13.01.2014, 11:55

Bir sevinç, bir üzüntü!

Alibeyköy Terminali’nden 10 Ocak Cuma itibariyle seferler başladı. İlk sefer başlatan firma da Ulusoy oldu. Bu konuda öncülük yaptık. Hayırlı olsun. Alibeyköy’deki terminalleri de Eyüp Belediyesi mühürledi. Ufak tefek eksiklere rağmen trafik sıkıntısı giderildi. Eskisi gibi değil, duble yol yapıldı orada. Şu an sıkışmıyor, giriş çıkışlar gayet rahat, yazın ne olur bilemiyorum. Bu iyi haber. 

Kötü haber 

Bu iyi haberin yanında üzücü haber Anadolu Yakası Otogarı ilgili yaşandı. Sayın Başkan Kadir Topbaş’ın talimatıyla ‘bir an önce kaldırılsın’ denilmesinin ardından otogar olarak tespit edilen planlara işlenen yerde projenin kapsadığı alan 18 dönüm düşüyor. Kalan 30 dönümde sektörümüze yeterli seviyede hizmet verecek bir otogarın yapılamayacağını belediyeye ilettik. Ulaşımdan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Sayın Muzaffer Hacımustafaoğlu’nun kendisine de ifade ettik. Burada yanlış bir algı söz konusu. ‘Kurtköy’de de bir terminal yapacağız, otogarı böleceğiz’ dediler. Bizde onlara İstanbul’da farklı noktalardan otobüs kalkmadığını ifade ettik. 30 dönüm yetmediği için Alibeyköy Terminali 53 dönüme kadar çıktı. Peron sayısı 90 olacak, 6 büyük firmaya bile yetmez. Harem’in oraya taşınmasıyla Anadolu yakasının sorunu çözülmüyor, Kurtköy ile hiç çözülmez. Kimse şehir içinde 25 km. yolculuk yapmak istemez. Dağınık yapının merkezileştirilebilmesi için en az 55 dönüm yer lazım. Alibeyköy bunun bir örneği. Bize kapalı mekan değil, açık mekan lazım. Yanlış yapıldığını anlattık. Bununla da kalmadık, gerekçelerimizi ve düşüncelerimizi içeren yazımızı Türkiye Otobüsçüler Konseyi olarak Belediyeye ilettik. 

Belediyeye başvurduk

Yazımızda taleplerimizi ve yaşanacak sıkıntıları şu şekilde dile getirdik: “Harem Otogarı, konumu ve fiziki yapısı ile sektörümüzün ihtiyaçlarını uzun yıllardır karşılayamamaktadır. Bu nedenlerle kısa mesafe taşımacılığı (Adapazarı, İzmit ve Körfez bölgesi) yapan birkaç firma dışında günlük sefer sayısı az olan yöresel firmalar tarafından kullanılmakta ve çok sayıda sefer yapan ulusal şirketler tarafından kullanılamamaktadır. Söz konusu ulusal şirketler ihtiyaçlarını karşılamak için Ümraniye ve Ataşehir bölgelerinde büyük yatırımlarla geçici olarak yapılanmış ve ağır bedeller ödemektedirler. Akan trafik içinde meskün mahallerde yürüttükleri terminal hizmetleri gürültü ve trafik problemleri nedeniyle bölge halkının haklı şikayetlerine neden olmaktadır.
Anadolu yakasının günlük otobüs hareketi yaz aylarında 3200, kış aylarında ise 2400 sefer olarak gerçekleşmektedir. Harem Otogarı bu seferlerin sadece yüzde 15’lik kısmını karşılamaktadır. Harem’in günlük otobüs hareketi kış aylarında 200, yaz aylarında 350 sefer olarak gerçekleşmektedir. Ayrıca Anadolu yakasında otobüs seferlerinin yarattığı otomobil trafiği yaz aylarında 12 bin, kış aylarında ise 7 bin otomobil olarak gerçekleşmektedir. Otomobil sahiplerinin yüzde 8’lik kısmı araçlarını uzun süreli park ederek yolculuğa katılmakta, yolcuların büyük bir bölümü park yetersizliği nedeniyle araçlarını bırakamamaktadır.

Yeni otogar alanının büyük bir bölümünün, TEİAŞ tarafından kullanılma talebi, mevcut alanı tamamen yetersiz hale getirmekte ve Anadolu yakası otogar sorununun çözümü, hayal kırıklığı ile daha büyük sorunlar yaratacak boyuta taşınmaktadır. Alternatif olarak Kurtköy Otogarı gündeme getirilmektedir. Anadolu yakası yolcularının  yüzde 75’lik kısmı Boğaz bölgesinden (Beykoz, Ümraniye, Kadıköy, Ataşehir ve Maltepe ilçelerinden) yolculuğa katılmakta ve çoğunluğunu öğrenciler ve gelir düzeyi daha düşük olan vatandaşlarımız teşkil etmektedir. Kurtköy yerleşim bölgelerine 25 km uzaklıkta olduğu için burada yapılacak otogar Harem Otogarı sorununun çözümüne katkı sağlamayacaktır.

Bilinmesi gereken önemli bir konu da her otogardan ayrı ayrı otobüs kalkmadığı aynı otobüslerin İstanbul Otogarı, Anadolu Yakası Otogarı ve Kurtköy otogarlarından birleşik sefer olarak yolcu alacağıdır.

Otogarlardaki en önemli ihtiyaç peron sayısıdır. Peronlar ve parklanma alanları yetersiz kaldığında çevre trafiği olumsuz etkilemekte ve trafik yoğunluğu örülerek çevredeki kavşaklara ve ana arterlere sarkmaktadır. İstanbul Otogarı 280 dönümlük bir alanda kurulduğu halde yoğun günlerde yetersiz kalmakta ve çevre trafiğini zora sokmaktadır. Buradan kalkan otobüslerin sadece yüzde 18’lik kısmı Trakya istikametine gitmekte; buna karşılık İzmit ve Adapazarı otobüslerinin büyük bir bölümü sadece Harem Otogarını kullanmaktadır. Yukarıda açıklamalar ışığında yeni Anadolu Yakası Otogarında en az 4500 m2 kapalı alan, 160 peron ve 1500 araçlık otopark imkanı yaratılmalıdır.

Küçülen yeni otogar alanında bu ihtiyaçların karşılanması imkansız olduğundan Enerji Bakanlığı ile görüşülerek sorun çözülmeli veya alternatif alan yaratılmalıdır.
Alternatif alan olarak mevcut alanın kuzeyinde ve TEM yoluna cepheli yaklaşık 65 dönümlük İSKİ arazisi kullanılmalı ve İSKİ fonksiyonları küçülen otogar alanına taşınmalıdır. İSKİ arazisi, TEM yolundan aşağıda kaldığı için, erişim sorunu altgeçitle daha kolay çözülecektir. Bu alan da olmadığı taktirde alternatif alan arayışı sürdürülmelidir. Alternatif alan arayışı tarafımızdan da sürdürülmektedir.

Sorunumuzun çözümü için önerilerimizin dikkate alınmasını ve daha büyük sorunlar yaratılmaması için gereğini arz ederiz.”

Yanlış algıyı da kırmak lazım

İstanbul’dan her noktadan ayrı ayrı otobüsler kalkamaz, çünkü dolmaz. Onun için İstanbul’un otogarları, yolcusunu bir noktadan başlayıp birbirini tamamlayan bir zincirin halkaları olarak sıralanmalı. Yoksa kaos olur. 
Şehirlerarası otobüsçülüğü büyükşehir belediyesine kavratmak zorundayız. Yanlış birtakım değerlendirmeler yapılıyor. Bunun sonuçlarını bu sektör ödeyecek. Onun için herkesin bu işe sahip çıkması lazım. 
Herkese iyi haftalar diliyorum.
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159
banner153