Kriz Olsaydı Biterdi!

İhracatımız yüzde 4 arttı, 1 yıllık geçmişe bakarak. Mallarımızı dışarıya satıyoruz, yabancı paraya olan mutlak ihtiyacımızı karşılamaya çabalıyoruz. İçeride bu nedenle mal azalması doğuyor. Bu azalma fiyatları yükseltiyor. Enflasyon oluyor. 

Fiyatların yükselmesi müşterileri kaçırtıyor ve yavaşlama oluyor. Kişiler harcamalarını yavaşlatıyor. 

Üretimimizi hemen yeterince arttırabilsek, azalmayı karşılayabilsek bu sıkıntılar olmayacak, hatta ferahlık olacak. Ama Kapasite Kullanım Oranımız yüzde 74'te takılı duruyor, yıllardır. 

Bu bilgiyi düzeltmek Ticaret Bakanlığı'nın işi olsa gerek. 

*  *  *

"2008, Bitmeyen Kriz" yazılarımızı hatırlarsınız. Krizin çözümünü merkez bankalarının başaramadığı yine belli oldu. Avrupa'nın merkez bankası geçen hafta piyasaya ek para vereceğini açıkladı, dikkat. Faizi zaten sıfır'da. Şimdi eksi'ye tekrar inecek. 10 yıl sonra 2008'e dönüş. 

Amerikan Merkez Bankası, yılın daha başındayız ama tutum değiştiriyor, faiz arttırmayı yavaşlatacağını bildiriyor.

Geçen hafta İsrail'de bir toptan satışa katıldım, 1 doları 1 avroya eşit sayarak işlem yaptılar. 

Sözün yönlendirile yönlendirile geldiği nokta, yine 2008 yılı… Geri geldik ve Söz bitti.

Biz de faiz arttırdık, yakın zaman önce. Umduğumuzu bulamadık ve takipteki kredi oranını yüzde 2'den yüzde 5'e çıkardık. Önümüzdeki aylarda Avrupa'nın ve Amerika'nın indirme etkileri bize de gelecek ve faizimizi indirmeye başlayacağız. 

Finansman ucuzlamasını üretim artışına kullanacağız, ithalat artışına değil!

*  *  *

Bir karşılaştırma yapalım:

Yerli yatırımcı Dolar almaya devam ediyor, 20 haftadır döviz hesapları büyüyor.

Yabancı yatırımcı ise hisse alıyor, tahvil alıyor. Yabancılar kazanacak.

Başka konu…

Bizimle benzer kategoride olan ülkelerde istihdamda daha çok kadın var. 

İncelemeye değer bir durum. 

İyi haftalar... ■