Yeni bir Bakanlık, yeni bir düşünce…

Türkiye, yeni bir yönetim biçimine adım attı. Bize hayırlı olsun demek düşer, elimizden geldiğince işimizi iyi yaptığımız zaman zaten destek de vermiş oluruz bu şekle. Burada bir beis yok. Cumhurbaşkanına bağlı olarak çalışacak hükümetin işinin ehli kişiler tarafından yürütülmesi de doğru bir yöntem. Şimdi, zaten çalışan, o alanın uzmanı kişiler Bakanlıkların başına geldiler. Önleri de açık, inşallah kısa sürede başarılı olurlar.

Bizim sektöre baktığımız zaman, hepimizin bildiği ve hâlâ kullandığı Ulaştırma Bakanlığı, bir önceki dönemde, en son Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı olmuştu. Ağırlıklı olarak da denizcilik ve haberleşme alanında boy göstermişti. Biz, karayoluyla yolcu taşımacılığı yapan, ülkeyi taşıyan kesime ise çok az bakmış ve yarım ağız desteklemişti.

Şimdi adı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olan bakanlığımızın, başına da uzun yıllar Karayolları Genel Müdürlüğü yapmış Mehmet Cahit Turhan getirildi. Cumhurbaşkanlığı danışmanlığı görevinde de bulunmuş Turhan’ın, çalışmalarında ağırlığı altyapıya vermesi bekleniyor. Çünkü yol medeniyet demektir.

Ancak hemen baştan söyleyeyim, o yolların üzerinde hareketlilik olmazsa, o yollar bomboş kalır. Türkiye’nin ana taşıma sistemi olan karayoluyla yolcu taşımacılığıdır. Vatandaşı evine, işine, hastanesine, asker ocağına biz otobüsçüler taşıyoruz. Güvenli, seri, konforlu taşımacılığımız sadece ülkemiz içinde değil, bütün dünyada kabul görmüş bir gerçektir. 

Bunun için de Sayın Bakan’ın ve Bakanlığın karayolu yolcu taşımacılığı sektörüne destek vermesini, yapılanmadan tutun da otogar (buna giriş çıkış ücretleri de dahil) sorunlarına kadar temel sıkıntılarımızın bitirilmesi için harekete geçmesini bekliyoruz.

Önce birlikten başlanmalı… Kimin ne tarafa çektiği belli olmayan bir avuç dolusu federasyonumuz var. Her biri kendince haklı olanları sayıyor, ama birbiriyle çelişenleri görmekten kaçınıyor. Federasyonları birleştirerek ve yönetimlerine de bu sektörün içinden gelen, gerçekten yollarda tekeri dönen insanları işin başına getirmenin yolları aranmalıdır. 

Ağaçtan düşen Nasreddin Hoca, etrafını sarıp bir sürü şey söyleyenlere, “bana daha önce ağaçtan düşmüş birini getirin, benim derdimi en iyi o anlar” demiş. ■