10 yıl kaldı!

Bir bankanın “2013, Türkiye’nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması”nda gelir azlığının tasarrufu zorlaştırdığı ve çocuklu ailelerin tasarruf yapamadığı görülüyor. Bir de küresel belirsizliklerin harcamaları kısıtladığı görülmüş.

2012’de Türkiye’de kişi başına kitap harcaması AB’nin üçte biri kadar; yılda ders kitapları dahil, kişi başına 6,4 kitap satılıyor. 2011’de 6,8 kitap imiş, azalmış. Kitap alanların yüzde 54’ü kadınlar. 

Her evde, ders kitapları dışında ortalama 28 adet kitap var. Sizde kaç kitap var?

42,600 başlık yazılmış, 480 milyon adet kitapla…

Temel Bilimler ve Matematik 461 başlık…

Teknoloji ve uygulamalı bilimler 1,954…

Tarih ve coğrafya 2,664… 

Din 2.726 başlık. 

*** 

Gelelim kaynağa, İnsan Kaynağı’na, İK yani…

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı Verimlilik Genel Müdürlüğü derlemiş;

Küresel Rekabetçilik (2006 - 2012) Endeksi’nde 144 ülke arasında 43’üncü sıradayız.

İşgücünün eğitimi 114’üncü sıradan 124’üncü sıraya düşmüş.

İşgücünün etkinliği, yani verimliliği 133’üncü sırada…

İşgücüne katılımda kadın-erkek farkı en kötü olan ülkeyiz. 

Çalışanlar - Yönetici ilişkileri 125’inci sırada.

***

2010 yılında Türkiye’de 3.250 patent başvurusu olmuş, Japonya’da 350.000...

İnsan kaynağımızı  sanayiciler, hizmetler ve tarım kullanıyor.

Kaynağın eğitiminden Milli Eğitim Bakanlığı sorumlu; müşteriler de Bilumum SİADlar, TOBB, TESK ve diğerleri.

Kaynağın ıslahı için eğitime tekrar tekrar para harcıyorlar, İK bölümleri var… Türkçe konuşma eğitimi veren eğitim şirketleri bile var.

Bu kaynakla ne kadar katma değer üretirler, ne kadar gelir yaratırlar, ne kadar tasarruf yaratırlar?

2023’de 500 milyon dolar ihracatı onlar yapacaklar, dünyanın 10’uncu büyük ekonomisini onlar yaratacaklar.

… 10 yıl kaldı. 

Büyümeyi kalkınmaya çevireceğiz, beraberce! ■