Kitle iletişim çağı

Henüz bu sektörde değilken, Ege Üniversitesi korosunu çalıştıran çok değerli müzisyen dostum, can kardeşim sıkıntılı bir halde ziyaretime geldi. Ne olduğunu sorduğumda, “Abi, biliyorsun bütün yıl çalışıyoruz ve çalışmalarımızı yılsonunda bir konserle sergiliyoruz ancak bu yıl yapamayacağız” dedi. Üzülmesine gerek olmadığını, her halükarda konserin yapılacağını söyledim. Evet,  sonuçta o yıl da konserlerini, her zamankinden çok daha gösterişli ve çok daha özel olarak yaptılar. 

Burada anlatılmak istenilen olay şudur: İnsanlar çalışmalarını bir şekilde kamuoyuna paylaşmak ister.  İlgili olanlara, genel olarak bilgilenmek isteyenlere çalışmalarını, yeniliklerini, tecrübelerini aktarmak isterler. Bu insanın doğasında var. Ayrıca bilinirliği arttırmak ve hatta ilk elden bilgilendirme yapmak çok önemli bir olgudur. Eğer siz bunu yapmazsanız bunu sizin adınıza “birileri” yapar ki bu da ne denli sağlıklı olur bilinmez.

Sektörümüzde genel olarak eksikliği hissedilen konulardan biri de enformasyondur.  Sektörel basın oluştukça birinci ağızdan ve sıcağı sıcağına bilgilendirmeler ile meslektaşlarımızın sektöre ihtimam ve özveri ile yaklaşmaları sonucu geçmişte yapılmış olan birtakım yanlış haberlerin önüne geçilebildi. Fakat buna karşılık bu sektörde faaliyet gösteren firmalar, özellikle de hizmet veren tedarikçilerin geniş ve doğru kitlelere ulaşma konusunda yeterince bilinçli hareket ettiğini düşünmüyorum.

Sektörde basın ile ilk tanışmam, Temsa’da çalıştığım dönemde oldu. Yaptıklarımızı bir şekilde insanlara aktarmam; öncelikle firmamın, sonra da bulunduğum bölgenin sesinin daha gür çıkmasını sağlamam gerekiyordu. Önce bunun için kendi içimizdeki engelleri aşmam gerekti. Sattığımız araçlara ait teslimat haberleri ile bu mutlu anı paylaşıyor, kutluyorduk. Müşteri ve çalışanlar olarak bizler motive oluyorduk. Şirketimizin bayrağı daha güçlü dalgalandıkça kendimize buradan pay çıkarıyorduk.  Açıkçası onura oluyorduk ve şirket ve arkadaşlık bağımız daha da güçleniyordu.

Mercedes-Benz bünyesinde görev yaptığım dönemlerde, çok daha sistemli çalışmaya başladık. Bütçe yaparken yıllık cironun bir miktarını reklam ve promosyon gideri olarak ayırmak ve bu harcamalarınızı da yılsonunda belgelemek zorundaydık (Sonradan bu zorunluluğun kaldırıldığını ve inisiyatifin bayilere bırakıldığını biliyorum).

O günlerden başlayan basınla olan iyi ilişkilerim bu gün burada her hafta sizlere buluşmamın temelidir. Basında çalışan arkadaşları tanıdıkça ne denli özverili ve sevecen olduklarını gördüm. Bizler adına çok zaman bizden daha çok gayret göstermeleri onlarla aramdaki gönül bağını çok güçlü kıldı. Onlar ben destekledikçe bende imkân ölçüsünde onlara destek olmaya çalıştım.

Yoğun çalışma temposu içinde çalışanlar ve yöneticiler küçük ayrıntılara takılıp resmin tamamını kaçırdıkları olabiliyor. Buradaki görevlerimizden biri sektördeki her mevkide çalışanlara farklı bakış açıları yakalamaları için doğru bilgilendirme yanı sıra ama yurtiçi veya yurtdışından; ama kendi içimizden ama rakiplerden, tecrübeleri, yöntemleri aktararak verimliliği arttırmaktır. 

Çok doğru işler yapabilirsiniz ama bunu çok doğru şekilde anlatamazsınız başarınız eksik kalır. Sonuçta hepimizin ve hatta ülkemizin ihtiyacı dünyada doğru tanınmak ve -varsa- bize olan önyargıların kırılmasıdır. Başarıya daha hızlı ulaşmak için çok çalışmak, dürüstlük düsturunuz olmalı. Bunun yanı sıra kitle iletişim araçlarını kullanmayı bilmemiz gereklidir.  Basın, hedef kitlenize ulaşmak için çok doğru bir yöntemdir. 

Önemli olan yapmak değil, yaptığını doğru kişiye doğru fiyatla satmaktır. Bunun için temsil ettiğiniz marka, ürün ya da hizmet ne ise ona uygun davranıp önce kendinizi doğru satmalısınız.