banner92
banner139

Otomotivin duayen isimleri Basri Akgül ve Fatih Tamay Elektrikli ve hidrojenli araçların geleceğini değerlendirdiler: Elektrikli araçlar bu işin son noktası değil 

banner113

Otomotiv sektörünün iki duayen ismi Basri Akgül ve Fatih Tamay ile yaptığımız röportajı 5 Şubat 2024 tarihli Taşıma Dünyası Gazetemizde yayımlamıştık. O röportajdan 2.bölümü olan elektrikli ve hidrojenli araçlara yönelik görüşlerini de yayımlıyoruz.

banner114
RÖPORTAJ 23.02.2024, 11:10 28.02.2024, 22:21 Taşıma Dünyası
Otomotivin duayen isimleri Basri Akgül ve Fatih Tamay Elektrikli ve hidrojenli araçların geleceğini değerlendirdiler: Elektrikli araçlar bu işin son noktası değil 

Basri Akgül: Elektrikli araçlar bu işin son noktası değil

“Bu işin son noktası hidrojenli araçlar” diyen Basri Akgül, “Şu anda da herkes çok ciddi faaliyet halinde. Elektrikli araçlar ve hidrojenli araçlar sürecini hem güç hem de ekonomik savaş olarak görüyorum. Son 10 yılda elektrikli araçları en çok destekleyen ülke Çin oldu. Bunun sebebi de sahip olduğu madenler: Lityum ve Demir. Bu madenlerin Çin’de çok fazla olması ve bu madenlerin tek başına değerlendirildiğinde düşük fiyatlarla satabiliyor olması Çin’i Lidyum ve Demir kullanılan elektrikli araç pili teknolojisine yatırım yapmaya ve  yaptığı pilleri de elektrikli araçla birlikde satmaya yönlendirdi. Böylellikle  normal maden satışından 10’larca  kat daha fazla kâr elde ediliyor ve Elektrikli araç pazarının en önemli oyuncusu haline geliyordu. Çin hükümetinin stratejik kararı ile elektrikli araçlara ve pil teknolojilerine yoğun şekilde yatırımlar yapıldı. Elektrikli araçları Çin’in bu kadar desteklemesinin diğer bir sebebi de Avrupa’nın fosil yakıtlı araç regülasyonunu sürekli artırarak ve üretim  teknolojisini daha yukarı çekerek Çin’in Avrupa ya araç satışını engellemeye çalışması oldu. Sonunda elektrikli araç ve pil teknolojisine dünyada en çok yatırım yapan ülke Çin oldu. Hatta son dönemde  bazı Avrupa ülkeleri pile üretimine yatırım yapmama kararı aldılar” dedi. 

Süpriz olmayan bir gelişme 

Elektrikli araçların pazarda süratle yayıldığına dikkat çeken Basri Akgül, “Çinli markalar akıllarına gelmeyen adetlerde araç sattılar. Hatta Türkiye’de üretim noktasında arayış içindelerdi. Ama artan maliyetler ve vergiler nedeniyle üretimlerini başka ülkelere kaydırma arayışına da başladılar. Çin’in elektrikli araçlarda ve pil üretiminde piyasayı ele geçiriyor olması, özellikle Avrupa’yı ve Amerika’yı çok rahatsız etti ve  ‘teknolojiyi nasıl değiştirebiliriz’ arayışı başladı. Sürpriz olmayan bir gelişme oldu ve ‘hidrojenli araçlara yatırımı hızlandıralım ’ denildi. Ekonomik bir savaştı bu. Ama hidrojene yatırım yapmak ciddi bir maliyet gerektiriyordu. Hidrojen üretimi için ciddi enerji tüketiyorsunuz. Onun haricinde, hidrojenli motorların geliştirilmesi için de çok ciddi paraların harcanması gerekiyor. Hidrojenlı araca yatırım yapmanın  en büyük avantajı neydi? Hidrojen motorunun çalışma prensibi , konvansiyonel motorlara çok benzer. Avrupa Hidrojen motor  teknolojisine Çin den çok daha yakın ve mekanik konuda çok daha üstün. Ana düşünce ‘hidrojen motorunu  hızla  yaparız, hem Çin’i engelleriz, hemde daha küçük pillerle Çin’den pil tedarik bağımlılığını azalır  Çin yine burada zorlanır’ düşüncesi ile hidrojen motorlu  araçlara yatırımları arttırdılar ve son birkaç yıldır hidrojen motorları Avrupa’da üretilmeye başlandılar. Avrupa’da bazı üreticiler hidrojen motorunu araçlara koymaya başladı ve belirli bölgelerde kullanmaya başladı. Türkiye’deki otobüs üreticilerin hepsinin hidrojen motorlu bir prototip otobüsü var. Bu araçlar bitmiş halde midir veya ticari hale dönüştü mü bilmiyorum. Ama iş hidrojene doğru gidiyor ve hidrojende çok hızlı ilerleyecek. Elektrik bir anda nasıl alıp başını gittiyse hidrojen de ilerleyecek; Avrupa ve  Amerika bu ticaret savaşını dengeli hale getirecek. Özellikle Çin’in madenlerden  pil üreterek elde ettiği kârdan uzaklaştıracaklar” dedi. 

Önemli konu: Hidrojen üretimi ve tedariği

Elektrikli araçlardaki pillerin ömrü bittikten sonra geri dönüşüm maliyetlerinin de çok fazla olduğuna dikkat çeken Basri Akgül, “Hidrojene geçişle birlikte doğa daha korunmuş olacak. Avrupa ve Amerika kendi ellerindeki hidrojen teknolojisiyle Çin’deki teknolojiyi veya ekonomiyi zayıflatacaklar. Hidrojenli araçlarda  akü ihtiyacı  çok  daha az. 

Bir önemli konu: benzin istasyonlarında hidrojen tedariği ve araçlara dolumu. Hidrojen gazının araç depolarına  yüksek basınçta doldurulması gerekiyor. Bunun bir şekilde benzin istasyonlarına özel pompalar koyarak araçların tüplerine basılması gerekiyor. Hidrojen gazı - henüz istasyonlarda satılmıyor  ancak toplu taşımada otomobillerden daha erken kullanılmaya başlanacaktır. Belediyerin garajlarında CNG de olduğu gibi hidrojeni depolamak mümkün, Türkiye hidrojen üretiminde çok avantajlı. Üç tarafı denizlerle çevrili. Hidrojen, en iyi, deniz suyundan üretiliyor. Deniz suyu bir çok  aşamalardan geçiriliyor,  sonunda hidrojen ve oksijen  elde ediliyor. Şu anda Türkiye’de üretilen hidrojen petrol ürünlerinden elde ediliyor, çok maliyetli. Hidrojen konusunda Türkiye çok avantajlı, ancak araç fiyatları ne olacak, diğer bir soruda bu.

Fatih Tamay: Önümüzdeki 10 yıl elektrikli araçlara geçiş çok hızlı olacak 

Türkiye Otomotiv Sektörünün sadece iç pazara değil, ağırlıklı ihracata odaklı olduğuna dikkat çeken Fatih Tamay, “Türkiye’deki düşük kişi başı milli gelire bağlantılı olarak elektrikli araçların sayısı günden güne artacaktır. Bu sadece otobüs, kamyon, midibüs, hafif ticari ve binek araçlarda değil bütün ürün gruplarında artacaktır. Önümüzdeki 10 yıl Full Elektrikle çalışan EV ve PHEV Plug-in Hibrit araçların yükseleceği bir dönem olacak. Kamu, Özel Sektör tüm paydaşların planlarını bu gerçeğe göre yapması gerekiyor.

Benim gördüğüm kadarıyla, gerek Türkiye’deki gerek Avrupa’daki tüm üreticiler zaten bu trendin ışığında tüm modellerini hazırlamış, çoğu tip onaylarını almış, bir kısmı da seri imalata başlamış durumdalar. Geride kalanlar da tip onaylarını alıp, seri imalata başlama pozisyonundalar. Zaten burada herhangibir problem görünmüyor.  Ticari araç tarafında elektrikli araçların sayısı da artacak Türkiye’de, ama bunun çok hızlı olma şansı maalesef fazla değil.  Bu aşamada, dönüşümün hızlanması için kamunun öncülük yapması gerekir. Elektrikli Ticari Araç tarafında çok yüksek ilk yatırım ve işletme masraflarından bahsediyoruz. 

Artı, Türkiye gibi kullanım koşullarının oldukça zor olduğu ülkelerde özellikle servis maliyetleri, akü değişim süreleri, akü ağırlığı nedeniyle sık lastik değişim maliyetleri işletme maliyetleri, azalan taşıma kapasitesi nedeniyle taşıma maliyetleri,otobüslerin azalan bagaj kapasitelerini iyice düşünmeleri gerekiyor. 

Belirli zorlamalar da var, ama Türkiye’deki dönüşüm hızı Avrupa’ya göre daha az olacak. Türkiye’de otomotiv üreticilerinin üretimlerine yansımasının hızı 2025’den itibaren artacaktır.

Zaten Avrupa’nın 2026’dan itibaren SKDM Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması ile karbon salınımını ciddi miktarda azaltma ve sıfırlamaya yakın hedefleri var” dedi.

Gelecek HCEV Hidrojen Yakıtlı Araçlarda

“Dünyanın geleceği full elektrikli araçlarda değil, hidrojen yakıtlı ve hidrojen hücreli araçlarda” açıklamasını yapan Fatih Tamay, “Full Elektrikli araçların pillerinin geri dönüşümünde de çok ciddi bir çevresel sorun var. Batarya üretmek için gerekli olan nadir metaller, ağırlıklı olarak dünyada iki veya üç ülkede bulunuyor. Hâkim olarak da bu metaller Çin’de çıkarılıyor. Önemli batarya üreticileri de Çin’de.

Bu nedenle Avrupa ve Amerikalı marka üreticileri için stratejik olarak bu kadar bağımlı bir yapıda kalmak doğru değil. Hidrojen Yakıtlı Araçlarda batarya ağırlığı ve etkisi çok daha düşük. Dolayısıyla geleceğin hidrojen yakıtlı araçlardan yana olacağını düşünüyorum. Ama full elektrikli araçlara, teknolojik gelişmişlik ve yüksek üretim kapasiteleri nedeniyle önümüzdeki 10 yıl, gittikçe artan miktarda geçiş olacak. 

Toplu taşımada ise hidrojen yakıtlı araçlara geçiş daha hızlı olabilir.

Kamu Otoritesi ve Yerel Yönetimler özellikle toplu taşımada çok etkili olabiliyor ve ne tür araçlar kullanılacağını regülasyon ve ihalelerde deklare edebiliyor. Şehirlerarası Ulaşım ise en yavaş dönüşen kesim olabilir bu yöndeki geçişte. Turizm taşımacılığı tarafında ise daha hızlı bir geçiş olabilir. Turistlerin ve özellikle Avrupalı acentaların elektrikli araçlarla seyahat etmek yönünde talep ve tercihleri olabilir” dedi. 

33 yıl Koç Grubu’nda çalışan Basri Akgül ve 37 yıl Anadolu Grubu’nda çalışan Fatih Tamay ile Rahmi Koç Müzesi’nde çok keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Muammer Başkan - Erkan Yılmaz

Röportaj: 1.Bölüm

Otomotivin duayen ismi Basri Akgül, 33 yıllık çalışma hayatını anlattı. "En zor müşteri grubu: Otobüsçüler"

Otomotivin duayen ismi Fatih Tamay, 43 yıllık iş hayatını anlattı. Otomotiv sektörü Türk iş hayatının 50 yıl ilerisinde

Yorumlar (0)
banner92
banner117
5
kısa süreli hafif yoğunluklu yağmur
banner153
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 27 71
2. Fenerbahçe 26 62
3. Samsunspor 27 51
4. Beşiktaş 26 44
5. Eyüpspor 27 44
6. Gaziantep FK 26 38
7. Göztepe 26 37
8. Başakşehir 26 36
9. Trabzonspor 26 35
10. Kasımpaşa 27 35
11. Rizespor 27 33
12. Antalyaspor 27 33
13. Konyaspor 27 31
14. Alanyaspor 27 31
15. Bodrum FK 27 30
16. Sivasspor 27 27
17. Kayserispor 26 27
18. Hatayspor 26 19
19. A.Demirspor 26 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 30 59
2. Karagümrük 30 53
3. Erzurumspor 30 51
4. Bandırmaspor 30 50
5. Gençlerbirliği 30 48
6. İstanbulspor 30 46
7. Ahlatçı Çorum FK 30 45
8. Boluspor 30 44
9. Ümraniye 30 44
10. Amed Sportif 30 43
11. Iğdır FK 30 43
12. Keçiörengücü 30 42
13. Esenler Erokspor 30 41
14. Pendikspor 30 40
15. Sakaryaspor 30 39
16. Ankaragücü 30 38
17. Manisa FK 30 37
18. Şanlıurfaspor 30 34
19. Adanaspor 30 27
20. Yeni Malatyaspor 30 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 29 70
2. Arsenal 29 58
3. Nottingham Forest 29 54
4. Chelsea 29 49
5. M.City 29 48
6. Newcastle 28 47
7. Brighton 29 47
8. Fulham 29 45
9. Aston Villa 29 45
10. Bournemouth 29 44
11. Brentford 29 41
12. Crystal Palace 28 39
13. M. United 29 37
14. Tottenham 29 34
15. Everton 29 34
16. West Ham United 29 34
17. Wolves 29 26
18. Ipswich Town 29 17
19. Leicester City 29 17
20. Southampton 29 9
Takımlar O P
1. Barcelona 28 63
2. Real Madrid 28 60
3. Atletico Madrid 28 56
4. Athletic Bilbao 28 52
5. Villarreal 27 44
6. Real Betis 28 44
7. Mallorca 28 40
8. Celta Vigo 28 39
9. Rayo Vallecano 28 37
10. Sevilla 28 36
11. Getafe 28 36
12. Real Sociedad 28 35
13. Girona 28 34
14. Osasuna 28 33
15. Espanyol 27 28
16. Valencia 28 28
17. Deportivo Alaves 28 27
18. Leganes 28 27
19. Las Palmas 28 25
20. Real Valladolid 28 16