Tahdidin adı var, kendisi yok!

‘Anadolu’da bir yerden kazanıyorsanız, oraya mutlaka harcamanız da gerekir’ denildiğini belirten Fatih Tamay, “Bu sektör, bizim kazandığımız sektör. Dolayısıyla da buraya harcamaktan büyük bir zevk duyuyoruz. Sizlerle birlikte olmaktan da büyük bir zevk duyuyoruz. Önümüzdeki yıllarda bu iftarlara gücümüz yettiğince destek olmaya devam edeceğiz” dedi.

“2015 güzel bir yıl. Bu yılın ilk 6 ayı çok güzel geçti” açıklaması yapan Tamay, “Dilerim ki, ikinci 6 ayda da bu güzellik devam eder. Gerek sektörel satışlar, gerek midibüs, gerek küçük otobüs satışlarında, gerekse Türk otomotiv sanayinin iç pazara dönük tüm satışlarında ve ihracatında çok ciddi bir sıçama oldu. Otomotivdeki genel büyümeye bakıldığında, geçen yıla göre yüzde 50’lik bir büyüme var. Aynı şey bizim sektörümüz için de geçerli. İstanbul dışında büyük ve küçük otobüs satmaya devam ediyoruz” diye konuştu.

Plaka tahdidi için, “adı var, kendi yok’ diyen Tamay, “İstanbul’da şu anda sadece toplu ulaşıma satabiliyoruz. Nedeni de, hepinizin bildiği gibi, plaka tahdidi. Ama adı var, kendi yok bu tahdidin. Çok ilginç bir şey. Bu sadece Türkiye türü ülkelerde olur. Herkes konuşuyor, ama hiç kimse araç tescil edemiyor. Ortada herhangi bir yönetmelik, uygulama yok, hiç bir şey yok. Bunun, bayramla birlikte bir an önce hayata geçmesini ve herkesin de istediği şekilde mutlu sona erişmesini diliyorum. Herhangi bir uygulama olmaksızın, sadece beklemek hiç hoş değil. Ticari hayatın beklemeye hiç tahammülü yok” dedi.

Tamay, tüm örgütlerin ortak bir çalışma ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne baskı yapması gerektiğini de söyledi: “Hepimizin, özellikle Sektör Meclisinin, otobüs camiasındaki sivil toplum örgütlerinin İSTAB’ın, TOFED’in, TOF’un, TTDER’in ve diğer tüm kuruluşların bir araya gelerek ortak bir çalışma yapması, özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ciddi bir baskı uygulaması gerektiğini düşünüyorum. Adı var, kendi olmayan bir tahdidin hiç de uygun olmadığını düşünüyorum. Özellikle bunu söylemeyi bir görev bildim.” 

İhracatın lideriyiz 

Tüm ürünlerini yenileyen tek marka olduklarını da vurgulayan Tamay, 2015’in de ihracatın lideri olduklarını açıkladı: “Biz küçük otobüs üretiyoruz, yavaş yavaş da orta büyüklükte otobüsleri üretmeye başladık. Sadece Türkiye için üretmiyoruz. Bu yılla birlikte, 10 yıldır Türkiye’nin küçük otobüs ihracatının lideriyiz. Tüm rakiplerimizin toplamından daha fazla küçük otobüs ihraç ediyoruz. Buna da devam edeceğiz. Bu yılın da aynı şekilde biteceğini şimdiden müjdeleyebilirim. Aynı zamanda Türkiye pazarına da gerçekten bize yakışır, kalitemize yakışır, Anadolu Isuzu markasına yakışır ürünler sunmaya çalışıyoruz. Neredeyse tüm ürünlerini yenileyen tek firmayız Türkiye’de. Küçük otobüs segmentine bakıldığı zaman gerçekten biz bütün ürünlerimizi tam anlamıyla Avrupa standartlarında yeniledik.  Hepsini birden yepyeni yüzlerle, yeni teknolojiyle, yeni emniyet önlemleriyle, yepyeni ve çağdaş midibüsler ve otobüsler haline getirdik. Bundan da büyük gurur duyuyoruz.” 

Fiyat rekabeti dezavantajımız 

Amaçlarının geçici değil, kalıcı başarılar olduğuna değinen Tamay, “Belki bu bizim fiyat rekabetinde dezavantajımız gibi görünebilir. Ama ben ticaretin de, sanayinin de bir uzun bir yol koşusu olduğuna inanıyorum. Bu uzun yol koşusunda biz önde gidiyoruz. Bizim amacımız geçici değil, kalıcı başarılar elde etmek. Dolayısıyla sizlerle birlikte; sizlerin daha verimli, daha üretken kullanacağı, daha çok para kazanacağı, daha dayanıklı, daha emniyetli, daha konforlu, daha teknolojik araçlar üretmeye çalışıyoruz. Ekim ayında devreye girecek, yepyeni Ar-Ge merkezimizle birlikte yaklaşık 100 kişilik bir mühendis ve tasarımcı kadrosu ile yepyeni ürünleri tasarlayıp, üretmeye ve sizlere sunmaya önümüzdeki yıllarda da devam edeceğiz. Ben yine bu davete katıldığınız için teşekkür ediyorum. TTDER’e bu imkanı verdiği için teşekkür ediyorum. Ramazan Bayramınızı da gönülden kutluyorum” dedi. 

10 kişiden 500 kişiye

TTDER Başkanı Sümer Yığcı’da, 20 sene önceyi hatırladığını söyleyerek başladığı konuşmasında, “Biz 20 yıl önce iftar yemeği vermek istedik. Üyelerimizi kaynaştırmak istedik. Ancak 8 masa ve toplamda 10 kişi vardı. Biz, seneye acaba bu yemeğe 100 kişi toplayabilecek miyiz dedik ve ertesi sene oldu. Karşımıza bir dost çıktı, zayıf, uzun boylu, yakışıklı biri çıktı. ‘İftar yemeğini biz vereceğiz. Kaç kişilik iftar yemeği istersiniz’ dedi. 100 kişilik dedik, o dedi ki ‘150 olsun’. O gece 200 kişiyi aştı, biz masa, sandalye taşıdık. 18 senedir bu iftar yemeklerini düzenliyoruz. 20 yıl önce derneğimiz kuruldu, 20 sene sonra Allah bizim istediğimizi verdi. Çünkü burada, şimdi 500 kişi var. 500 kişi ile burada dostça iftar yapıyoruz. Bize olan bu sevgi, bizim iyi niyetimiz, kardeşliğimiz, dostluğumuz saygılı esnaf grubuna mensup olduğumuz içindir. Üreticiler bize her zaman destek oluyor, fakat bizim yanımızdan hiç ayrılmayan, her zaman yad ettiğim Fatih Bey’e özellikle teşekkür ediyorum. 20 yıl daha bu meslekte çalışmak istiyorum. Torunlarımı da bu mesleğe yönlendireceğim. İnşallah hepimiz 20 yıl daha bir arada oluruz. Nice 20 yıllara… Bol kazançlar diliyorum. Hepinizin Bayramını kutluyor ve sağlık diliyorum” dedi. ■