Paylaşımın düzelmesi, eğitimin paylaşılması…

Borsaları bankalar taşıyor; büyük mükelleflerin ilk sekizi de bankalar zaten. 

Bankaların bulunduğu mali sektör ile üreticilerin bulunduğu reel sektör yoğun para basmalar nedeni ile ayrı dünyalar haline gelmiş durumda; farklı davranıyorlar.*** 

Yetkililerin para basmayı yavaşlatacaklarını söylemeleri mali piyasaları dağıttı. Yavaşlatma fiilen başlayınca neler olacak, fiilen kesilince neler olacak?

Basılmış paralar yükselen faizde yatmaya devam edecek. Yükselen faizler, ezilen sanayinin maliyetini yükseltecek, üretimini düşürecek. Batıdaki durgunluk dünyaya yayılacak. Siyasal sonuçlar çıkacak. Hani para basmak piyasaları canlandıracaktı…

Üretim sektörüne reel diyorsak, bu durumda mali sektöre sanal diyebilir miyiz?

*** 

Bakan, mali sektörde ortalama zekanın üzerinde personel çalıştığını söylüyor. Bu durumda, üretim sektöründe zeka düşük mü? Yoksa üretici eğitim mi zayıf? 

*** 

Türkiye tek öğrenci olarak YGS sınavından ne sonuç aldı? Matematikte 50 soru var, cevapların 8’i doğru… Fizikte 30 sorunun sadece 8’i doğru. Türkçede sorulan 56 sorunun 28’i doğru cevaplanmış. Eğer öğrenci olsaydı bu sonucu alan, sınavı kazanamazdı.

İşin özü; matematik, fizik bilmeyen bu kalabalıktan üretimin gerektirdiği analitik işgücü yetişmiyor. 

*** 

Ülke ekonomisinin yarısını oluşturan bilumum SİAD’ların bu tabloya uyguladıkları çözüm o kadar zayıf ki; durum yıllardır kötü! İhtiyaç makamı olan Sanayi, icracı olan Milli Eğitim Bakanlığı ile koordine olmuyor, olmayınca da…

- İspanya zeytinyağının yarısını üreterek dünya fiyatını belirliyor, ama biz fındığın yüzde yetmişini üretsek de dünya fiyatını Hamburg belirliyor.  

- Yeni kurulan BALO lojistik firmamız, ihracat yüklerini 6 büyük ilimizden toplayacak, blok tren yapacak Avrupa yoluna çıkaracak. Ama Kapıkule’de yükü Avusturya firmasına devredecek. 

- 500 büyük şirketimiz bir ABD şirketi edemiyor…

*** 

2012’de eğlenceye 10 milyar Dolar harcamışız, harcamamızın bu yıl, 1,5 milyar dolar artacağı belirtiliyor. Şimdi sıkı durun! 2017 yılına kadar ülke yüzde 5 büyümeye çabalarken eğlence sektörü yıllık yüzde 11,5 büyüyecek. 

İnsan varlığımızı öncelikli olarak dikkate almak ve ‘kalkınma’yı sağlamak için eğitimi adilce paylaştıracağız, kazançları hakça dağıtacağız. Zira kalkınmasız büyüme adalet sorunlarını arttırır.

Hayatlarımızın -siyasal, ekonomik, kültürel, ulusal, inançsal, eğitsel ve yerel- düzelmesini insan varlığımızın iyileşmesine bağlıyorum. Siz ne dersiniz?

İyi haftalar dilerim.  ■