Her sabah uyandığımızda güzel dileklerde bulunuruz, çünkü hepimizin istemiş olduğu bir şey var: işlerimizin rast gitmesi, sağlığımız ve huzurumuzun olması, evimizin dirliği, işimizin birliği, mutlu ve bol bereketli kazançlarımızın olması… Beklentimiz hep pozitif yöndedir.
Fakat uzun zamandır, beklediğimiz veya istediğimiz güzelliklere ulaşmak biraz zor gözüküyor. Kendimden örnek vereyim, neredeyse iki aydır belki de iki aydan da uzun oldu, telefonumu arayan insanların tamamı “Abi bu piyasa nereye gidiyor” diye soruyor.
Belki içlerinden şöyle düşünceler geçiriyorlar: Kıyıdan köşeden, elinde araç var mı, ne kadar fiyatı, bizim şöyle bir peşinatımız var gerisini nasıl hallederiz kredi kullanabilir miyiz? Öncelikle, onu yapar mıyız bunu yapar mıyız, bırakmak lazım.
Aslında “bu kredileri bu faiz oranlarıyla ödeyebilir miyiz”, bunu araştırmak lazım. Mayıs ayının sonuna gelmemize rağmen elle tutulur, gözle görülür bir durgunluk olduğunu inkar edemeyiz. Kendimizi kandırmaktan veya günü bu şekilde harcamaktan başka bir şey değil bu; geçen sene, bu aylarda neredeyse telefonlarımız susmuyordu. Ben, her yazımda, geriye dönük değil ileriye bakalım derim. Ama maalesef 2024 yılı 2023’ü aratır duruma getirdi. Yılın ikinci çeyreği işler açılır diye umutlanırken maalesef, resmen oturuyoruz.
Hiç mi telefon çalmaz ya çalmıyor kardeşim, yani en kötü zamanlarımızda bile çat pat bir şeyler yapıyorduk. Yok, bu sene böyle bir şey yok, ben uzun yıllardır böyle bir şey yaşamadım. Hayat o kadar pahalı ki, insanlar erken rezervasyon yapmayı bırakın, tatile bile gitmeyi düşünmüyor. En basit bir örnek; eskiden üç beş arkadaş toplanıp, “dışarıda bir yemek yiyelim” diye çıkardık, hatta hesabı ödemek için yarışırdık. Şimdi, bırak arkadaşı, eşini veya çocuğunu bile dışarıda yemek yedirmek çok zor.
Bu ne kardeşim, aldığımız maaş ne kadar ki! Bir insan, iki kişi, çok lüks olmasa da ortalama 1000 TL. 1200 TL’ye tatil yapabilirdi, daha düne kadar. Şimdi dört kişilik bir ailenin, bırakın tatili, bir hafta sonu, eşim de yorulmasın, şöyle kafa dinleyelim diye yere gitse en kötüsü 100 bin TL. Kimin canı dayanır bu fiyatlara?
Artık yazı yazmak da istemiyor canım, yazacak bir şey bulamıyorum… Yani sizleri bilgilendirecek güzel sözler söyleyecek durum da yok. Herkes her şeyi biliyor, görüyor, yaşıyor; vallahi, bu sene zor geçecek gibi gözüküyor. İşte Bayram’ı bekliyoruz, sezonu bekliyoruz. Sadece bekliyoruz, bir şeyler olacak diye… Günlerimiz, aylarımız böyle beklemekle geçiyor. Piyasada çarkların dönmesi, işlerinin yürüyebilmesi hareketliliğe bağlı; hareket olmadığı zaman öyle bir iki tane bir şey alınmış verilmişle olmuyor. Olmuyor.
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramınızı kutluyorum. ■