11.04.2016, 21:22

Ülkemizde serbest piyasa esastır

Bu yazının başlığını görenler, serbest piyasanın iyi veya kötü oluşuna ilişkin bir tartışma yapacağımı düşünebilirler. Hiç de değil. Genel konuları mümkün olduğunca yazmıyorum. Yazdığım, bunların taşımacılıkla ilgili boyutu. Bu defa da öyle olacak. 

Mevzuatın özü

Karayolu Taşıma Kanununun şüphesiz ki tamamı önemli. Bu yazının amaçları açısından iki önemli noktası var. 
Madde 4: Taşımalar… serbest rekabet ortamında gerçekleştirilir. 
Bunun anlamı; serbest rekabete aykırılık getiren taşıma düzenlemelerinin yapılamayacağıdır. Buna aykırılığın haklı gerekçesi olamaz. Çeşitli gerekçelerle yapılacak aykırılıklar Meclis iradesini yetersiz görüp bunu düzeltmeye çalışmak anlamına gelir ki, asla kabul edilemez. 
Madde 5: Yetki belgesi alınabilmesi için taşıma işleri işletmecilerinin mesleki saygınlık, mali yeterlilik ve mesleki yeterliliğe sahip olması gerekmektedir. 
Bunun anlamı; taşımacılarda belirtilen üç kriterin mutlaka aranacağı, bu üç kriterin kapsamına girmeyen bir kriterin aranamayacağıdır. Yani ‘boş ver mesleki saygınlığı’ denilemez.

Mesleki saygınlık

Kanunun verdiği yetkiye dayanarak mesleki saygınlığın kapsamı Yönetmeliğin 12’nci maddesinin 1’inci fıkrasının c bendinin alt bentlerinde belirtilmiştir. Şüphesiz ki, bunlar tartışılabilir. Yapılacak iyileştirmelerde AB ve diğer ülkelerin uygulamalarından faydalanılabilir. Mevzuat değişmediği sürece bunlara uyum tartışılamaz. 

Mesleki yeterlilik

Bunun açık ifade edildiği bir madde bulunmuyor. Zaten yeterlilik şartının taşımacıda değil çalışanlarda arandığı söylenebilir. Yönetmeliğin 43’üncü maddesinin 15’inci maddesi hangi taşımacıların hangi türden kaç yetki belgeli personel istihdam edeceğini belirtiyor. Bu da tartışılabilir. 

İdari şartlar

Kanunda net olarak sayılmamakla birlikte yetki belgesi almak isteyen kişilerde aranacak idari şartlar ile tüm şartlara ilişkin olarak ibraz edilecek belgeler Yönetmeliğin 12, 14 ve 15’inci maddelerinde yer alıyor. 

Mali yeterlilik

Yönetmeliğin 13’üncü maddesi yetki belgesi almanın veya yenilemenin özel şartları başlığı altında taşımacılarda aranacak özmal araç kapasitesi (koltuk veya ton), sermaye veya işletme sermayesi ile faaliyet yeri vb. şartları belirtiyor. Kabaca bunlara ‘mali yeterlilik’ diyebiliriz. Bunlar da tartışılabilir mi? Şüphesiz ki evet!

İşin özü

Yönetmelik, belirtilen şartları sağlayan herkese gerekli belgeyi ve taşıma işiyle faaliyet hakkını veriyor. Belirtilen şartların ötesinde bir engel yok. Sadece kriz diyebileceğimiz özel hallerde kullanılacak bir sınırlama yetkisi var. Belirttiğimiz gibi bu, geçici bir hal. Sınırlamanın ötesinde belgenin başkasına devri veya satılması mümkün değil. Zaten devir veya satın alan kişide de aynı şartlar aranacağından satın alma yerine kendi belgesini alması mümkün. Yani başlangıçtaki serbest piyasanın gereği bir rant oluşmuyor. 

Genel/yerel tartışması

Taşıma Kanunu belirtilen esasları tüm taşımalar için getiriyor. Başka kanunlar nedeniyle yerel yolcu taşımalarını düzenleme yetkisinin belediyelere verilmiş olması kanaatimce temel esasların geçerli olmayacağı anlamına gelmez. Dolayısıyla serbest piyasa ve taşımacılığa giriş esasları herkesi bağlar. Bunun istisnası sadece yerel hatlı taşımalar olabilir. Bir de bu günün koşullarında taksicilik, o da bugünün koşullarında.

Bazı talepler

Özellikle de yolcu taşımacıları sık sık mali yeterlilikteki özmal koltuk sayısı üzerinde dururlar. Başlangıçta, bir kısmı bunları engelleyici görürken bugün arttırılması dahi isteniyor. Yanlış bilenlere hatırlatayım ki, ilk yönetmelik taslaklarında özellikle de B belgelerinin özmal koltuk gereksinimi çok fazlaydı. Sonradan bugünkü rakamlara gelindi. 

Şüphesiz ki bunlar değiştirilebilir. Değişiklik için mevcut rakamların mali yeterliliğe uymadığı ispat edilmelidir. Arttırılmasını isteyenler az olduğunu, azaltılmasını isteyenler fazla olduğunu açıklamalıdırlar. Bunları değiştirmenin tek doğru yolu budur. 

Piyasayı sınırlama

Bazılarının derdi rakamları arttırarak mesleğe, piyasaya, pazara girişi engellemek, en azından azaltmaktır. Tabii, mevcutlar itiraz eder diye, onlara muafiyet öngörülmektedir. Öncelikle belirtelim ki yeni şartlar önünde sonunda mevcut taşımacılara da uygulanacaktır. Bu, eşitliğin gereğidir. Esas olan husus ise rekabeti sınırlamak veya azaltmak amacıyla bu şartların ağırlaştırılmasının mümkün olmadığı, yanlış olacağıdır. Zira başlangıçtaki serbest piyasa ilkesine aykırıdır. Ayrıca tek bir taşıtla -özmal şartı bile aranmadan- pazara girilebilen ülkeler olduğu, bunun da serbest piyasa gereği olduğu bilinmelidir. Bu arada mevcut özmal koltuk sayılarıyla bile D1 belge sayısı artmıyor, yani fazla belge söz konusu değil. Belki belge sayısının hızla arttığı D2’de bir sorundan söz edilebilir. Her artışın yatırımcıya yük getireceği de ayrı bir konu…

Piyasayı iyileştirme merakı

Bizim ülkemizde ekonomi bilgisi az rekabet uygulayıcıları serbest piyasanın ne kadar çok rekabet o kadar çok başarılı piyasa olduğunu bilmez, anlamaz ve kabul etmezler. Böyleleri de piyasaya müdahale ile piyasayı kötülüklerden korumaya kalkarlar. Örneğin; arz-talep dengesi sağlamaya kalkarlar. Arz-talep dengesi piyasada sağlanır. Tabii, fiyatların da serbestliğiyle... Kriz ve karaborsa özel halleri dışında kimsenin müdahalesine ihtiyaç yoktur. Aşırı rekabet, yıkıcı rekabet, fazla rekabet gibi kötü haller serbest piyasada tanımsızdır. Haksız rekabet vardır, ama eşit şartlarda rekabet anlamına gelmez. Aksine rekabete hile katılmaması anlamındadır. 

Rekabet suçları

Peki, rekabetle ilgili hiç suç yok mu? Tabii ki var. Rekabeti engellemek, ortak hareket etmek suç. Rakipleri ortadan kaldırmaya çalışmak suç. Rekabetle ilgili suçlar Rekabet Kanununda detayıyla yazılı. Bunları beğenmeyenler, ilave yapılmasını veya bazılarının serbest bırakılmasını savunanlar olabilir. Yapacakları iş, değişiklik için TBMM’ye, Hükümete, siyasi partilere veya diğer ilgili kuruluşlara başvurup ikna etmektir. İsterseniz, rekabetin yasaklanmasını da önerebilirsiniz. O zaman, serbest piyasa karşıtı bir parti veya hükümet bulmalısınız… tabii, varsa. 

Belge ücretleri

Mali yeterlilik şartlarının serbest piyasaya aykırı biçimde artırılamayacağını görenler başka çıkış yolları ararlar. Örneğin; belge ücretlerinin yükseltilmesi gibi… Kendilerine uygulansa itiraz edeceği rakamları başkaları için teklif ederler. Bazen idarenin de gelir sağlama amacıyla hoşuna gidebilir. Ancak bu da mali yeterlilikte olduğu gibi piyasaya girişi engelleme, zorlaştırma anlamındadır ve hukuksuzdur. Yükseltilen belge veya zorunlu üyelik aidatlarının iptaline ilişkin yeterli örnek vardır. 

Enerji kaybı

Ben bunları yazmaktan bıktım, ama gündeme getirenler bıkmadılar. Böyle olunca da hem onlar hem de ben boşuna enerji tüketip çevreyi kirletiyoruz. Bakanlık da kişileri üzmemek için ‘önerileriniz yanlış’ demiyor. Susmakla yetiniyor. Bu da biraz daha söyleyip yazarsak bu iş olacak kanaatini uyandırıyor. Üstelik koltuk sayısının veya belge ücretinin artırılması gibi imkansız, en azından yanlış öneriler tribünlerden alkış da alabiliyor. Alıcısı olan mal, kötü sayılamaz. Kötü olan mal alınmaya devam edildikçe, o malın üretimi ve pazarlanması da sürer. 

Aslanlar bile terbiye edilebilir ama serbest piyasa edilemez; benden söylemesi. Bu arada aslanlara terbiye adına çektirilen eziyetlere de karşıyım. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159
banner153