Suyu yaşat ki yaşayabilesin

Mevlana’nın, günümüzden 800 yıl önceden bu söylediğinin bir benzeri de halk dilinde, “taşıma suyla değirmen dönmez” olmuş.

Neden “tek çiçekle bahar gelmez” demedim de su örneği verdim, biliyor musunuz? Kuraklık, pek fark etmiyoruz ama sadece illerimizin, ülkemizin değil bölgemizin hatta tümüyle Dünya’nın en önemli sorunu.

Suyu anlar, anlamlandırırsak onu ve tüm insanları, canlıları korur, geliştiririz. İnsan bildiğine dosttur, bilmediğine yabancıdır, düşmandır. Suyu tanırsak daha çok seveceğiz. Haydi, suyumuzu sevmeyle başlayalım işe, sevgi içeren güzel sözler söyleyelim, su içerken bardağı öpen, dudak payına güzel sözler, ayetler yazan ecdadımız gibi biz de onu severek aziz kılalım. Suyu sevmekle temiz ve duru damlaları buluşturmakla ayrılığı, gayrılığı da aşarız, aşabiliriz. 

İnsanın yalnızca yemek yemeden yaklaşık 40 gün boyunca yaşamını sürdürebileceğini gösteren araştırmalar, susuzluğa ise, 4 ila 10 gün ancak dayanılabileceğini işaret ediyor. Büyüklerimiz yağmura “rahmet” dememiş boşuna. 

Uzay araştırmalarında önce su olup olmadığına bakılıyor, çünkü gerek kirlilikten gerekse yoğunluktan dolayı su kaynaklarımız tükeniyor. Çok su var, ama içilebilir temiz su çok çoktan da çok az.

Su gibi duru, su gibi coşkulu ve su gibi aziz olmak için suyu yaşatmalıyız ki, biz de yaşayabilelim.

Bayramlar hem dinimizin hem de toplumumuzun en önemli değerleridir. Bayramda küslük olmaz, kayırma olmaz. Bayram mutluluk ve verimlilik günleridir. Sektörümüz için hizmetin doruğa çıktığı günlerdir. Bayram; kardeşliğimizi, güzel değerlerimizi hatırlayacağımız, incinen kalpleri onaracağımız, yıkılan köprüleri onaracağımız güzel anlar ve anılar olarak gerçekleşsin. 

Her günümüzün bayram sevinci ve gönenci içinde geçmesi dileğiyle…■