Hızlı treninin Ankara-Eskişehir ve Ankara-Konya hattında etkileri ne olduysa, İstanbul-Ankara hattında aynısının olacağını belirten Mustafa Özdalgıç, sektör mensuplarının moralinin bozulmaması gerektiğini söyledi. Özdalgıç, “İstanbul-İzmir otobanı bittiğinde 5 saatlik ulaşımla insanların tatil ve seyahat alışkanlıkları değişecek. Günü birlik tamamlanamayan, İstanbul-Bodrum, Marmaris -Bodrum sıralarını, Fethiye-İstanbul sıralarını günlük yapılabilecek. Bir ayda 15 sefer yaparken, 30 sefer yapılacak. Biz yeter ki değişimlere hazır olalım ve iş modelimizi değiştirelim” dedi.
Pamukkale Turizm, 2013 yılında 10 milyon yolcu taşıdı. 53 yıldır hizmet veren firma, 2014 sonuna kadar 11 milyon yolcu taşıma hedefine koşuyor. Firmanın filosunda 340 araç bulunuyor. Bu yıl içerisinde araç sayısı 440’a çıkacak. Genel Müdür Mustafa Özdalgıç sektörün en önemli profesyonel yöneticilerinden. Özdalgıç ile firmanın hedeflerine ve sektörün yaşadığı sorunlara yönelik röportaj yaptık.
İlk 6 ayda hedefi yüzde 10 aştık
İlk 6 ayda 2014 sonuna yönelik belirledikleri hedeflerin yüzde 10 önünde olduklarını açıklayan Mustafa Özdalgıç, “Hedeflerin aşılmasında ‘Adım Adım Trakya’ projesinin katkısı büyük oldu. İlk önce Kırklareli, daha sonra da Çorlu hattı hizmete girdi. Bu bölgenin deneyimli ismi Nişikli Turizm ile çalışmak bize önemli bir avantaj sağladı. Bandırma, Erdek ve Ayvalık da ağırlıklı hizmet verdiğimiz bölgeler. 2013 yılında fiyata yönelik yoğun kampanyalar vardı. Böyle dönemlerde yolcu artar ama ortalama bilet fiyatları çok aşağıya iner. Oysa bu sene, hem yolcu sayısında hem de ciro hedefinde yüzde 10 önde gidiyoruz. Bundan daha önemlisi ise bizi en çok sevindiren noktalardan biri internet ve çağrı merkezi satışlarımızın yüzde 30 seviyelerine gelmesi. Bu çok önemli bir rakam. 4 yıl önceki seviye yüzde 10 idi. Yüzde 50’ye çıkardığımızda acente sayısında kısıtlamaya gidebileceğiz. İstanbul’da 70 acente yerine 40 acente ile çalışacağız. Biz en geç 2020’de bunu yüzde 50 yaparız. Büyüklerimiz bize hep iyi otobüs ve fiyatta rekabet olarak çalışma şeklini açıklarlardı; kabul edilir hakim metot, ilkeler bunlardı. Ama geldiğimiz noktada bu hakim görüşün yerini yenileri almaya başladı” dedi.
11 milyon yolcu, 20 otobüs yatırımı
2013 yılında 10 milyon yolcu taşıdıklarını ve 2014 hedeflerinin ise 11 milyon olarak belirlediklerini ifade eden Özdalgıç, “İlk 6 aylık veri, belirlediğimiz hedefi yüzde 15-20 arasında aşacağımız yönünde. 6 ayda 6 milyon yolcu taşıdık. Filomuzda şu an için 110’u özmal, 340 araç var. Araç sayımız bu yıl içinde 430-440 seviyelerine gelir. Yıl sonuna kadar özmal olarak 20 araçlık yatırım planımız var. Bu araçlar 2+1 Pamukyol olacak. Sezon öncesinde 20 MAN otobüsü filomuza katmıştık. Filomuz içerisinde 2+1 Pamukyol oranı yüzde 10 idi. Şu anda yüzde 25, yeni yatırımla bu yüzde 30 civarına gelecek” dedi.
Maliyet muhasebesi yapılmalı
Özdalgıç, sektörde maliyet muhasebesinin yapılmamasının en büyük sorun olduğunu söylüyor: “Arkadaşlarımız ‘çare yok’ diye ağlıyor, oysa çare var. Ama sen, ‘ben değişmeyeyim, hiçbir şey değişmesin; 50 sene-30 sene önce babamdan gördüğüm metotlarla işime devam edeyim’ dersen soruna tabii ki çözüm bulamazsın. Dünya değişiyor. Sizin değişime direnmeniz doğanın kuralına ters. Meşhur bir söz var: ‘Değişime direnmek, suyu dövmeye benzer’. Değişmemek mümkün değil; bir kere insanların ihtiyaçları, beklentileri değişiyor. Şirketler de değişmek zorunda. Sektörümüz bir kurtarıcı arıyor, biri gelsin yapsın. Ama herkesin ‘kurtarsın’ dediği kişi bile farklı. Benim adıma sorunları çözsün, ben bir şey yapmayayım, bir şey üretmeyeyim. Birilerine bir misyon yükleme çabası var. Ama sektörümüzün sorunları birkaç kişinin bir şeyler yapması ile düzelebilecek boyutta değil. Çok daha ağır sorunlar var. Geldiğimiz noktada biz artık değişmek zorundayız.
Hemen yapabileceğimiz şeyler var…
Hedeflerle ve rakamlarla konuşmak, bu doğrultuda şirketlerimizi yönetmek zorundayız. Akaryakıtta ÖTV, yatıyoruz, kalkıyoruz bunu konuşuyoruz. Oysa bunu almamız kolay değil. Bizim hemen yapabileceğimiz şeyler var; kendi irademizle çözebileceğimiz sorunlarımız var. Bunun için ne Bakana, ne müsteşara ihtiyaç var. Hayatı daha kolaylaştırmak, sektörü, otobüs yolculuğunu daha cazip hale getirmek adına birçok şey yapabiliriz. Çanakkale feribot geçişlerinde otobüslere öncelik veriliyor. Eskihisar-Topçular hattında bu uygulama yok. Gelin kardeşim, sen bu önceliği vermiyorsan feribotu kullanmıyorum diyemedik. Bunu demedik peki, gidip feribot alalım. O işe yatırım yapalım da diyemedik. Alternatif ulaşım modları hayata geçiyor. İnsanlarımız otobüse bindiğinde, 3 saatte İstanbul’dan çıkamıyor. Biz de çözüm bulmuyoruz, insanları otobüs yolculuğundan bezdirmek için elimizden geleni yapıyoruz.”
İstanbul-Ankara yolu sektörün mihenk taşı
Mustafa Özdalgıç, İstanbul-Ankara yolunun sektör için mihenk taşı olduğunu söylüyor: “İstanbul-Ankara hattı, firmaları ulusal marka haline getiren bir yol. Bu hatta sizi bütün Türkiye duyuyor. İnsanların bir kısmı aktarmalı şekilde seyahat ediyor. Her gelir grubunu taşıma imkanınız var. Ayrıca bu yol Anadolu’ya giden tek yol. O yüzden bu hat sektörün mihenk taşıdır."
Değişmek zorundayız
Sefere başlayan İstanbul-Ankara yüksek hızlı treninin getirdiği risklere sektörün hazır olmadığını, ancak korkunun da ecele faydası olmadığını vurgulayan Özdalgıç, “Hızlı trenin sektöre mutlaka bir etkisi olacak. Müneccim olmaya da gerek yok; tren Eskişehir’e, Konya’ya ne zarar verdiyse buraya da o zararı verecek. Biz, önce, ‘uçak bize bir şey yapmaz’ dedik, şimdi tren Pendik’e kadar geldi. Çok etkilemez deniliyor. Kardeşim, bir sene sonra Avrupa yakasına da geçecek. Biz sadece zaman satın alıyoruz. Ama emin olun, zaman satın almak aciz insanların işidir. Biz mutlaka önlem almak ve değişmek zorundayız. Ağlamakla, sızlanmakla dertlenmekle geçireceğimiz zamanı, ne yapabiliriz, enerjimizi nasıl harcayalım noktasına versek yaşananlardan daha az etkileneceğiz.
Zaman satın almak acizlerin işi
Üstelik tren sadece bize değil uçağa da zarar verecek. Bu durumda, firmaları kapatıp gidecek miyiz? Hayır! Tedbir almalıyız. Ankara çok eski yıllarda toplanma merkezi idi. Belki yeniden oraya doğru gidilecek. Belki önümüzdeki dönemde kombine taşımacılık hayata geçecek. Söke’den yolcu, belki üç bilet alacak. Söke’den İzmir’e otobüs bileti, İzmir’den Ankara’ya hızlı tren bileti, Ankara’dan Erzurum’a uçak bileti. Bu noktaya gidiyor artık. 17 milyon nüfusla İstanbul, bir ülke büyüklüğünde. Otobüsçü arkadaşların moralini bozmasına gerek yok. Bu uçağa da, otobüse de, trene de yeter. Yeter ki, kafamızı çalıştıralım, pozisyon almayı bilelim. Karşımızda bir tehdit var. 5 yaşındaki çocuğa ‘ateş var, cıs’ diyorsun, gitmiyor. Tedbir almayı hep öteliyoruz” diye konuştu.
Otobüsçü bunu hak etmedi
Yolcular için 2 bin km’lik yolda tek bir tercih olmayacağını belirten Özdalgıç, “İnsanlar farklı ulaşım modlarını kullanacak. Ben hayatımı otobüsçülükten kazanıp, bununla geçindim. Farklı bir iş yapmadım. Yıllarca denizleri, demiryolunu etkin kullanmak zorundayız görüşünü savundum. Bence, otobüsçüler devletin bu muamelesini hak etmiyor. Devlet bu sektöre altyapı yatırımı dışında hiçbir yardım yapmadı. Bir otobüs mü çalıştırdı, hayır. Belediyeler kentiçindeki otobüslerden milyonlarca lira zarar ediyor. Otobüsçü, bu ülke insanına yıllarca, fedakarca hizmet etti. Ama karşılığında devlet, denizyollarını, demiryollarını, havacılığı sübvanse etti. Bu noktada devletin ahde vefa ile otobüsçülüğe yaklaşmasını ve hamilik yapmasını isterdim. Sektörün buna ihtiyacı var. Ancak şu bir gerçek ki biz hesap, kitap bilmiyoruz. Bunu bilmeyen adama da kimse yardım etmez” dedi.
Gidişata göre plan…
Hızlı trenin getireceği gelişmelere göre yeni aksiyon planları oluşturduklarını belirten Özdalgıç, “Gidişata göre pozisyon alacağız. 1500-2000 km’lik seyahatler bitecek. İnsanlar Anadolu’nun uzak köşelerinden Ankara’ya gelecekler oradan trenle İstanbul’a geçecekler. Dolayısıyla bu sadece İstanbul-Ankara hattındaki yolcu sayısını etkilemeyecek. Kayseri, Konya, Malatya’dan yapılacak seferlere dahi etkisi olacak. Günümüzde zaman çok değerli ve insanlar bunu en iyi şekilde değerlendirmek istiyor. Tabii, burada oluşan fiyatlar da çok önemli. Biz Avrupa’nın beşte biri fiyatla yolcu taşıyoruz. Sayın Bakan Lütfi Elvan’ın ‘özelleştireceğiz’ açıklamasını da önemsiyorum. Devlet bunu uzun süre sübvanse etmek istemeyecektir. Sübvanse ettiğinizde sektörün elini kolunu bağlayarak, dövdürüyorsunuz. Hangi firma devletle rekabet edebilir? Veya soruyu tersten soralım: Devlet kendi yatırımcısını bitirmek için çalışma yapar mı?” dedi.
Seçenekler var…
Mustafa Özdalgıç, firmaların önündeki geleceğe yönelik seçenekleri sıraladı: “Ya güçlü firmalar kol kola girecek; iki firma kendi güçlü olduğu hatta ortak hareket edecek ikinci olarak az sayıda aracı olan firmalar bir araya gelecek. Ya da firmayı kapatıp, yakın hissettiği büyük firmaya gidip ‘bu bölgedeki işletmeciliğinizi, taşımacılığınızı ben yapayım’ diyecek. Bunu yapmayan taca çıkacak. Başka çaresi yok. Enflasyona dayalı bir ekonomik modelden geldiğimiz için, enflasyon bizi farkında olmadan koruyordu. Araba alıyor, çalıştırıyor satarken de kâr ediliyordu. Şimdi aldığınız fiyatın yarısına satamıyorsunuz bile. Hiçbirimizin hata yapma şansı yok. Ticaret yapmak buzlu ve kaygan zeminde araba kullanmak gibidir; bir anlık yanlış hareket, yanlış gaza veya frene dokunmak, sizi alır bir yere atar, nasıl gittiğinizi anlamazsınız. Biz tarifeli sefer yapıyoruz. 10 yolcu ile yola çıkıyoruz ve katlandığımız maliyeti geri alma şansımız yok. Bu sektörün dezavantajı…”
Kısa hatlar daha verimli
Ulusal firmaların kısa hatlara girmesi ile bu hatlarda bilet fiyatlarının geriye gitmesine anlam veremediklerini belirten Özdalgıç, “İstanbul-Kırklareli bileti biz girmeden önce düz arabalara 28 lira, suit arabalara 30 TL idi. Biz girince fiyatları indirdik. Biz fiyatları üç dört gün düşürmedik. Üstelik tanıtım sürecinde yapmadık. Sonra biz de fiyatları geriye çektik. Şimdi bu hatta fiyatlar bütün firmalarda 20 lira. Herkes kendi firmasını tercih ediyor. Biz niye 30 lira yapmıyoruz? Buna hiçbir engel yok. 8 ay önce fiyat buydu. Bunu yapmayan kim? Bunun Bakanlıkla ne ilgisi var? Müsteşar mı buna talimat verdi, yaptırdı. Bu kafa düzelmediği sürece çözüm bulunabilir mi? Fiyatta rekabet edenler tarihte bir anı olarak yerini alıyor. Trakya açılımıyla, evvelden İstanbul’dan kaldırdığım arabaların hattını uzatıyorum. Tren çok olumsuz etkilerse bu devam edecek. Ancak çok olumsuz etkilemezse dört beş sefer fazla yapmış oluruz. Bunun için A, B, C planlarını hazır etmemiz gerekiyor. Kısa mesafeye girmekle geç bile kaldığımızı söyleyebilirim. Kısa hatlar fiyat olarak en verimli hatlar. Kısa hatlarda uygulanan fiyatlara bakıldığında uzun hatlardaki fiyatlar yüzde 50 düşük kalıyor. İstanbul-Lüleburgaz örneğini İstanbul’dan Adana, Ağrı, Van’a uygulamaya kalkalım. Yüzde 50 daha fazla olması lazım. Bizim en temel sıkıntımız fiyatlandırmada. Antalya 80 lira. Alanya 85 lira. Oysa Antalya-Alanya arasında taşımacılar 15 lira ücret alıyor. Üstelik biz koltuk arkası ekran, ikram sunuyoruz” dedi.
İş yapış modeli değişmeli
Mustafa Özdalgıç, sektörün iş yapış modelini mutlaka değiştirmesi gerektiğini vurguluyor: “Yurtdışında havayolu şirketi var. Sadece havaalanında yeri var. Biletlerin tamamını internetten satıyor. Biz ne yapıp edip, iş yapış şekillerimizi değiştirmeliyiz. Böylece her kalemde maliyetlerimizi düşürebiliriz. Bu burada duruyor ama bunun burada durması doğal mı değil mi diye sorgulamamız gerekiyor. Biz Babaeski’ye girmiyoruz. Kırklareli’ne giren bir firmanın yapacağı şey bellidir. Kırklareli, Lülebugaz, Babaeski, ama hakkında ayet mi var? Ben İzmir-İstanbul seferlerini yaparken daha önceki dönemlerde Balıkesir’e girmedim. Çıldırmış bu dediler, ama kaybetmedim, ben kazandım. İstanbul-İzmir seferinde Alibeyköy, Dudullu, Yalova’ya, Balıkesir’e uğrarsın, böyle bir şey yok. Ben harcama kalemim şu. Babamın zamanında bu terminal vardı. Şimdi olmak zorunda mı?
Servis hizmeti
Bence biz servis hizmetini kullanmayan yolcuya haksızlık yapıyoruz. İzmir’den İstanbul’a gelen yolcunun ikisinden de 60 lira alıyoruz. Biri servisi hiç kullanmıyor. Diğeri servisle Beylikdüzü’ne kadar gidiyor. Servis kullanandan 65 veya kullanmayandan 55 lira ücret almam lazım değil mi? Otobüste standart bir ikram olur, bunun haricinde bir isteği olana ücretli olarak sunulur. Bunlar yapılabilir. Her maliyet kalemi artıyor ama bilet fiyatları yerinde kalıyor. Otogar çıkışları, yazıhane kiraları artıyor, bilet fiyatları aynı. 40 lira maliyeti olan yere 39 lira bilet kesmek intihar demektir. Günde 100 yolcu taşısan, ayda 3 bin lira cebinden para koyuyorsun demektir. Sermayen eriyor sen farkında değilsin aslında…”
Modeller değişecek, feryatlar yükselecek
2016’da otobüsçünün yeniden feryatlarının yükseldiğini göreceksiniz açıklamasında bulunan Mustafa Özdalgıç, “Bakın Euro 6 ile tüm modeller yenilenecek. Her model değişiminde otobüsçü sahip olduğu mal varlığında küçülme yaşadı. Yıllarca böyle oldu. 2016’daa da böyle olacak. İki aracını verecek bir araba alabilecek veya yarısını alabilecek. Hesapsız, kitapsız çalışmanın faturasının toptan çıktığını araç değişiminde göreceğiz. Bizim kafamızı elimizin arasına alıp hesap makinesini elimizden düşürmeyip, cümle kurmadan makineye basıp rakamlar ne söylüyor ona bakacağız. Bir yere hat açılacak, kısa veya uzun mesafe, önemli değil; ihtiyaç var mı, buranın önceliği nedir diye bakmamız şart” dedi.
Yatırımların getirisi…
2011 yılında Bursa yatırımlarını yaptıklarını, bunun semerelerini de görmeye başladıklarını belirten Mustafa Özdalgıç, “Profesyonel yöneticilerin öncelikli görevlerinden birisi kurumları yarına hazırlamaktır. Biz çok geç kalmakla birlikte bu yatırımı yaptık. Köprüyü görerek bu yatırımı yaptık. Bize ilk başta, ‘siz delirdiniz mi orada çok güçlü rakipleriniz var, ikisinin de merkezi orası’ dediler. ‘Olsun’ dedik; biz ne yaptığımızı biliyoruz. Ne yaptığınızı bilirseniz sıkıntı olmaz. Güçlü rakiplerimizin olduğunu ve işimizin kolay olmadığını biliyoruz ama biz üçüncü yılın sonunda Bursa projesinde hedeflerimizin bir yıl önündeyiz” dedi.
Moralinizi bozmayın
Bütün yaşananlara rağmen otobüsçünün moralini bozmaması gerektiğini, İstanbul-İzmir otobanı ve köprü ile sektörde çok önemli değişimler yaşanacağını belirten Mustafa Özdalgıç şunları söyledi: “Köprü ve otoban ile insanların tatil ve seyahat alışkanlıkları değişecek. İstanbul’dan İzmir’e ulaşım 5 saat olacak. Üç tek İstanbul-İzmir yapma şansınız olacak. Günü birlik tamamlayamadığınız, İstanbul-Bodrum, Marmaris -Bodrum sıralarını, Fethiye-İstanbul sıralarını günlük tamamlayacaksınız. Aynı gün içinde arabalar gidecek ve geri dönecek. Bir ayda 15 sefer yaparken, 30 sefer yapabileceksiniz. Bu bir araçtan yüzde yüz verim elde etmek anlamına gelecek. Hatta çok iddialı bir şey söyleyeyim: İstanbul-Antalya yolu değişir. Hatta Eskişehir-İstanbul yolu bile değişecek. 1.5 saatte Bursa’da olacaklar. 3.5 saatte İstanbul’da olacaklar. Eskişehir’den İstanbul’a ‘denizi görerek gideceksiniz’ diyebilme imkanı olacak. Tatil alışkanlıkları da değişecek. Alanya yerine insanlar Ayvalık, Akçay’ı tercih edebilecekler. Burada en büyük sıkıntı tesis olacak ama beş yıl içerisinde inanılmaz sayıda tesis de yapılır bu bölgeye. Sabah evinden çıkan, otobüsle dört saatte Ayvalık ve Akçay’a gidebilecek. Moral bozmaya gerek yok. Yeter ki tedbir alalım, iş yapış modellerimizi değiştirelim.”
Taşıma mevzuatı…
Mustafa Özdalgıç, ülkenin tek bir taşıma mevzuatı bulunmasını ve bütün taşıma modlarının bu mevzuat içerisinde yer almasının daha sağlıklı bir işleyiş getireceğine inanıyor: “Genel ilkeler her taşımacı için geçerli olur. Taban-tavan fiyat her taşıma modunda olur. Bir alana müdahale istendiğinde serbest piyasa deniyorsa hiçbirine müdahale edilmesin o zaman. Bir hatta ihtiyaçların belirlenip ona göre hat izni de verilebilir. Çünkü yaktığınız yakıt, aynı zamanda milli bir servet. Öte yandan otogarların çıkış ücretleri. Bu noktada yüksek çıkış ücretleri alınıyor ama arabayı yıkama yeri bile bulmanız mümkün olmuyor. Buna karşı bir mücadele başlatılacaksa sektörün tek bir ses olması, birlik olması önemli. Ne kadar bölünmüş şekilde olursanız sıkıntınız da o kadar büyük olur. Kimse bugün yatırımının, emeğinin karşılığını alamıyor. Kim ben tatlı para kazanıyorum diyorsa yalan söylüyor.”
Mustafa Özdalgıç, bir iki firma satın almaya yönelik görüşmelerde bulunduklarını açıkladı: “Anadolu Bilet ile oluşan birliktelik gayet iyi gidiyor. Anadolu Bilet’e yönelik projelerimiz var. Anadolu’da belirli bölgelere yönelik açılımımızı Anadolu Bilet ile yapacağız. 2015’te Anadolu’nun iç kısımlarına doğru gideceğiz. Bizim bu alana, böyle bir markaya ihtiyacımız vardı. Birkaç firmayı satın alma görüşmelerimiz var, bu yıl sonuna kadar netleşir. Bir müddet o firmalar ile çalışıp daha sonra firmaya katılabilir veya kendi ismi ile devam edebilirler. Görüşmeler sürüyor. Bizim için önemli olan ilkeli, vizyon sahibi aynı lisanı konuştuğumuz iş ortaklarımızın olması. Açtığımız güzergahlara bakın, hep o bölgenin güçlü insanları ile çalışıyoruz. Nişikli ailesi olmasaydı ben Trakya’ya belki 3-5 sene sonra girerdim. Edirne’de uyguladığınız bir formül size Erzurum’da başarı vermeyebilir. Edirne için başka Erzurum için başka formül uygulamanız gerekebilir."
Kurumsallaşmanın altı doldurulmalı
Kurumsallaşmanın çok konuşulduğunu, ama altının doldurulmadığını söyleyen Mustafa Özdalgıç, “Birçok kavram birbirinin içine geçmiş. Kurumsallaştık, profesyonelleştik; kurumsallaşalım, profesyonelleşelim, bunları konuşalım ama bunların altı doluyor mu? Bunlar, bugünden yarına veya bakkalda satılan veya kredi kartı ile bedelini ödeyip satın alacağımız takım elbise değil. Aynı elbiseyi alıyoruz, size yakışıyor. Önce şirketin en tepesindeki insanlarının bunu içselleştirip kabul etmeleri gerekir. Kurumsallaşma başka türlü olmaz, bir günde olacak iş de değil. Bir ayda, bir yılda olacak iş de değil. Bu bir süreç ama önce bir inanmak lazım. Tabii, bunun başına profesyonel atamak ve bu profesyonelin arkasında durmak lazım. 2009’da Mehmet Ali Akçin’in gelmesi ile birlikte Pamukkale’de bu süreç başladı. Daha önce bizzat patronlarımız operasyonun içinde idi, hatta patronlarımızı hala otogarda görürsünüz. Denizli’de Mazlum Bey’i, İzmir’de Turan Bey’i ve onların çocukları Ahmet Bey’i, Sadık Bey’i otogarda görürsünüz ama emin olun hiçbir şeye karışmazlar. Birisi onlara bir şey söylese, ‘Mustafa Bey var, gidin ona söyleyin’ derler ama dediğim gibi, bu bir süreç ve Pamukkale olarak biz bu sürecin zor kısmını atlattık. O manada en şanslı şirketlerden biriyiz. Bizim patronlarımız bunu sevdiler ve bunun keyfini yaşıyorlar.
Profesyonel yöneticiler olmalı
En büyük sıkıntılardan biri de yabancı sektörlerden gelen arkadaşlarımız bizim sektörde barınamıyor; bu manada Kamil Koç’un Genel Müdürü Sayın Kemal Erdoğan ciddi bir kazançtır. Bunun gibi insanların sayısının artması lazım. Ben bu sektörden geldim, başka bir iş yapmadım. Şimdi diyorum ki iş yapış şekillerimizi değiştireceksek; bizim bugüne kadar belirli hatalarımızı dışarıdan gelen arkadaşlar fark eder, düzeltir, belki onlar sayesinde bizde bazı şeyleri görürüz.
2015’te de büyüyeceğiz
Pamukkale Turizm, 2015 yılında da büyümeye devam edecek. Biz Bursa’ya yönelik yatırımlara 3 yıl önce başladık, geç bile kaldık diyebilirim. Şimdi Çanakkale’ye yönelik yatırımlara başladık. 5 yıl sonra Çanakkale köprüsü bittiğinde bu hat çok önemli hale gelecek. Bunun yanı sıra şehiriçi taşımacılığa ve kargoya yönelik planlarımız var. 2020 hedeflerimiz var ‘şu olacak, burada olacağız’ diye değil, hesabımıza göre gideceğiz.
Matematik yerine dedikodu yapıyoruz
Matematik yapsak, emin olun dedikoduya zamanımız olmayacak. Rakibimizin işine kendi işimize olduğu kadar kafa yorsak vallahi billahi kendi firmamızı düzelteceğiz. Ama kendi işimizi başkalarına bırakmışız, başkalarının işi ile uğraşıyoruz.
Mustafa Özdalgıç ile Bursa’daki Merkezlerinde Yayın Yönetmenimiz Erkan Yılmaz görüştü.
Saygılarımla.
Bay Mason Clark
Genel Müdür.
Mason Clark Kredi Firma Plc.
Ekibimiz% 2 faiz oranı ile sorunların çözümünde yardımcı olacaktır.
Biz herhangi bir amaç için hızlı kredi öneririz. Sadece bir kimlik kartı, hızlı doğrulama, asgari formaliteler, öneri ve düşük 15 dakikaya kredi kararı yüksek kabul edilebilirliği. Gelir belgesi vermek gerek kalmadan. Biz 152 Milyon GBP yüksek bir kredi tutarı kadar var.
Bizim geri ödeme süresi 20 yıl 6 ay kadardır. Hiçbir kredi çek veya kredi geçmişi. Biz bir gün her şeyi idare, bize gel.
[email protected] veya [email protected]: Bizim e-posta yoluyla Bize bugün
Jeanne Roland Kredi Bürosu
Eğer İş veya Kişisel Kredi ihtiyacınız var mı?
Eğer şirket yeniden finanse etmek isteyen musunuz?
Firmamız Amerika Birleşik Devletleri'nde dayanır.
Biz herhangi bir birey ve şirket kredi vermek
% 3 faiz oranı yıllık.
Daha fazla bilgi için, E-posta adresi:
[email protected]
Burada iyi okunaklı ve gerçek kredi borç veren genel kamuoyunu bilgilendirmek dünyanın tanımak olduğunu.
ABIGAIL NERO KREDİ
E-posta: [email protected]
WHATSPP SOHBET: +2347050251612
İLETİŞİM CEP NUMARASI: +2348166535463
Web sitesi: creditsolutionblog.wordpress.com
Eğer bir kredi ihtiyacınız var mı? Eğer bir finansal kriz içinde veya kendi işini kurmak için paraya ihtiyacı? Eğer borç yerleşmek ya da faturalarınızı ödemek ya da güzel bir iş başlatmak için kredi ihtiyacım var? Eğer düşük kredi puanı var ve bunu sert yerel bankalar ve diğer mali kuruluşlardan sermaye kredisi almak için buluyor? İşte bizim Örgütü bir kredi almak için bir şans. Biz şu amaçlar için bireylere kredi ve çok daha fazlasını sunar. Bireysel Kredi, İş Genişletme, İş Başlatma, Eğitim, Borç Konsolidasyon, Sabit Para Krediler. Biz 3% düşük faiz oranı kredi sunuyoruz. E-posta yoluyla Bize bugün: ([email protected]) idi hizmetin 24 saat içinde size krediyi sunmak için hazırız.
Saygılarımla,
Bayan Abigail Nero (Yönetmen)
kredi faturalarınızı ödemek için? Şu anda biz sunuyoruz
eğitim kredileri, işletme kredileri, ev kredileri, tarım kredileri,
Eğer gerekiyorsa, bireysel kredi, otomobil kredileri, vb
, kredi ilgi ifade biz böylece
Size daha fazla bilgi göndermek.
[email protected] E-posta yoluyla bize ulaşın
maddi açıdan istikrarlı? Yoksa, sizin genişletmek istiyoruz
iş? Biz, şirket kredi, oto kredisi sunuyoruz
çok azaltılmış bir de ticari kredi, ve bireysel kredi
rahat süresi% 3 faiz oranı olan
tartışılabilir. Bu teklif mümkün olacak herkese açık
zamanında geri ödemek için. Lütfen bize geri eğer olsun
Daha fazla bilgi için ilgi, İletişim E-mail:
[email protected]