“Hadi gel yıkalım şu Süleymaniye’yi desen,
İki kazma kürek, iki de ırgat gerek,
Ancak hadi gel yapalım şunu geri desen,
Bir Sinan, bir de Süleyman gerek.”
Milli şairimiz Mehmet Akif’in dizelerinde söz ettiği gibi, her devirde ve her coğrafyada muhteşem bir eser bırakmak için dahi beyinlere gerek varken; yıkmak için beynini bile kullanmaya gerek duymayacak kişiler yeterlidir.
Bizim için muhteşem eser olan bağımsızlığımızı ve bu cennet vatanı bırakanlar yokluk ve yoksulluk içinde canlarını ortaya koyarak dünyanın ender yetiştirdiği bir dâhinin liderliğinde gerçekleştirdiler.
95 yıl önce verilen muhteşem mücadele ile ülkeyi kuran ve bu uğurda canlarını veren, kanlarını döken başta ülkenin kurucusu, büyük lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle bir kez daha anıyorum. Allah hepsinden razı olsun.
Şu andaki işim gereği, çalışanları, işyerindeki tehlikelerden korumak adına onlara eğitim veriyor, denetliyor ve -varsa- yanlışlıklarını düzeltmelerini sağlıyorum. Verdiğimiz eğitimlerle herkesin bilinçlenerek kendini korumasını hedefliyorum. Kendini koruyamayan bir insanın ne işini ne ailesini ne de vatanını koruma imkânının olmadığını belirtiyorum.
Bize düşen, bıraktıkları değerli emaneti, korumak ve daha da yüceltmek olmalıdır. Bunun için önce kendimize gelmemiz ve ihtiyacımız olana bakmamız lazım.
Çok lakırdı etmeyi gereksiz bularak, ülkemizin kurucusu tarafından yazılmış zamanlar üstü sayılacak reçeteyi bir kez daha okumak yeterli…
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır.
Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
BAŞKA SÖZE GEREK VAR MI?
Hepimizin Cumhuriyetimizin 95. kuruluş yılı kutlu olsun. Ülkemiz sonsuza kadar payidar olsun. ■