2 Tourismo yatırımı yapan Arslan Aydemir, " “Bu işi para kazanmak için yapıyoruz. Kimseye rüzgar yapmak için yapmıyorum" dedi

Röportaj: Erkan YILMAZ

2 adet Mercedes-Benz Tourismo otobüs yatırımıyla yaz sezonuna giren firmalar arasına Lüks Artvin Seyahat de katıldı. 3 kardeş, Davut, Orhan ve Arslan Aydemir yönetiminde faaliyet gösteren Lüks Artvin Seyahat, 26 yıldır şehirlerarası yolcu taşımacılığında… 
Araçların teslimatını Hasmer Otomotiv Otobüs Satış Müdürü Yaşar Şahin, Lüks Artvin Seyahat Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Aydemir ve oğlu Sergen Aydemir’e yaptı. Teslimatta Mencedes-Benz Kamyon Finansman AŞ’den Berkay Balkuv ve BusStore Alım Satım Yönetmeni Ekrem Ceylanoğlu da hazır bulundu. 

Zarar etmediğinde sevinen sektör

Lüks Artvin Seyahat Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Aydemir, “Biz bu işi para kazanmak için yapıyoruz. Ben bu işi kimseye rüzgar yapmak için yapmıyorum” diyor ve ekliyor:  “Sektörümüzde bu çok var. Bizim rüzgarla işimiz yok. O gün iki araba lazımdır, iki araç gönderirim, bir araç lazımdır bir, hiç gerek yoktur araç göndermem, neyse gereklilik ona göre davranırım. ‘Desinler’ diye biz bu işi yapmayacağız. Yapmıyoruz da. Biz zarar etmediğimiz zaman sevinen bir sektörün mensuplarıyız. Bu da yanlış. Bunun düzelmesi gerekiyor.” 

“Herkesin akaryakıt fiyatlarına odaklandığına değinen Aydemir, “Ama yan giderler olarak tabir ettiğimiz, otogar çıkışları, otoban ücretleri, şoför ücreti, SGK, ikram, gelir vergisi gibi giderler çok arttı. Sektörde para kazanılıyor gibi görünüyor ama 10 milyon TL’ye ulaşan bir otobüsün ‘para kazanıyor’ denmesi için aylık ortalama 250 bin TL gelirin altına düşmemesi gerekiyor. Ama biz zarar etmediğimiz zaman sevinen bir sektörün mensuplarıyız. Bu yanlışın da düzelmesi gerekiyor. Çok fazla dejenerasyon var. Belge sayısının arttığı Bakanlık verilerinde görülüyor. Ama firmalar artık yazlık ve kışlık şekilde çalışma düzenine geçti. Kendi bölgemizde de var. Kışın yoktu, yazın geldi, faaliyete başladı. Benim ona bir şey deme hakkım da yok. Belgesi var çünkü. Yapacak bir şey yok” dedi.

Allah’tan bilet portalları var 

“Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın uyguladığı ceza sistemini tümüyle yanlış olarak niteleyen Arslan Aydemir, sektörün en önemli kazanımının bilet satış portallarının varlığı olduğunu vurguluyor: “Herkes portallardan şikayet ediyor ama Allah’tan onlar var. Keşke bilet portallarının sayısı daha da artsa da tüm yazıhaneleri kapatsak. Komisyon oranları yüksek diyenler yalandan bağırıyor. Öyle bir dünya yok Hesaba para geç yatırılıyor şikayeti de anlamsız. 15 günde bir ödeme düzenli olarak yapılıyor. Ben bilet satış portallarının olmasından çok memnunum. Yüzde 75 yolcu, biletini portallardan alıyor. Yazıhane, personel maliyetim yok. İnsanların cebinde geziyorum. Sabit değil, her noktada varım. Yazıhaneci ‘bu benim yolcum’ diyemiyor artık. İşinizi düzgün yaparsanız, kimsenin şikayeti de olmaz. Bunun yanında, ‘yaz geldi listeleri kapattım, kış geldi listeleri açtım’ şeklinde bir düzen olmamalı artık. Ancak, sektör olarak belirli kurumlara gücümüzü de kaptırmamamız gerekiyor. Onların bize bir yaptırım gücü olmamalı. Her çalışma karşılıklı bir düzen anlayışı içerisinde olmalı. Onların da masrafları var. Onlar da ‘asarım, keserim’ anlayışı içinde hareket etmemeli. Biz çözüm ortağıyız. Onlar da üstüne düşen sorumlulukları yerine getirmeli ve bazı kanunsuzluklara da göz yummamalı. Haber verdiği zaman düzeltiyorlar ama kendi içinde de bir düzen olmalı.”   

Yılın ilk yarısından şikayetçi değilim 

“Yılın ilk yarısına baktığımızda kötü değildi ama çok çok iyi de değildi” açıklamasını yapan Aydemir, “Geçen yıllarla aynı dönemi karşılaştırdığımda bu sene daha iyiydi. Afaki olarak değil rakamlara bakarak söylüyorum. Bizim, Pamukkale Turizm’de, Ankara merkezli araçlarımız çalışıyor. Orada da gayet iyiydi. İşini iyi yapanlar, hem ivme hem de para kazanıyor. Yılın ilk yarısından şikayetçi değilim. Yılın ikinci yarısında ise 15 Haziran’dan itibaren Kasım ayına kadar benim bölgemde bir hareketlilik olur. Geçen yılın yaz sezonundaki seviyede yolcu olacaktır. Ekonomik durumda kötüleşme insanları daha çok toplu ulaşıma yönlendirir. Bu ekonomik koşullarda bizim işimiz de artacak gibi görünüyor. Halk cebinde parayı görünce denize yönelir ama para bitince de köyü aklına gelir ve ‘köyümden kışlık erzak getireyim’ diye tasarruf planı yapar. Onun için bu sene çok fazla değil ama stabil bir iş olacağı düşüncesindeyim, ama iş var diye, ‘5-6 araba daha alayım, sefer yapayım’, beklentim yok. Sadece daha iyi doluluk oranına ulaşıp, para kazanmak istiyoruz” dedi.  

Rüzgar yapmak değil, para kazanmak…

“Biz bu işi para kazanmak için yapıyoruz. Ben bu işi kimseye rüzgar yapmak için yapmıyorum” diyen Aydemir, şunları söyledi: “Sektörümüzde bu çok var. Bizim rüzgarla işimiz yok. O gün iki araba lazımdır, iki araç gönderirim, bir lazımdır bir, hiç gerek yoktur araç göndermem, neyse gereklilik ona göre davranırım. ‘Desinler’ diye biz bu işi yapmayacağız. Yapmıyoruz da. Kimsenin ne yaptığı ile de ilgilenmiyorum. Ulusal firmalar da var bölgemizde. Onlarla da iyi bir diyalog içindeyiz. Konuşmak gerektiğinde Kamil Koç Genel Müdürü Sayın Çağatay Kepek ile iletişim kurabiliyorum. Bu işi artık olumlu bir ilişki içerisinde yapmak, kırıp dökmemek lazım. Birbirimize dostane davranırsak, bu sektörde para da kazanırız. Bu sektör ölmez, bitmez. Ama kırıp dökersek birbirimize zarar veririz ve bir başarı elde etmek mümkün olmaz.”  

Felsefemiz aynı 

“Ben bütün Artvin’i taşıyamam, arabam olsa bile taşıyamam” diyen Arslan Aydemir, “Çünkü istemem bunu. O zaman kendimi farklı bir yere koyarım ve bu sefer hizmet edemem. Kontrol edebileceğiniz bir yapı her zaman çok daha iyi sonuçlar verir. Karşınızda sizin rekabet içinde olacağınız birileri olmalı ki, ben daha iyi hizmet yarışı içinde olayım. Hizmet ederken de para kazanacağım. Boş yere hizmet etmiş olmayacağım. Kuruluştan beri mantığımız, felsefemiz bu. Benim rakiplerimle hiçbir derdim yok. Aracı da, yolcusu da fazla olabilir ama şu net: Rakibiniz sizi ezmeye çalışmamalı” dedi. ■