Konteyner Taşımacılığı Semineri” yapıldı. Seminerde pandemi sonrasında küresel tedarik zincirinde yaşanan değişmenin Türkiye’yi üretim ve lojistik merkezi olarak dünyada öne çıkaracağı ifade edildi.
Toplantının açılış konuşmasını ve moderatörlüğünü gerçekleştiren İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, Covid-19 pandemisinin, küresel ekonomiyi ve denizyolu taşımacılığını olumsuz etkilediğini belirterek, “Uluslararası Limanlar ve İskeleler Birliği’ne göre limanlardaki yük hacmi yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre dökme yükte yüzde 12 oranında düştü. Avrupa Deniz Emniyet Ajansı’nın 21 Ağustos tarihli verilerine göre Ocak 2020-15 Ağustos 2020 döneminde Avrupa limanlarına sefer sayısı yüzde 15,7 geriledi. Avrupa limanlarından Çin’e taşımalar aynı dönemde yüzde 48,6, Çin’den Avrupa’ya taşımalar yüzde 27,7 geriledi” dedi.
İzmir Akdeniz’in yeni üretim üssü olabilir
Öztürk, daralan ekonomilerin, dünya ticaretini ve onun can damarı olan denizyolu taşımacılığını olumsuz etkilediğini söyledi. Öztürk, “Çin yüksek hammadde ithalatı ile dünya ticaretine ve navlun fiyatlarına yön verdiği gibi boş konteyner pozisyonlaması navlun fiyatlarındaki düşüşü önlemektedir. Kırılgan arz ve talep dengesi üzerine kurulu bir dünyada yaşamaya devam edeceğimiz öngörüsünden hareketle, ülkemizin taşımacılıktaki değişime ayak uyduracak teknolojik dönüşümü ve altyapı yatırımlarını gerçekleştirmesi; Türkiye’nin boğazları, limanları, lojistik merkezleri ve kombine taşımacılık sistemi ile Asya ile Avrupa arasında lojistik aktarma merkezi olma kabiliyetini güçlendirmesi son derece önemlidir. Küresel mal ticaretinin yaklaşık yüzde 90’ının denizyolu ile yapılması ve mal ticaretinin yüzde 25’inin ülkemizin de yer aldığı Akdeniz’de gerçekleşmesi, bize yeni fırsatlar sunmaktadır. Üretimin doğudan batıya kayacağı bir dönemin eşiğindeyiz. Tarihten bu yana Akdeniz’in önemli durak noktalarından olan İzmir, bölgemizin üretim üssü olabilir” diye konuştu.
Eylül ayında 2019 rakamlarını yakalama umudu
Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, deniz taşımacılığında pandemi nedeniyle yaşanan gerilemenin nisan ayından itibaren hızlandığını ancak ağustos ayında durduğunu belirterek, artan siparişlere göre eylül ayında 2019 rakamlarının yakalanacağını umduklarını söyledi.
Türkiye’nin Asya ile Avrupa arasında çok önemli bir taşımacılık koridoru olduğunu vurgulayan Eldener, bu koridorun sağlıklı işlemesinin tüm dünyayı ve özellikle Avrupa’yı yakından ilgilendirdiğini söyledi. Eldener, “Ülkemizin bu özelliğini ülkemiz adına avantaja çevirebiliriz. Tedarik zincirindeki değişme ile üretim merkezi olabiliriz. Türkiye’yi gerçek bir üretim ve geçiş merkezi yapabiliriz. Singapur, Hollanda, Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki prosedürleri ülkemize uygulayarak transit taşımacılıkta kısa sürede ciddi bir istihdam yaratabiliriz. Transit taşımacılığı ön plana alarak Türk karayolu taşımacıları ve armatörler için yeni imkanlar geliştirebiliriz” diye konuştu.
Pandemi döneminde demiryolu taşımalarının payının arttığına dikkat çeken Eldener, “Demiryolu, temassız taşımacılık gibi unsurlarla ve sürdürülebilirlik, maliyet gibi avantajlarla pandemi sürecinde ön plana çıktı. Limanların demiryolu bağlantıları sağlanmalı. Ayrıca elektronik ticaret lojistiği konusunda Türkiye merkez olabilir. İzmir de bunun için muhteşem bir lokasyon” dedi.
Lojistik üs ile teknoloji ve enerji üssü oluruz
Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Durmuş Ali Deveci, Türkiye’nin bölgesinde üretim, teknoloji, ticaret ve enerji üssü olması için lojistik üs haline gelmesi gerektiğini söyledi.
Pandemi döneminde Çin’den konteyner dönüşü olmaması, alıcıların limandan mal çekememe, boş konteyner sorunu, gemilerin limanlarda uzun bekleme süresi gibi bazı olumsuzluklar yaşandığını belirten Deveci, navlunların yüzde 30 civarında yükseldiğini söyledi. Denizyolu taşımacılığının 2019’daki seviyesine 2022’de dönmesinin beklendiğini ifade eden Deveci, konteyner operatörlerinin ittifaklarında kaymalar, pazar payı değişmesi, yeni gemi tesliminde gecikmeler olabileceğini, devletlerin ülke gemi operatörlerine desteklerinin ise artacağını söyledi. Gemi operatörlerinin hacim ve pazardan çok karlılığa odaklandıklarını belirten Deveci, “Denizyolu taşımacılarının artık hem denizde hem karada olması gerekiyor. İntermodal taşımacılığa yatırım kesintisiz, etin, verimli hizmet sunmak için önemli hale geldi. Yapay zeka, dijital platformlar, robotik sistemler ile teknolojik yatırımlar hızlandı” dedi.
Ülkelerin küresel denizyolu ağlarına ne kadar iyi bağlandıklarını ölçen Tarifeli Denizyolu Taşımacılığı Bağlanırlık Endeksi’nde Türkiye’nin bir yıl içinde 24. sıradan 22. sıraya yükseldiğini belirten Deveci, transit taşımalarında payın arttığını, 10 milyon TEU’luk hacim ile Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de ikinci sırada yer aldığını söyledi. Deveci, şöyle devam etti: “Stratejik konumu ve tarihsel geçmişi, boğazları, Kars-Tiflis-Bakü demiryolu hattı, güçlü sağlık sistemi, tüm taşıma modlarının olması, üretim, dış ticaret potansiyeli, genç ve dinamik nüfusu, güçlü iletişim altyapısı ve karayolu filosu, lojistik işletmelerinin gücü, ulaştırma altyapısına yapılan ciddi yatırımlar Türkiye için fırsatlar sunuyor. Liman merkezli lojistik ile limanlar katmadeğerli hizmete yönelip sundukları hizmetlerin kapsamını genişletirlerse ve intermodal kompozisyonlar oluştururlarsa lojistik üs olma olanaklarını desteklerler.
Kuzey Ege Çandarlı Limanı’nın Türkiye’yi Akdeniz denizyolu aktarma trafiğinde önemli bir merkez yapabileceğini dile getiren Deveci, serbest bölge özellikleri kazandırılarak teşvik edilecek projenin, Karadeniz’deki Filyos Limanı ile demiryolu ile bağlanarak aktarma trafiğinde önemli bir rol üstleneceğini söyledi.