İnsanın hayatı, mümkün olan sayısız seçenekten sadece birini yaşamaktan ibarettir. Kısmetinize çıkan sizi olumsuzluğa sevk eden bir durum ya da son anda kendi iradenizden çok başkalarının ısrarıyla vazgeçilen yatırım sayesinde olumlu bir kazancı yaşamak gibi durumlar hayattaki söylemlerinizi, konumunuzu ve duruşunuzu çok etkiler.
İnsanlar genellikle başarılı olduktan sonra başarıyı sadece kendi gayreti ve aldığı kararların isabeti sayesinde elde ettiklerini zannederler. Aslında başarılı olmalarında şanslarının yanı sıra etrafta görüş alışverişinde bulundukları insanların büyük payı vardır ama başarının sadece kendilerinden kaynaklandığı yanılsamasına kapılırlar. Çoğu patronun iş dergilerine verdiği röportajlar bu anlayışın ürünüdür. Onun için kendilerini öve öve bitiremezler.
Başarılı olanlar elbette çalıştıkları, gayret gösterdikleri için başarılı olmuşlardır ama başarı için bunlardan daha önemlisi hayatın insana nasıl davrandığıdır. Hayat bazılarına hoyrat bazılarına şefkatli davranır.
Çoğu yönetici kendi yaptığı işin genellenemeyecek kadar özel bir iş olduğuna inanır. İnsanın kendisini ve yaptığı işi “bir istisna” olarak görmesi, çok yaygın bir durumdur. İnsanın kendini bir istisna olarak görmesi bir akıl sapmasıdır.
Ama bu akıl sapması, hem insana hem de şirketlere büyük zararlar verebilir.
Teori, bazen gözle görünenden farkıdır. Dünyanın güneşin etrafında döndüğü doğruluğu kanıtlanmış bir teoridir ama insan dünya üzerinden baktığı zaman, güneşin kendi etrafında döndüğü yanılgısına kapılır.
Başarılı girişimciler ve yöneticiler, kendi düşüncelerine ve yargılarına inandıkları kadar, teoriye ve kitaba da inanan insanlardır. Onlar, teoriyi yok saydıklarında kendilerinden önce benzer yollardan geçmiş insanların elde ettikleri çok değerli bilgilerden yoksun kalacaklarını bilirler.
Başkalarının hatalarından ders çıkarmak, insanın yolunu kısaltır, yoldaki riskleri azaltır, insanı başarılı kılar. Bu nedenle, teorik bilgiden olabildiğince yararlanmak ve bu bilgileri sağlayanlara minnet duymak gerekir.
İnsanlar, “başkasının aklından yararlanmasını bilenler” ve “bilmeyenler” olarak da ikiye ayrılır. Hayatta bazı insanlar, başkasının aklından yararlanma aklına sahipler. Onlar başkalarının yaşadıklarından öğrenebilen, kendi yollarını bu öğretilere göre çizebilen insanlardır.
Başkasının aklından yararlanan bir akla mı sahipsiniz?
Yoksa sadece kendi aklınıza mı güveniyorsunuz?
Kitabı uygulamak yerine her şeyin kitabını kendiniz mi yazmak istiyorsunuz? ■