Toplu Taşıma, Covid Açısından Güvenli

Kentsel ulaşımın tüm yönleriyle ilgili olarak kanıta dayalı kararların ve yaşam kalitesi üzerindeki etkisinin önemini hepimiz kabul ediyoruz. Covid-19 ile ilgili güvenlik açısından, toplu taşıma sistemlerinin diğer kamu ve özel yerlere kıyasla performansını gösteren daha fazla bilimsel çalışma ve ampirik analiz vardır.

Birkaç çalışmadan örnek vermek gerekirse:
Robert Koch-Institut (Almanya): Epidemiological Bulleting 2020’de yayınlanan bir makaleden elde edilen veriler, Almanya’daki izlenebilir salgınların sadece %0,2’sinin ulaşımla bağlantılı olduğunu ve salgın başına sıklıkla etkilenen ortamlardakinden az insanı kapsadığını göstermektedir

Santé Publique France (Fransız Sağlık Bilgileri Kamu Enstitüsü), 9 Mayıs ve 28 Eylül 2020 arasında toplanan veriler: Covid-19 kümelerinin yalnızca %1,2’si ulaşım (kara, hava ve deniz) ile bağlantılıdır. Çoğunlukla işyerlerinden (%24.9), okullardan ve üniversitelerden (%19.5), sağlık tesislerinden (%11), geçici kamu ve özel etkinliklerden (%11) ve aile toplantılarından (%7) kaynaklanmaktadır.

İngiltere demiryolu güvenliği kuruluşu (RSSB) tarafından yapılan analiz, trenle seyahat ederken Covid-19’a yakalanma riskinin 11.000 yolculukta 1 olduğunu göstermiştir. Bu, bir trafik kazasında ölme olasılığından daha düşük olan %0.01’den daha az bir şansa eşdeğerdir. Yüz maskesi ile bu azalarak 20.000 yolculukta 1, yani % 0,005’dir.

Raporda ayrıca, şehirler ve ülkeler kısa vadeli acil durumlara müdahale etmekte olduğunu, ancak bu artık bunun ötesine geçmesi gerektiğini savunan UITP, toplu taşıma araçlarının hayatta kalmasını sağlamalı ve şehirlerimizin geleceğini yeniden şekillendirmek için bu benzersiz fırsatı değerlendirmemiz gerektiğini savunuyor. Sektör, ekonomik ve sosyal yaşam için hayati bir sütun olarak toplu taşımaya açık bir öncelik verilmeden karşılanamayacak diğer birçok zorlukla (iklim, sağlık, sosyal içerme, yol güvenliği vb.) hem kısa hem de uzun vadede çevresel iyileşme için güçlü bir şekilde bağlantılı olduğunu bildiriyor. Toplu taşıma paydaşları, bu tür bir sağlık kriziyle başa çıkacak deneyime sahip olmamalarına rağmen, duruma son derece hızlı tepki verdiklerini ve personeline ve hizmet ettikleri topluma karşı büyük sorumluluk duygusunu gösterdiklerini sergilediğini belirtti. Bunun, diğer tüm kamu ve özel sektör oyuncuları gibi, sürekli gelişen bu istisnai sıhhi durumdan öğrenen toplu taşıma paydaşları için yeni bir eylem alanı olduğunu kabul eden UITP, çok sayıda bilimsel çalışma ve ampirik analiz, toplu taşımanın diğer halka açık yerlere veya özel toplantılara göre çok daha az riskli olduğunu göstermektedir. Günümüzde mevcut olan bilimsel bulgular ve pratik deneyime dayanan, UITP raporu, toplu taşımanın bu riskleri yolcular tarafından yönetilebilir ve kabul edilebilir bir düzeye indirmek için uygun önlemleri aldığını göstermektedir. UITP, toplu taşımanın faydalarını topluma güçlü bir şekilde iletmek ve vatandaşların güvenini yeniden sağlamak için ek çaba gösterilmesi gerektiğini vurguladı.