26.10.2015, 17:41

Büyüme Büyü mü?

1980 yılından önce doğmuş olanlarımız, her kuruluşun bir büyüme rakamı hesapladığını, hangi rakamın doğru olduğunu kimselerin bilmediği günleri bilirler. Şimdilerde, şükür ki, tek bir büyüme rakamı açıklanıyor ve artık tek rakam üzerinde konuşuyoruz. Ama bu rakamın türleri var; yıllık büyüme, çeyrek büyümesi, geçen aya göre büyüme, geçen yılın  aynı ayına göre büyüme, geçen çeyrek büyümesine göre büyüme, negatif büyüme, kümülatif büyüme, birikimli büyüme...

Offf!
Ben vatandaşım, uzman değilim, beni ilgilendiren bir rakama ihtiyacım var, hangisidir beni ilgilendiren rakam ya da oran?   "Vatandaşa ne büyüme oranından" demeyin, vatandaş makro verilere ilgi gösteriyor. Otobüsçülerin bir uyarısını hatırlarım. Yaklaşık 15 yıl önce, otobüs satış planlaması için konuşmakta olduğumuz bir firma sahibi beni şöyle uyardı: Hele bir IMF gelsin gitsin de; o zaman tekrar bakarız! 

Nedir Büyüme?
Geçen yıl 100 TL kazanan kişi veya şirket bu yıl 101 TL kazanmışa yüzde 1 büyümüş; 99 TL kazanmışsa yüzde 1 küçülmüş demektir, çok basit. Bu hesaba Nominal Büyüme deniyor. Ülkelerin büyümesi de böyle konuşuluyor. Büyüdü veya küçüldü, kendi çapında.
Peki, diğer şirket ne yaptı aynı sürede? İşte bunu sorunca kendi büyümesini, diğerinin büyümesi ile karşılaştırma başlıyor. Diğeri yüzde 10 büyümüş ya da küçülmüş olabilir. Ülkelerin büyümelerinde de bu karşılaştırma yapılıyor. Karşılaştırma sırasında farkları gidermek için büyümeyi tek bir ürün paketine bağlamak ve bu ürün paketinin ederine göre söylemek gerekiyor. Bu hesaba da Satın alma Gücüne Göre Büyüme deniyor. Yani benim yüzde 1 büyümüş gelirim bu ürün paketini satın alıyorsa iyi; ama yüzde 1 büyümüş gelirim, bu ürün paketini artık satın almıyorsa demek ki benim yüzde 1 büyümüş gelirimin satın alma gücü küçülmüş, gerçekte 101 etmiyor. 

Geçen hafta IMF dünya gelirinin yüzde 4,9 azalacağını hesaplıyor, yani nominal küçülme. Öte yanda da aynı açıklamada büyümeyi yüzde 3,1 olarak umduğunu açıkladı. Baktım ayrıntıya; yüzde 3,1 büyüme satın alma gücüne göre olan büyüme.
OECD örgütü kendi sitesinde ülke büyümelerini hem nominal olarak hem de ayrıca satın alma gücüne göre bildiriyor yıllardır. Ta 1960 yılına gidiyor. Satın alma gücüne göre bildirilen büyümelerde, Gelişmiş Ülkelerin iki türlü büyümesi de eşite yakın seyrederken; Gelişmekte Olan Ülkelerin büyümeleri nominal büyümeye göre yüksek. Çünkü gelişmiş ülkenin insanı kazancı ile yaşarken, gelişmekte olan ülkelerin insanları yardımlaşmayla dayanışmayla gelirinden yüksek bir yaşam sürüyor. Bu fark da yüzde 100'e varabiliyor. OECD sitesinden inceleyebilirsiniz.

Gelelim ülkemizdeki duruma…
Şimdiye kadar hep nominal büyüme konuştuk kamuoyunda, satın alma gücümüzü hiç konuşmadık. Satın alma gücünü konuşmaya yeni başladık ve artık vatandaş elindeki paranın artış veya azalışını değil; o paranın ederini, ne kadar işe yaradığını, aynı miktar malı veya hizmeti aldığını bilecek. Geliri nominalden ama büyümeyi satın alma gücü üzerinden öğrenmeyecek.
Ve tabii, paranın satın alma gücünü arttırmak, miktarını arttırmaktan çok daha büyük başarı yöneticilerimiz için. 
GSYH artışı Türkiye’de ikinci çeyrekte bu yılın ilk çeyreğine göre yüzde 1,3 oldu. Bu rakamla Türkiye G20 ülkeleri arasında GSYH'sını en yüksek oranda artıran üçüncü ülke oldu. OECD rakamlarına göre Türkiye ekonomisi, bu yılın birinci çeyreğinde, geçen yılın son çeyreğine göre yüzde 1,5 oranında artırarak, Hindistan'dan sonra G20 ülkeleri arasında ikinci olmuştu.
Bu büyüme rakamları da Satın Alma Gücüne göre olan rakamlar. Yani artık büyüme oranımız ile kişi başı milli gelir rakamımız ikisi de satın alma gücüne göre olan rakamlar, kardeş rakamlar. 
Büyüme'nin büyüsü çözüldü.
*  *  *
Başka bir düzeltme de futbolcu primleri konusunda yapılacak.
Almanya dünya şampiyonu olduğu zaman 410 bin avro prim dağıttı futbolcularına. Biz gruptan çıkmaya 500 bin avro veriyoruz. Hem de 150 bin avro hesaplanmış primi, hiç yeni hesap yapmadan tek lafta 500 bine çıkarabiliyoruz. Avrupa şampiyonu olmamızı hayal edersek primler birkaç milyon avro olur. Hele hele dünya şampiyonluğumuzu görsek, Almanya'nın 400 bin verdiği başarıya biz belki de yeni bütçe yapar Almanya'yı yüze katlarız. 
Zaten bu 500 bin avroluk hesapsız prim mahkemelik oldu. Bu derecede ölçeksiz bir ödülün Anayasanın eşitlik ilkelerine aykırı olduğu savı ile. 
Rakamlar büyülü değildir!
İyi haftalar… ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159
banner153
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 10 28
2. Samsunspor 11 25
3. Fenerbahçe 10 23
4. Beşiktaş 10 20
5. Eyüpspor 11 19
6. Sivasspor 11 17
7. Göztepe 10 15
8. Başakşehir 10 15
9. Kasımpasa 11 14
10. Konyaspor 11 14
11. Trabzonspor 10 12
12. Gaziantep FK 10 12
13. Bodrumspor 11 11
14. Antalyaspor 11 11
15. Alanyaspor 11 10
16. Rizespor 10 10
17. Kayserispor 10 9
18. Hatayspor 10 3
19. A.Demirspor 10 2
Takımlar O P
1. Erzurumspor 11 22
2. Kocaelispor 11 22
3. Bandırmaspor 11 21
4. Karagümrük 11 18
5. Igdir FK 11 18
6. Boluspor 11 18
7. Esenler Erokspor 11 17
8. Ümraniye 11 17
9. Pendikspor 11 17
10. Ankaragücü 11 16
11. Ahlatçı Çorum FK 11 16
12. Şanlıurfaspor 11 15
13. Gençlerbirliği 11 15
14. Manisa FK 11 14
15. Keçiörengücü 11 14
16. İstanbulspor 11 13
17. Sakaryaspor 11 13
18. Amed Sportif 11 13
19. Adanaspor 11 6
20. Yeni Malatyaspor 11 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 10 25
2. M.City 10 23
3. Nottingham Forest 10 19
4. Chelsea 10 18
5. Arsenal 10 18
6. Aston Villa 10 18
7. Tottenham 10 16
8. Brighton 10 16
9. Fulham 10 15
10. Bournemouth 10 15
11. Newcastle 10 15
12. Brentford 10 13
13. M. United 10 12
14. West Ham United 10 11
15. Leicester City 10 10
16. Everton 10 9
17. Crystal Palace 10 7
18. Ipswich Town 10 5
19. Southampton 10 4
20. Wolves 10 3
Takımlar O P
1. Barcelona 12 33
2. Real Madrid 11 24
3. Atletico Madrid 12 23
4. Villarreal 11 21
5. Osasuna 12 21
6. Athletic Bilbao 12 19
7. Real Betis 12 19
8. Mallorca 12 18
9. Rayo Vallecano 11 16
10. Celta Vigo 12 16
11. Real Sociedad 12 15
12. Girona 12 15
13. Sevilla 12 15
14. Deportivo Alaves 12 13
15. Leganes 12 11
16. Getafe 12 10
17. Espanyol 12 10
18. Las Palmas 12 9
19. Real Valladolid 12 8
20. Valencia 11 7