Geçen hafta UHD Bakanlığına TOFED adına sunduğumuz rapor ile ilgili bazı noktalara işaret etmiştim. Bu hafta sürdürüyorum…
İstanbul’da cep terminalleri ile İstanbul Otogarı’nın yeniden yapılanması gerekliliğinin dışında; bir de yıllardır üzerinde durduğumuz korsan taşımacılık sorunu var. Otogar zorunluluğunu kullanmadan şehirlerarası mahalle ve sokak aralarında hemşeri gruplarının olduğu yerlerde, yolcu taşımacılığı yapılıyor. Yönetmelikte, T belgesi olmayan bir terminalden kalkan bir otobüsün, girdiği bir T belgeli terminalden kalkış varış izni verilmesin diye değişiklik istedik. Emniyet Genel Müdürlüğü ve UHD Bakanlığı bunu olumlu karşıladı. Buna ek olarak; uluslararası tarifeli taşımalarda da yurtiçi terminal kullanma zorunluluğu getirilmesini istedik.
Otogarlar esastır
Biz diyoruz ki, şehirlerarası ve uluslararası tarifeli taşımalarda otogar esastır. O zaman Türkiye’ye girecek otobüsler için de ilgili ülkenin ulaştırma mevzuatına bu talebimizin konulması için girişimde bulunulsun. Bu, Gürcistan’daki KUK toplantısında olumlu karşılandı, ama bütün bu mevzuatlar zaman alır. Türkiye, tek taraflı olarak, kendi firmalarına, ‘ben size otogar zorunluluğu getirdim, partnerlerinize de söyleyin’ diyecek. Tabii, partner firma da buna uygun olarak hangi ülkeden Türkiye’ye giriş yapıyorsa oradan belge sunacak. Bu bürokratik gecikmelerin de önüne geçer.
İkinci el ihracına teşvik
Bakanlıktan, ikinci el otobüslerin ihracatında teşvik sağlanmasını talep ettik. Türkiye’nin Avrupa’ya ikinci el otobüs ihraç etmesi zor. Elimizde Balkanlar, Orta Asya, Afrika gibi ülkeler kalıyor. Buralarda da otobüslerin ihracatının bir mevzuat zorluğu var. İkinci el otobüs ihracatının teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Daha önce birkaç kez dile getirmiştik, yine bildirdik. Yıllardır dile getirdiğimiz bu konuyu, Cumhurbaşkanlığı danışmanlarından, şu anda Ankara milletvekili olan Mücahit Arslan ile 7 Haziran seçimleri öncesinde görüşmüştük. Herkes tarafından desteklenen bir talep olmasına rağmen bir türlü mesafe alınamadığı için biraz daha somutlaştırdık.
Taşımacılar Birliği…
Çağımız örgütlenme çağı. Dolayısı ile sektörün içinde, sektörün dinamiklerini bir arada tutan, disipline eden, kendi kurallarını kendisi koyan, otokontrol sistemi sağlayan, bir örgütlenmeye ihtiyaç var.
Bahçeşehir Üniversitesi ile birlikte, Türkiye Karayolu Yolcu Taşımacıları Birliği’nin (TÜRSAB) yolcu taşımacılığı versiyonu gibi bir oluşum üzerinde çalışmalar yürüttük. Karayolu şehirlerarası ve uluslararası tarifeli tarifesiz bütün yolcu taşıma unsurları ile İETT ve halk otobüslerinin tamamını büyük bir çatı altında toplayan Türkiye Karayolu Yolcu Taşımacıları Birliği (TÜRTAP) meslek örgütü için Erzurum Milletvekili Prof. Dr Mustafa Ilıcalı bir kanun tasarısı hazırladı.
Sayın Bakan, TOFED’i beraber kurduk. Türkiye adı almasında bize öncülük ettiniz. Türkiye Karayolu Yolcu Taşımacılığı Sektör Meclisi’ni oluşturduk. Türkiye otobüsçüsü, bütün dünyaya örnek olacak, onlara yolcu taşımacılığını öğreten bir seviyede iken, Dernekler Yasası kapsamına sığmıyor. Bizi, Dernekler Yasası kapsamından çıkaracak Kanunla kurulmuş meslek örgütü ya da oda haline getirecek bir yapılanma talep ediyoruz. Mesleğe giriş ve çıkışta söz sahibi olan, disipline edebilen, Bakanlığın vereceği görevleri yerine getirebilen bir yapılanma olmalı bu. Bakanlık düzenleme yapsın biz uygulayalım, o denetlesin. Belge almak isteyenler evraklarını TOFED’e getirsin. TOFED’de uygunluk belgesi eklensin, belgeleri gene Bakanlık versin. Dolayısı ile Ulaştırma Bakanlığının bize vereceği görev ve yetkiler kullanabilir olsun.
Sigorta sorunu
Bir de, özellikle zorunlu sigortalardaki artışlar, otobüsleri çok rahatsız ediyor. Ferdi kaza koltuk sigortası, trafik sigortası, taşımacılığın mali mesuliyet sigortası gibi ilave zorunlu sigortalar var. Buralardaki bütün bu akıl almaz artışlara rağmen manevi tazminatlar henüz bu poliçelerin kapmasında değil. Manevi tazminatların poliçelere dahil olması gerekir. Yani üzüntü payı. Bu üç poliçe, ölüm ve her türlü sakatlık ile tedavi giderlerini fazlasıyla karşılıyor. Hatta ferdi kaza sigortası 175 bin lirayı ölenin ailesine hemen veriyor. Ama birinci, ikinci derecede bir akrabası, 5 sene sonra ‘filan ölmüştü, ben çok üzülmüştüm’ diyor. Bu soruna bir çözüm bulunmalı…
Eli böğründe yatan otobüsçü
Otobüsçü, büyüklerimizin söylediği gibi, ‘gece zengin yatıp, sabah fakir kalkan’ kesimdir. Çünkü eli böğründe yatıyor. Bir kaza olduysa sıfıra iniyorsun. Bütün bu 6-7 poliçe, kaza sonrası oluşan maddi tazminatları karşılamaya yetmiyor. Diyoruz ki sigorta poliçelerini daha basitleştirin, otobüsçünün altından kalkabileceği hale getirin. Yani bir tane sigorta çıkarın, her şeyi karşılasın, parası da fazla olsun. Yüzde 62’si yabancı sermayenin eline geçen sigorta şirketleri bir gecede 3 misli fiyat artırıyor. Bunun bir sonu olmalı…
Terör ve etkileri…
Sunduğumuz diğer önemli isteklerden biri de, son 6 ayda yaşanan terörden dolayı otobüsçünün yaşadığı zorluklar... Doğu ve Güneydoğu otobüsçüleri zor durumda. Ne yolcu geliyor, ne gidiyor. Bunların biriken SSK primleri başta olmak üzere, otobüs üreticilerine ve bayilere olan borçları ya bir yasayla ötelesin ya da devlet, bu borç miktarı kadar faizsiz kredi versin. ■