TREDER “Ağır Vasıta, Treyler Zirvesi” sektörü 7. defa buluşuyor.

Treyler Sanayicileri Derneği (TREDER) ile Ağır Ticari Araçlar Derneği’nin (TAİD) işbirliğiyle gerçekleştirilecek “Ağır Vasıta, Treyler Zirvesi” sektörü 7. defa buluşuyor. 'Mega Trendler Merkezinde Türkiye' ana temasıyla yapılan Zirve, 20 Şubat 2025 tarihinde Crowne Plaza Asia’da düzenleniyor.

Açılış Konuşmaları Yapılıyor

TREDER Başkanı Yalçın Şentürk:

Sayın Bakanım, daire başkanım, kıymetli konuklar, değerli meslektaşlarım, sponsorlarımız, tedarikçilerimiz, saygı değer basın mensupları..

TREDER olarak, kuruluşumuzdan itibaren üyelerimiz arasındaki işbirliğini güçlendirerek treyler sanayini ve üretimini geliştirmeyi hedefliyoruz. Bu hedefler doğrultusunda çok önemli işlere imza attığımıza inanıyorum.

Cumhuriyetimizin 100. yılında 60 bin adetlik üretim ile tarihi bir rekor kırdık. İnşallah yeniden bu adetleri görürüz, hatta üstüne çıkarız. Eğer 100 bin adetlik üretime kavuşursak, işte o zaman Avrupa’da birinciliği, dünyada üçüncülüğü yakalayacağız.

Hepimizin bildiği gibi 2024 zor bir yıldı. 2025 daha da zor olacak. Treyler üreticilerine mesajım; ihracatta geri adım atmayalım, kazandığımız mevzileri kaybetmeyelim. Kalitemizle, rekabet gücümüzle Türk treylerinin yolu açık olacaktır.

Bugün burada Zirvemizin 7.sini düzenliyoruz. Sektörümüzün geldiği noktayı ve bu Zirvelerde çok daha iyi anlıyoruz.

Zirvede bizleri yalnız bırakmayan tüm tedarikçilerimize, kardeş derneğimiz TAİD’e ve kıymetli TREDER Ailesi’ne faydalı bir Zirve diliyorum.

UND Başkanı Şerafettin Aras:

Karayolu ve treyler olmadan lojistik düşünülemez!

Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkanı Şerafettin Aras, TREDER ve TAİD iş birliğiyle düzenlenen zirvede yaptığı konuşmada, treyler ve lojistik sektörlerinin Türkiye ekonomisine sağladığı katma değere dikkat çekti.

Aras, “Bugün 70’ten fazla ülkeye 800 milyon dolar değerinde treyler ihraç ediliyor. Biz lojistikçiler de üretilen treylerlerle Türk ihracat ürünlerini dünyaya taşıyoruz. Karayolu taşımacılığı olmadan lojistik düşünülemez. Sektörümüzün büyümesi ve rekabetçiliğinin artması ülke ekonomisi için kritik öneme sahip” dedi.

Karayolu Taşımacılığı, Türkiye’yi Öne Çıkarıyor

Aras, geçtiğimiz yıl Türkiye’den TIR’larla yapılan ihracat seferi sayısının 2 milyon 95 bini geçtiğini ve taşınan yüklerin toplam değerinin 107 milyar doları bulduğunu belirtti.

“Uluslararası karayolu taşımacılığı, sadece yük taşımıyor; aynı zamanda hizmet ihracatı da gerçekleştiriyor." diyen Aras, lojistik sektörünün küresel tedarik zincirindeki yükselen rolüne vurgu yaptı.

Yeni Ticaret Koridorları Türkiye’nin Avantajını Artırıyor

Küresel ticaretin dönüşüm geçirdiğini belirten Aras, Türkiye’nin Orta Koridor, Kalkınma Yolu ve Zengezur Koridoru gibi stratejik hatların merkezinde yer aldığını söyledi.

“Bu koridorları, güçlü karayolu taşımacılığı altyapımızla daha etkin hale getirebiliriz. Lojistik, treyler ve ağır vasıta sektörlerinin iş birliği ile Türkiye’yi yeni dünyanın tedarik merkezi haline getirmek mümkün” ifadelerini kullandı.

Lojistik ve taşımacılığın ticaretin ana unsurlarından biri olduğunu vurgulayan Aras, “Lojistik olmadan ticaret olmaz, ticaret olmadan hayat olmaz” diyerek konuşmasını tamamladı.

TREDER Başkan Yardımcısı Kaan Saltık:

Sayın Katılımcılar, Değerli Konuklar, Saygıdeğer Yol Arkadaşlarım

Hepiniz 7. TREDER Zirvesi’ne hoş geldiniz.

Sektörümüzü şekillendiren en önemli konuları ele almak, önümüzdeki fırsatları ve zorlukları değerlendirmek için yeniden bir aradayız. Treyler sektörü, lojistiğin omurgasını oluşturan ve sürekli gelişen bir alan olarak, dayanıklılığı, yeniliği ve sürdürülebilirliği merkezine almalıdır. Ancak biliyoruz ki, bu dönüşüm kendiliğinden gerçekleşmeyecek; bizim vizyonumuz, cesaretimiz ve iş birliğimizle şekillenecek.

Geçtiğimiz yıllarda TREDER olarak, Türk treyler sanayisinin uluslararası pazardaki konumunu güçlendirmek için büyük adımlar attık Bugün, Türk treyler sektörünün Avrupa’da ikinci konuma yükselmesinin haklı gururunu yaşıyoruz. TREDER bu başarının gerekli temellerini oluşturmuştur. Yola çıkarken bu birlikteliğin gücüne inanmıştık. Demek ki, hep birlikte hareket ettiğimizde kazanıyoruz. Ancak, geldiğimiz noktayı yeterli görmüyoruz. Çünkü biliyoruz ki, bugünün başarıları yarının garantisi değildir. Bizi ileriye taşıyacak olan şey, yeniliğe olan bağlılığımız ve değişime uyum sağlama yeteneğimizdir.

Değişim diyorum çünkü günümüzde tüm dünya zorlu bir değişim sürecinden geçiyor. Dünyadaki yeni jeo-politik denge arayışları, değişen hükümetler, ticarette yaşanan korumacı politikalar tüm üreticiler için hayatı zorlaştırıyor ve değişimi zorunlu kılıyor.

"Mega Trendler Merkezinde Türkiye" başlığı, ülkemizin küresel değişimlerin tam kalbinde yer aldığını vurgulamak için son derece isabetli oldu. Günümüzde iklim krizi, teknoloji ve enerji dönüşümü, demografik ve sosyal kutuplaşmalar, küresel güç dengelerindeki değişimler ve mobilite dinamiklerindeki değişimler gibi mega trendler, dünyayı yeniden şekillendirmektedir. Türkiye, küresel mega trendlerin şekillendirdiği yeni dünya düzeninde, stratejik konumu, jeopolitik etkinliği ve ekonomik dinamizmiyle yalnızca bu değişimlere uyum sağlayan bir aktör olmanın ötesine geçerek, dönüşüm süreçlerine yön veren, bölgesel ve küresel karar mekanizmalarında etkin rol oynayan bir güç konumundadır. Bu stratejik konum, Türk sanayisine küresel tedarik zincirlerinde daha güçlü bir yer edinme fırsatları sunduğu kadar, belirli sorumlulukları da beraberinde getirmektedir. Artık yalnızca üretim kapasitesini artırmak değil, yüksek katma değerli üretim ve küresel standartlara uyum gibi alanlarda proaktif adımlar atmak kaçınılmaz bir gereklilik haline gelmiştir. Küresel ölçekte dikkat çeken diğer Türk sektörlerinin yanında Türk treyler sanayisi de, küresel pazardaki rekabetçiliğini artırmak ve sürdürülebilir büyümeyi sağlamak için bu dönüşüm sürecine hızla uyum sağlamalıdır.

2024 yılı, Türkiye'nin sanayisi için zor bir yıl oldu. Yüksek faizler, hızla artan maliyetler ve enflasyona paralel artış sağlamayan döviz bedeli hem iç pazarı daralttı hem de ihracatımızı azalttı. Treyler sektöründe yaşanan düşüş, ekonomik aktivitedeki dalgalanmaların önemli bir göstergesi olarak öne çıktı. Sektör, bir önceki yılın rekor seviyesi olan 36.522 adetlik yurt içi satıştan %20,7 oranında düşerek 28.953 adede geriledi. İhracat performansında da benzer bir trend gözlemlendi ve %13,8'lik bir azalmayla 670 milyon 91 bin dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2024 yılında yaşanan bu üretim ve ihracat düşüşü, sektörümüzün dinamiklerini yeniden gözden geçirmemiz gerektiğini ortaya koyarken, tedarik zincirinden üretim süreçlerine, filo yönetiminden regülasyonlara kadar her alanda stratejik adımlar atılmasını zorunlu kılmaktadır. Unutmayalım ; dijitalleşme, elektrifikasyon ve sürdürülebilirlik artık bir tercih değil, zorunluluk haline geldi. Bunu bir yük olarak değil, rekabet avantajı sağlayacak bir araç olarak görmeliyiz.

Bu küresel dönüşümün tüm farkındalığıyla TREDER, sadece bir sektör birliği değil, aynı zamanda bir düşünce merkezi, bir vizyon üretim noktası olarak hareket ediyor. Bizler yalnızca sorunları tespit etmekle kalmıyor, aynı zamanda çözümün de bir parçası oluyoruz. Bugün burada, hepimizin ortak hedefi, Türk treyler sanayisinin dünya sahnesinde çok daha güçlü bir konuma gelmesini sağlamak. Bugün bir araya gelmemiz, bir yol haritası belirleme fırsatı. Burada ortaya koyacağımız fikirler, yarının sektörünü şekillendirecek. Ben, hepimizin bu dönüşümün, gelişimin ve başarının öncüsü olacağına inanıyorum.

TREDER’deki tüm dostlarımla hep bir ağızdan şu sözü verebiliriz: Yeşil dönüşüm, Ar-Ge ve inovasyon yatırımları, verimli üretim sistemleri ve sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi gibi alanlarda sektörümüzü desteklemeye devam edecek; sektörümüzün yeni teknolojilere ve uluslararası standartlara uyum sağlamasını kolaylaştıracak projeler geliştireceğiz. Kamunun ilgili organlarıyla birlikte çalışarak, değişim sürecini avantaja dönüştürecek ve Türk treyler sanayisinin geleceğe güvenle ilerlemesini sağlayacağız.

Yeniden hoş geldiniz diyor; katılımınız ve katkılarınız için şimdiden teşekkür ediyorum.

TAID Başkanı Burak Hoşgören:

Hoş geldiniz.

Bugün burada, ağır ticari araç ve treyler sektörünün geleceğini konuşmak, zorlukları nasıl aşacağımızı ve fırsatları nasıl değerlendireceğimizi tartışmak için bir araya geldik. Hepimiz biliyoruz ki taşımacılık sektörü sadece kamyonları, treylerleri veya lojistik operasyonları yönetmekten ibaret değil. Bizler, ticaretin sürekliliğini sağlayan, sanayiyi ve ekonomiyi ayakta tutan, milyonlarca insanın yaşamına dokunan bir sektörü temsil ediyoruz.

Dünya hızla değişiyor. E-ticaret büyüyor, lojistik ağları genişliyor, müşteri beklentileri artıyor ve en önemlisi, karbon emisyonlarını azaltmak için her geçen gün daha fazla baskı var. Küresel ticaretin dönüşümü, taşımacılık sektörünü de yeniden şekillendiriyor. 2024, açık konuşmak gerekirse, kolay bir yıl olmadı. Küresel ekonomik dalgalanmalar, tedarik zincirindeki aksaklıklar, artan maliyetler... Hepimiz bunları hissettik. Treyler sektörü geçen yıl küçüldü, ihracatımız da azaldı. Ama biliyoruz ki sektörümüz dayanıklıdır. Bu süreci de birlikte aşacağız.

Bugün burada sadece sorunları konuşmak için değil, çözümler üretmek ve geleceğe dair somut adımlar atmak için bulunuyoruz. Bu kapsamda, TREDER sektör raporu da bugün açıklanacak. Bu rapor, sektörümüzün mevcut durumunu ortaya koyarken, bizi bekleyen fırsatları ve tehditleri de analiz ediyor. Hepimiz için önemli bir rehber olacak. Veriler ve analizler bize hangi alanlarda güçlenmemiz gerektiğini gösterirken, aynı zamanda sektörümüzü nasıl daha sağlam bir zemine oturtabileceğimiz konusunda yol gösterecek.

Peki, sektör olarak neye odaklanmalıyız? Öncelikle elektrifikasyon artık geleceğin değil, bugünün konusu. Avrupa Birliği’nin sıkı emisyon kuralları, bizi sıfır emisyonlu taşımacılığa yönlendiriyor. Elektrikli kamyonların menzil kapasitesi artıyor, batarya teknolojileri gelişiyor ve şarj altyapıları giderek güçleniyor. Ama sadece elektrikli araçlarla yetinmeyeceğiz. Hidrojen yakıt hücreli kamyonlar, uzun mesafe taşımacılığı için önemli bir alternatif olarak öne çıkıyor. Önümüzdeki yıllarda bu alandaki yatırımların daha da hızlandığını göreceğiz.

Bir diğer büyük dönüşüm de otonom sürüş teknolojileri. Küresel ölçekte pek çok marka otonom sürüş teknolojileri üzerinde çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyor ve bu alandaki gelişmeler, lojistik sektörünün geleceğini yeniden şekillendiriyor. Otonom araçlar, güvenliği artırıyor, operasyonel maliyetleri düşürüyor ve yakıt tüketimini optimize ediyor. Ayrıca, sürücü açığı sektörümüz için büyük bir sorun haline geldi. Otonom sürüş, bu açığı kapatacak en önemli çözümlerden biri olmaya aday gözüküyor.

Tabii bir de dijitalleşme var. Filo yönetimi, rota optimizasyonu, tahmine dayalı bakım, bağlantılı araç çözümleri… Bunların hepsi artık sektörde verimliliğin anahtarları. IoT ve büyük veri analizi sayesinde araçlarımız sürekli veri üretiyor. Bu verileri doğru kullanırsak, operasyonlarımızı daha akıllı ve sürdürülebilir hale getirebiliriz.

Yeni iş modelleri de sektörü yeniden şekillendiriyor. Abonelik bazlı filo yönetimi ve paylaşımlı taşımacılık çözümleri giderek yaygınlaşıyor. Artık firmalar, yüksek maliyetli yatırımlara girmek yerine, ihtiyaçlarına göre esnek filo çözümlerine yöneliyor. Bu da hem maliyetleri düşürüyor hem de sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmamızı sağlıyor.

Ama şu gerçeği de göz ardı etmemeliyiz: Küresel rekabet giderek artıyor. Çinli üreticiler, düşük maliyet avantajları ve elektrikli araçlardaki hızlı ilerlemeleriyle Avrupa pazarında giderek güçleniyor. Türkiye olarak, bu rekabette güçlü kalabilmek için, mühendislik yetkinliklerimizi, üretim kalitemizi ve teknolojiye yaptığımız yatırımları artırmalıyız. Aynı zamanda yeni pazar fırsatlarını değerlendirmeliyiz.

Bugün bu zirvede, sadece sektörün mevcut durumunu değerlendirmeyeceğiz, aynı zamanda geleceğe nasıl yön vereceğimizi de tartışacağız. Burada konuşulan her fikir, atılan her adım, sektörümüzü daha ileri taşıyacak.

Sektörümüzde bütün bunlar olurken, insan odağını da kaybetmeden insana yatırıma devam etmeyi ihmal etmeyelim.

Kıymetli meslektaşlarım, hepinizin sektöre kattığı değer çok büyük. Bizler, taşımacılığın geleceğini şekillendiren insanlarız. Daha sürdürülebilir, daha yenilikçi ve daha güçlü bir sektörü hep birlikte inşa edeceğiz. Unutmayalım, değişime ayak uyduranlar değil, değişime yön verenler kazanacak.

Hepinize katılımınız için teşekkür ediyorum. Verimli, ilham verici ve iş birlikleriyle dolu bir zirve olmasını diliyorum.