Olacak oluyor

1. Olan olmalıydı. (Pişmanlığı bırak!)
“Olan olmalıydı" geçmiş zaman ifadesidir; madem ki oldu, olması gerekiyordu. Direnmeye gerek yok. kabul et, yola devam et. Olması gerekmeseydi, zaten olmazdı. Madem oldu, olması gerekiyordu. O halde, olan olmalıydı.

2. Olacak olan olur. (Kuruntu yapma!)
"Olacak olan olur" gelecek zaman ifadesidir; eğer bir şey olacaksa olur. Olur mu, olmaz mı gibi vehimlerle boşuna kendini sıkıntılara sokma, sen yürümeye devam et. Olacak olan olur.

3. O halde olan olur. (Telaş etme!)
O yüzden geçmiş zamanla ve gelecek zamanla ilgili bu iki önermeyi tasdik ettiğimizde, zorunlu olarak buradan üçüncü bir önerme ortaya çıkar; "o halde olan olur"...  Dücane Cündioğlu 

Çok hareketli bir ayı geride bıraktık. Geleceğimizi ilgilendiren Cumhurbaşkanlığı seçiminin iki turu Mayıs ayı içerisinde gerçekleşti. Çok yakın oranlar ile biten seçim sonucunda değişim ile mevcudu isteyenler arasındaki rekabet sonucunda,halk kararını verdi. Kazananların mutlu, kazanmayanların mutsuz olması doğaldır.  

Aynı şekilde, futbolda, en büyük ve köklü iki takımı arasındaki rekabet sonucunda, Cumhuriyetimizin 100. Yılında Galatasaray şampiyonluğunu ilan etti. Bu rekabet sonucunda da mutlular kadar mutsuzlar oldu. Gerek seçimlerdeki rekabet, gerekse spordaki rekabet sona erince kazananı -gönülden olmasa bile- tebrik, son derece medeni bir davranış olmalıdır.  

Geçtiğimiz Kasım’da ikinci el otobüs satış alanında faaliyet gösteren Dabaklar Otomotiv sahibi Mustafa Dabak ile yaptığım röportajda, 2023 yılının otobüs satışları için çok hareketli geçeceği ifade edilmişti. Bu öngörü tam doğru çıktı. Otobüs sektöründeki markaların yılın tüm üretimi önceden satıldı. Piyasada araç kalmadı. İkinci el otobüsler prim yaptı -tabiri caizse- karaborsa oluştu.

Bu sonucu bilmek için kahin olmak gerekmiyor. Piyasayı takip eden ve yönelimleri bilen kişilerin bu öngörüyü yapması normal şartlar altında çok doğaldır. Ancak, önceden bilinemeyecek bir takım olaylar sonucunda tahminlerin yanılgıya uğraması da mümkündür. Herşey için beklenmeyenler için bir marj ayırmak en doğrusudur. Beklentiler ne kadar yüksek ise, hayal kırıklığı riski de o denli yükselir ki; kimse bunu yaşamak istemez.    

Türkiye gibi belirsizliklerin fazla olduğu bir ülkede, öngörülemeyen olaylar sıkıntı yaratabilir. Örnek, 2023 yılını planlarken, 6 Şubat’taki depremi öngöremez, ancak bilimsel olarak, ihtimaller içinde gösterebilirdik. Mesleki alanım olan yerbilimlerinde bile yaklaşık yer ve zaman önermeleri yapılabilir fakat kesin bilmek şu anki teknoloji ile mümkün değil.

Deprem sonrası felaketler karşısında, farklılıklarımız olsa bile toplumumuzun büyük bir dayanışma gösterdiği ve yardımlaşma ve birliktelik örnekleri,  büyük bir millet olduğumuzun belgesidir.  

Siyasi, inanç, taraftarlık vb. gibi farklı düşünenlerin bir anda ortak paydada buluşabiliyor olması, hepimizi mutlu ettiği bu güzel hasletlerimizin yanı sıra toplumun balık hafızalı olması nedeniyle yaşananların bir anda unutulması vahim sonuç olarak karşımıza çıktı. . Bu yüzdendir ki, kanaat önderleri ve yöneticilerin birlik ve beraberliğimizi pekiştirecek tutumlar sergilemesi, toplumdaki tansiyonu düşürüp medeni perspektife indirgemeleri zorunludur. Siyaset ve spordaki rekabetin düşmanlık olmadığı anlaşılması önemlidir.  

Her şeyin güzel olması, beklediğimiz bir durum olsa da; olaylar, beklentilerimiz dışında gerçekleşebilir. Buna hazırlıklı olmamız, hayal kırıklığını önler. Bu sebeple, pişmanlık, telaş ve kuruntu gibi zarar verici duygu ve düşüncelerden uzak kalmak zorundayız. Yaşam bizim istediğimiz gibi devam etmiyor olsa bile kendi yatağında akan nehir gibidir. Değişim zaman alıyor.  

“Tanrı size istediğiniz insanları değil, ihtiyacınız olan insanları verir. Öyle ki bu insanlar size yardım edecek, sizi incitecek, size acı verecek, sizi terk edecek, sizi sevecek ve olmanız gereken insan olabilmenizi sağlayacaktır.” Lao Tzu ■