İster gerçek, isterse tüzel kişi, insan ya da kurumlar, yaptıkları iyi işlerin bir şekilde kamuoyunda bilinmesini, -eğer varsa da- hata ya da kusurlarının öğrenilmesini önlemeye çalışırlar.
Bazı kişiler bu hususlarda da son derece başarılıdır. Kurumlar da aynı mantıkla yaptıklarının bilinmesi ve sahip oldukları imajın daha da güçlenmesi için profesyonel insanları bünyelerine katarak, başarılarını duyurmanın yanı sıra, hata ve kusurlarını örtmeye, silmeye çalışırlar. Bu tarz çalışmalar “halkla ilişkiler” olarak adlandırılır.
Bugünlerde, ülkemizde seçim çalışmaları başladığından bu tarz departman ve şirketlerin işleri başlarından aşkındır. Hem partiler ve hem de adaylar için, harıl harıl gece gündüz imaj ve pazarlama çalışmaları yapılıyor. Bayraklar, flamalar, toplantılar, şarkılar, sloganlar, tweetler vs. üretilerek temsil ettikleri görüş ve adaylar halka benimsettirilmeye çalışılıyor.
Bu yöntemlerin tamamı genel anlamda pazarlama çalışmasıdır. Pazarlama, bugün dünyanın tüm üniversitelerinde, eğitimi verilen bir bilimdir. Reklam ve halkla ilişkiler de, pazarlamanın dallarından biridir. Son dönemlerde siyasiler başta olmak üzere tv ve gazetelere görüş ve röportaj veren pek çok uzman algı yönetimi diye bir sözcük kullanıyor. Algı yönetiminin öneminden bahsediyor. Başta yönetimin tepe noktasındaki kişi olmak üzere sistemin yürütmesinde etkili ve yetkili olanlar ile bunlara karşı olanlar arasında müthiş bir algı yönetimi savaşı yaşanıyor.
Bu perspektiften bile bakıldığında reklam ve halkla ilişkiler, yani pazarlamanın önemi daha iyi anlaşılıyor. Hatta şu an siyasette, yerel kaynaklar kâfi gelmediği için bazı partiler yabancı ekipler ile çalışıyor. Bu, dün de olan bir çalışmaydı, bugün de. Gelecekte de bugünden çok daha ileri safhalarda yapılacağı aşikâr.
Geçmişten, günümüze olan gelişmelerden bir diğeri de bugün son derece etkili bir hale gelen sosyal medya kavramıdır. Sosyal medya, bugün artık gençlerin ve çocukların boy gösterdiği bir boyuttan, devletlerin, partilerin, kurumların, kulüplerin ve şirketlerin var olduğu arenaya dönüşmüştür. Web siteleri yanı sıra en saygın kurumlar bile facebook ve twitter da yer almakta hedef kitlesine olan bağı güçlendirme yanı sıra, iletişim yolunu kısaltmak istemektedir.
Sektörümüzde de bu anlamda geçmişle mukayese edilemeyecek gelişmelerin yanı sıra hala eksiklikleri ve imaj sorununun varlığı bir gerçektir. Kabul edelim ki diğer toplu ulaşım araçlarının yanında karayolu yolcu taşımacılığı, imaj olarak hala arzu edilen yerde değildir.
Sektörü, her platformda temsil edecek kişi, dernek, federasyon ve heyetlerin imajı için, halkla ilişkileri bilinçli kullanarak, kitle iletişim araçları, ister sektörel, isterse de ulusal yazılı ve görsel basın ile sosyal medyanın etkili kullanımı hedef olmalıdır. Müşterilerle direkt temasta bulunan her çalışan en etkili hakla ilişkiler elemanlarıdır.
İyi bir iletişim kurmak, insanların kalplerine, vicdanlarına, sağduyularına hitap etmek ve saygılı olmaktan geçer. İnsanın aklındakileri anlatabilmesi için karşısındakinin hem bilgi düzeyini hem de ruh halini anlaması gerekir.
Kendini doğru tanımlayan, açık ve dürüst bir şekilde ifade eden, anlatımda doğru sözcükler kullanarak değerini azaltmayan ya da abartmayan kişiler ve kurumlar, iş ve sosyal ilişkilerde çok daha başarılı, mutlu, huzurlu ve güvenli olacaktır.
Eğer, siz kendinizi doğru anlatmazsanız, bunu karşıt ya da rakipleriniz yapmaya kalkar ki, bu, emin olun ki sizin için hiç de hayırlı olmaz… ■