Otobüsçünün köprü geçişi sorunu…

Şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapan otobüslerin bir kısmının İstanbul trafiğini by-pass etmesini bir de ben kişisel olarak denedim. Ankara’dan dönüşümde, Marmaray ile karşıya geçtim, metro zaten hızlı gidiyor, bir saat bile geçmeden otogardaydım. Giderken, trafiği de katarak iki saat on beş dakikada gittiğim yolu, kırk sekiz dakikada, indisi bindisi, aktarması, yürüyen/yürümeyen merdiveni hepsi bir arada, aldım. Vakit nakittir demiş atalarımız, Edirne otobüsüne yetiştim, dolayısıyla da erken vardım gideceğim yere.

Peki, teknoloji bu kadar işe yararken, sadece kamu yararına toplu taşımacılık yapan şehirlerarası otobüsleri engellemenin, yolunu uzatmanın bir manası var mı? Bir kişi, bunu izah etsin hepimize. Toplu taşımanın desteklenmesi gerektiğini söyleyen ilgililer, sadece yeni köprünün işlerliğini arttırmak için bizi mecburi sürdüler oraya. Tamam, isteyen geçsin, transit giden de geçsin, ama yolcuyu niye zahmete sokuyorsunuz, üç saate yakın bir süre çıkamıyor şehirden.

Otobüsçü açısından değil de, siyasi iktidar açısından baksak da bu yanlış bir karar. Çünkü petrol, hepimizin bildiği gibi ithal ediliyor ve çok pahalı, o kadar uzun yolda, gereksiz olarak çok harcanıyor, yani heba ediliyor. Oysa ilk iki köprüden geçişi yasaklanan şehirlerarası yolcu otobüslerinin sayısı ancak 500 civarında, onlar da ağırlıklı olarak gece yola çıkıyor, yani gündelik trafiği engellemiyor. Dahası, otomobillerde 1,2 kişi geçiyor ortalama, onları uç uca ekleseniz hem trafiği onların tıkadığını hem de kişi başı maliyetinin gerçekten çok yüksek olduğunu görürsünüz. Bir otobüs o kadar aracı topluyor ve hem trafiği açıyor hem de ithal edilen petrolü tasarruflu kullanıyor. Bir artısı daha var. Onca otomobilin egzoz gazı ile kirletilen hava da daha temiz kalabilir. 

Kimin ne çıkarı var bilemem, ama bu köprü geçişleri meselesi, ekonominin can damarı olan yolcu taşımacılığının en önemli sorunu. Sayın Başbakan, yıllarca Ulaştırma Bakanı olarak inanılmaz büyük ve önemli hizmetler verdi, geçenlerde televizyon kameralarının karşısına baba mesleği ile çıktı. O zamanın otobüsünü kullandı, mülakat verdi. O da bu durumu bizzat yaşadı yani, o program nedeniyle. Peki, akıllarına gelmiyor mu çözümlemek, ulaşımı hızlandırmak, güçlendirmek, yolcuların gidecekleri yere daha seri, daha hızlı, daha konforlu gitmelerini sağlamak? ■