Kazanmak için birleşmeliyiz

Otogarlar karayolu yolcu taşımacılığı sektörünün hem kalbidir hem de beynidir. Çünkü kalkış ve varış noktası olduğu kadar yolcuyla da birebir buluşulan yerdir. İlk intiba önemliyse, insanlar notunu orada verir. Uçağa giden yolcunun, bir soruşturun isterseniz, büyük çoğunluğu İstanbul Otogarı’nda yaşadığı sıkıntıdan kaçtığını göreceksiniz. 

İstanbul Otogarı’nın girişi bir dert, çıkışı bir dert. Temizliği ayrı, güvenliği ayrı bir dert. Alt katlara indikçe temizliğin de güvenliğin de peyderpey silindiğini fark etmemek için bakar kör olmak gerekir. İstanbul Otogarı, Topkapı keşmekeşinden sonra herkes için cennet gibi gelmişti. Zaman içerisinde sıkıntıların giderileceği de öngörülüyordu. Ama kazın ayağı öyle olmadı, daha da kötüye gitti. Bayramlar ve tatillerle özel günlerde elinizi uzatsanız değebileceğiniz kadar yaklaştığınız otogara otobüsün girmesi üç saat sürmeye başlayınca yolcular kaçtı.

Kaçamayan otobüsçülerse yaka silkmeye başladı. Ekmek parası peşinde oldukları ve yaptıkları işi benimsedikleri için ağızlarını açıp bir şey dememeleri saygılı olduklarından… Dinlenme yerlerinde, buluştukları çayevlerinde konuşmalarına kulak verin, bir bakın neler konuşuyorlar, nelerden yakınıyorlar. Kendi çözüm önerilerini bir dinleseniz, değme mimarın, sözüm ona şehir plancısının, karayolcunun aklına gelmeyen muhteşem olduğunu duyacaksınız. Dudaklarınız uçuklamazsa ne olayım. 

Gece gündüz demeden, bayram seyran dinlemeden, yaz kış, soğuk sıcak ayırt etmeden, sıla hasretiyle yanıp kavrulurken sadece yolcusunu gideceği yere güvenli ve konforlu ulaştırmayı düşünen bu sektörün ve cefakâr personelinin çektiği çileyi görmüyor musunuz? 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne sadece, yeni yapacağınız otogarlar veya terminallerin şehiriçi ulaşım ağına bağlı olmasını istiyoruz diyeceksiniz. Metronun ve metrobüsün, hızlı tramvayın ve havarayın duraklarının terminalle bağlantısını kurmazsanız kabul etmeyiz diyeceksiniz. Belediye yetkilileri de, olumlu bir şey istediğiniz için sizi daha bir dinleyecek, daha bir benimseyecek önerilerinizi. 

Karar sizin. Ya didişirsiniz, istedikleri gibi yaparlar, daha da zor durumda kalırız… Hem sizin yüzünüzden oldu diye herkes ayıplar sizi hem de otobüsçüyü küstürürsünüz. Gelin yol yakınken aklın yolunu kullanın. Gelin bu cefakar ve vefakar sektör mensuplarını üzmeyin daha fazla. ■