Darbe girişiminin olduğu 15 Temmuz Cuma günü, Ulaştırma Bakanlığı’na TOFED heyeti olarak yaptığımız ziyarette Sayın Bakan Ahmet Arslan ve Müsteşar Yardımcısı Sayın Şaban Atlas’a sektörün 12 talebini dile getirdik. Bu ziyaret ve taleplerimiz Taşıma Dünyası’nın bir önceki sayısında geniş bir şekilde yer aldı.
Bu görüşmede sunduğumuz talepler arasında yer alan ve şu anda otobüsçünün çok önemli bir gündem maddesi olmaya aday bir konuyu da dile getirdik. Bu; şehirlerarası otobüslerin ağır vasıta olarak sınıflandırılıp, 3’üncü Boğaz Köprüsü’ne zorunlu olarak yönlendirilmesi konusuydu. Bu konu üzerinde tekrar tekrar durmak gerekiyor. Bu karar otobüsçünün önüne çok ciddi bir maliyet getirecek.
Bu kararın değişmesini istiyoruz
Sorun giderek yaklaşıyor çünkü… Yavuz Sultan Selim olarak adlandırılan 3’üncü Boğaz Köprüsünün 26 Ağustos’ta açılacağı belirtiliyor. Biz Bakanlık görüşmemizde otobüslere bu zorunluluğun getirilmesinin yanlışlığını ifade ettik, ama henüz bunun değişeceği yönünde bir kararı da öğrenemedik. Bakanlık yetkilileri bu talebimizi inceleyeceklerini ifade ettiler. Biz bu kararın değişmesine yönelik talebimizi tekrar tekrar dile getirmeye devam edeceğiz.
Yeni maliyet ve zaman kaybı
Köprüler mesafeleri kısaltmak, bir ülkenin ekonomisinin büyümesi ve gelişmesi için yapılır. Tarifeli taşımacılık yapan şehirlerarası otobüslerin otogarlardan kalkış ve varış zorunluluğu var. İstanbul Otogarı ve yapılması planlanan otogarlar, ara duraklar ve ihalesi bile yapılan Ataşehir Cep Otogarı’nın 3’üncü Boğaz Köprüsü’ne çok ciddi bir mesafe var. İstanbul Otogarı’ndan çıkan bir otobüsün 3’üncü Boğaz Köprüsü’nden gittiğinde ve Ataşehir Cep Otogarı’na girdiğinde gidiş ve dönüş seferinde 140 km’lik mesafe artışı yaşayacak. Bu hem maliyet artışı hem de zaman kaybı demektir. Bizim talebimiz Trakya’dan transit gelecek otobüslerin belki bu köprüden geçmesi mümkün olabilir, ama biz şehirlerarası otobüslere böyle bir zorunluluk getirilmesine karşıyız.
Toplu taşıma statüsü…
Bizim anlamakta zorlandığımız; şehirlerarası otobüslerin ağır vasıta sınıfında değerlendirilmesi... Toplu taşıma statüsünde görülmememiz bizi gerçekten üzüyor. Bütün dünyada şehirlerarası otobüslerin toplu taşıma statüsünde değerlendirilip desteklendiği bir süreçte bizde ağır vasıta statüsünde değerlendirmesini kabul etmemiz mümkün değil. Ulaştırma Bakanlığı ile her türlü diyalog içindeyiz ve Bakanlığın bu yanlışlığın farkına varacağına inanıyoruz. Osman Gazi Köprüsü’nde geçiş fiyatlarının yüksek olmamasına, olduğunda oradan araç geçişlerinin az olacağına yönelik görüşlerimizi Taşıma Dünyası’nda dile getirmiştik. Bayramda ücretsiz dönem bittiğinde ve günlük 40 bin aracın geçmesi beklenen köprüden geçen araç sayısı çok düşük kaldı. Bizim haklı olduğumuz da ortaya çıktı. Feribot şirketlerinin de fiyatlarını daha aşağıya çekmesi söz konusu.
Ulaşım yatırımları kazançtır
Köprünün yapılmasından mutluluk duyuyoruz; ülkemiz açısından da, taşımacılık açısından da büyük bir kazanç. Zaten biz TOFED’in kuruluşunda, “Türkiye bizimle, Biz Türkiye ile büyüyeceğiz” dedik. Sektörün çıkarlarını ülke çıkarlarından ayıramayız. 3’üncü Boğaz Köprüsü ile boğaz trafiğini rahatlatmak ve zaman avantajı yaratmaksa temel hedef; şehirlerarası otobüslere hem Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nü hem Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü kullanma hakkı verilmelidir. Ayrıca Büyükşehir Belediyesi’nin planlamasını yaptığı terminallerle ilgili süreçte yanlışlık var. Çünkü planlanan yerler ile Boğaz Köprüsü arasında çok mesafe var. Terminaller TEM yolu üzerinde, ama otobüsler 3’üncü Boğaz Köprüsünden geçecek, demek akla ve mantığa uygun değil. Terminallerin yapılması ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne buradan çağrı yapıyorum: Terminallerin yeri ile ilgili bizimle mutlaka istişare içinde olsunlar.
Bir sektörü mağdur etmeyelim
26 Ağustos’ta 3’üncü Köprü açılıyor. Hem İstanbul’a hem de ülkemize hayırlı olsun. Gerçekten çok mutluyuz. Marmaray-Avrasya Tüneli gibi ulaşım yatırımları ülkemizin gelişmişliğinin de bir göstergesi. Bunu yapan kurumlara, bunu organize eden Hükümete çok teşekkür ediyoruz ama böyle önemli bir gelişim sağlanırken toplumun önemli bir kesiminin yaşamına olumsuz etkide bulunulmamalı. Ekonomiye katkılar sağlayan bir sektör mağdur edilmemelidir.
Herkese iyi haftalar diliyorum. ■