Rekabet işte böyle; rakibi…

Merhaba.

Kuzey Kore ile Güney Kore bu ay toplantı yapacaklar. Çin önayak oluyor. Çin - Tayvan toplantısını beklemeye başlayabiliriz. ABD evine kapanacak. 

ABD, ansızın, Suriye'de işlerini tamamladığını, bu ülkeden hemen çıkacaklarını duyuruyor. Başkanları, sonuç odaklı imiş. Yol açtıkları insani, mali, toplumsal enkazların hesabını yüklenmiyorlar. Kendi maliyesinde yarattığı hasarı durdurmak zorunda artık. Önceki Başkan zamanında Amerika'nın, Suriye'de askersiz harekatının her ay 400 milyon dolara mal olduğu, askerlide ise 1, 5 milyar dolar ettiğini hesaplamışlardı. 

 Öte yanda; bu boşalmayı Fransa fırsat biliyor ve karşıt gruplarla arabuluculuk işlerine niyetleniyor. Araları, sanki başkaları bozuyormuş da o düzeltecek. Bizim ne zaman gideceğimizi de merak ediyor. Kendisi ise gelmeye gönüllü. Hatırlarsınız, 1. Dünya Savaşı'nda da, Kurtuluş Savaşımızda da Fransızlar Güneydoğumuzu çok sevmişti. 

Herkes kendi evine dönecek! 

*  *  *

Gelişmekte Olan (GO), bizim sınıf ülkelerin bankacılık piyasasını değerlendirmişler. Öz kaynak Kârlılığı denen bir denetleme oranı var. Yani, yatırımın kârlılığı diyebiliriz. AB'de yüzde 3. Diğer ülkelerde bu oran ortalama yüzde 5'in altında. 

Bizim bankacılığımızın bu kârlılığı yüzde 16. Yani 3 katı. 

Kârlı işletmenin fiyatı da yüksek olur, biliriz. Bunu denetleyen bir oran da var; F/K oranı; FİYAT / KAZANÇ oranı. Kârlılığı 3 kat düşük olan o ülkelerin F/K oranını 10 olarak buluyor uluslararası finans dünyası. Bizim, bu durumda onların 3 katı olmamız gerekiyor. Böyle olsa finans maliyetimiz, faizlerimiz inecek. Ama yarısındayız, 5'te. Neden, nasıl? 

Böyle olması finans maliyetlerimizi yüksek tutuyor, bedel azalamıyor. Rekabet.

Rekabet işte böyle; rakibi öldürünceye kadar, her yoldan.

*  *  *

Özel sektör dış borcumuzun yüzde 84 kadarı, birkaç milyon özel şirketimizin arasından sadece 2 bin 118 şirketine ait. Önceki yazılarımızdan hatırlarsınız ki, bu şirketler ihracatçı şirketler ve büyük oranda kendi yurtdışı paralarını teminat gösterip yurtdışı kredi kullananlar. Yani yurtdışındaki bankalarda neredeyse borçları kadar paraları var. Özel sektör borcu dendiğinde önemsemek gerekmez. 

Diğer borçlulara (yüzde 16'ya) da kontrol geliyor. Döviz kazancı olmayan KOBİ’ler döviz borcuna girmeyecek ve de borç miktarı işletmenin mali sağlığına uyumlu miktarda tutulacak. Bu denetimi Maliye Bakanlığı yapacak. 

Yapısal değişiklik bu, yapısal reform.

2017'de yüzde 7,4 büyüdük. G20'de rekor. 2018'de büyümelerin paylaşılmasını, Kalkınma'ya dönüşmesini dilerim. 

*  *  *

Otomobil dünyasına bir uygulama geliyor…

16 yaşından büyük araçlarını hurdaya ayıranlar (trafik kayıt ve tescilinin silinmesi) yurtiçi üretimden yeni alacakları 1600 cm3’ü geçmeyen araçlarda 10 bin liraya kadar ÖTV indirimi elde edecekler. Bu uygulama 6 milyon aracı kapsamakta. 

Pilli araçlar da MTV kapsamına alındı, yüzde 25 kadar vergi ödeyecekler. Teşvik yüzde 75 oldu, demektir. Halbuki elektrikli araç az, pilli araç fazla ödemeli. Çünkü PİL'in çevresel maliyeti çok yüksek, hem üretirken, hem de imha ederken.

*  *  *

Bu haftanın karşılaştırması:

Güneş, Dünyaya her yıl 3.700.000.000 (üç milyar yedi yüz milyon) birim enerji bırakıyor. Dünyanın tüm bitki örtüsü, bu enerjinin 3.000 (üç bin) birimini kullanıyor. Tüm insan faaliyetleri bu enerjiden 500 birim kullanıyor. 

Yani Güneşin enerjisi 1 milyon tane Dünyaya yetecek kadar. 

Enerjik haftalar dilerim. ■