23 Kasım Çarşamba günü TOBB Karayolu Yolcu Taşımacılığı Sektör Meclisi’nin toplantısı ile TBMM Bayındırlık, İmar ve Ulaştırma Komisyonu birlikte yapıldı. Bu düzenleme, sektör meclisi üyeliği de devam eden, aynı zamanda gazetemizin de köşe yazarı Erzurum Milletvekili Sayın Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı’nın girişimiyle oldu. Çok faydalı olan bu toplantı bir ilki de yaşattı. İlk defa sektör temsilcileri ile bir TBMM Komisyonu birlikte toplantı yaptı. Bu toplantıda, Sektör Meclisi Başkanı Sayın Mustafa Yıldırım daha önce sektör meclisinde tartışılıp tam mutabakat sağlanan belli konuları dile getirdi. Milletvekilleri tek tek görüşlerini bildirdiler.
Sert atışmalar yaşandı
Hatta iktidar partisi milletvekilleri ile ana muhalefet partisi milletvekilleri arasında birtakım sert tartışmalar yaşandı. Birtakım görüş ayrılıklarının olması doğaldır. TOFED Başkanı Sayın Birol Özcan da sunumunda mutabık kalınan İstanbul Otogarı’nın yerinde kalması, cep terminallerinin İstanbul Otogarı’nın yerinde kalmış haliyle konumlandırılması, özellikle 3. Boğaz Köprüsünün otobüsçüye zorunlu olmasının sektöre getirdiği yükler ve korsan taşımacılık konularını Sayın Mustafa Yıldırım’ın konuşmalarına paralel olarak dile getirdi. Ben de çok iyi şekilde hazırlandım ve iki konuyu gündeme getirdim. Biri TOBB Sektör Meclisi’nin zaman zaman bir araya gelerek, bazı sorunların dile getirilip dağıldığı bir ağlama duvarından çıkıp Ulaştırma Bakanlığı’nın yasa veya bir protokolle devredeceği bir kısım yetkileri (taşıt kartı alma, yetki belgeleri düzenleme, F1 belgelerinin alınması, taşıma yetki belgelerinin alınmasındaki ön müracaat yerinin olması vb.) sıraladım.
Bakanlığın üzerindeki yükü alalım
Ulaştırma Bakanlığına bile yük teşkil eden bazı yetkilerin TOBB’a devredildiğinde otomatikman sektör meclisinin de icracı bir meclis haline geleceğini anlattım. Herkes bu konuda haklılığımızı da teyit etti. İkinci en önemli talebimiz Sayın Mustafa Yıldırım ve Sayın Birol Özcan’ın sunumda dile getirdiği terminallerin yapımında belediyelerin tek yetkili kurum olmaması -ki bu konu Taşıma Dünyası Gazetesi’nde defalarca haber ve yorum olarak dile getirilmiş, gazetenin de desteğini almış bir sorun. Yani terminallerin yer tespitini birlikte yapalım. Ulaştırma Bakanlığı’nın koordinasyonunda belediyeleri devre dışı bırakmadan, ama tek ve imtiyazlı kurumlar olmaktan çıkaran bir düzenleme yapılması lazım. Bu da Taşıma Kanunu ile Belediyeler Kanununun birbiri ile çelişkisidir. Bunu da giderelim. Bir yasal düzenleme ihtiyaçtır. Komisyon öyle bir karar versin ki hem ülkemizin yararına hem sektörümüzün yararına olsun. Hem belediye hem Ulaştırma Bakanlığı hem de sektör memnun olsun. Özellikle şu cümleyi net bir şekilde ifade ettim: Bize bir gömlek giydiriyorsunuz ama üstümüzde bir prova yapmamıza bile tenezzül etmiyorsunuz. Provasız bir elbiseyi giymeye çalışıldığında kimine uzun, kimine dar, kimine kısa gelir.
Ortak komisyonla belirlensin
Sektörle devletin birlikte oluşturacağı (bunu da somutlaştırıyoruz; Ulaştırma Bakanlığı’nın koordinasyonunda ilgili belediyeler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü ve sektör temsilcilerinden oluşan zorunlu) bir komisyon otogarların şehrin neresinde yapılacağına karar verecek, işletme esaslarını belirleyecek, belediye mi işletecek, sektör mü işletecek, özel sektör kamu işbirliği ile mi olacak belirleyecek. Kamu ve özel sektörle birlikte gelişen modeller var. Buna sadece belediye başkanı karar vermeyecek. İşte Büyükşehir Belediyesi bize hiç danışmadan Ataşehir’de bir otogar yapma kararı aldı. Sonra köprü oradan geçiyormuş, biz otogarı nerede yapıyormuşuz diye kalakaldı. Sektör mensupları, Ulaştırma Bakanlığı ve belediye yetkilileri bir araya gelirse böyle yanlışlıklar da yapılmaz.
Otogarlar otobüsçünündür
Yalova Otogarı, ihtiyacın 10 misli büyüklüğünde yapılmış. Sektör 20 yıl geçse orayı karşılayamaz. Çünkü sektör büyümüyor giderek küçülüyor, sayıca azalıyor. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin yapmış olduğu otogar ne belediyeyi memnun etti ne işletmeciyi ne Ulaştırma Bakanlığını ne halkı… velhasıl herkesin şikayet ettiği bir otogar konumuna geldi. Niye? Çünkü esnafın görüşü alınmadı. Sektör temsilcileri ile görüşülmedi. İhtiyacın 4-5 misli büyüklükte yapıldı. Dolayısıyla maliyeti arttı. Bu maliyeti çıkartmak için Ankara’daki yazıhanelerin kirasını beşe ona katlayan bir kira modeli çıktı. Şu anda Mersin Otogarı bir kangren şeklinde ve herkes şikayet ediyor. Oysa bizim önerdiğimiz yolla bu sorunlar yaşanmaz. Yer tespitinden kimin işleteceğine kadar, hatta nasıl işletileceğine ve işletme esaslarına kadar bir komisyon karar verdiğinde bu sorun başlamadan biter. İşte bunları dile getirdik TBMM Komisyonunda. Bunlar hepsi makul karşılandı. Bütçe görüşmelerinin ardından, bu tür buluşmanın bir daha yapılması benimsendi. Biraz daha somut çalışarak çözüm önerileri ile birlikte bu meclis komisyonu bir alt çalışma grubu kuracak, biz de bir çalışma grubu oluşturacağız ve birlikte çalışacağız. 2017 yılı içerisinde Sektör Meclisi ve TBMM Bayındırlık, İmar ve Ulaştırma Komisyonu birlikte bir Yolcu Taşımacılığı Çalıştayı yapılması ve sorunlara çözüm arama konusunda mutabık kaldık.
Çok iyi bir toplantı oldu. Sayın Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı’ya özelikle teşekkür ediyorum. ■