4 Ağustos Pazar günü sektörümüz için çok önemli bir yatırım olan bir açılış gerçekleştirildi: İstanbul-İzmir Otoyolu... Biz 3’üncü köprü ve Osmangazi Köprüsü ve çevre yolu yatırımlarını da takdirle karşıladık. Ancak yeni otoyol yatırımlarının otobüs sektörüne getirdiği maliyet yükünün de tekrar masaya yatırılması gerekiyor.
Tüm dünyada, otobüsle taşımacılık toplu taşıma sınıfında görülüyor ve toplu taşımanın ekonomiye, çevreye ve trafik güvenliğine sağladığı katkılar nedeniyle teşvik ve destekler sunuluyor. AB ülkelerinde otobüsler otoyol ücreti ödemiyorlar.
Köprüler ve otoyollar süreyi kısaltmak, maliyeti düşürmek için yapılır. Ancak şu an İstanbul-İzmir otoyolu süreyi azaltırken, 3’üncü köprü süreyi uzatıyor, maliyetleri de büyütüyor.
Şu an yeni otoyollar ve köprüler otobüsçüye çok ağır maliyetler getirdi. Otobüsçü için bu yollar, köprüler lüks haline geldi.
Otobüs yangınları
Son günlerde peş peşe yaşanan otobüs yangınları bu konuda acil çözümler üretilmesinin gerekliliğini de hem kamuya hem sektöre hem de araç üreticilerine gösterdi.
Otobüs yangınları ile ilgili bizim daha önce de dile getirdiğimiz yurtdışı ve yurtiçi pazarlarda üretilen otobüslerin farklılığı konusu oldu. 2008’den itibaren yürüttüğümüz çalışmalar sonrasında otobüs yangınları noktasında alarm zorunluluğu getirildi. Ancak yangın söndürme sistemleri, isteğe bağlı olarak kaldı. Bu sistemlerin araçlara takılmasının zorunlu olmasını ve eski araçlara da takılmasını talep ettik. Bu sistemin bulunmadığı araçların ağır kusurlu olarak değerlendirilmesini, kurulmadığı sürece de muayeneden geçirilmemesini talep ettik. Bir diğer talebimiz de otobüslerde fabrika çıkışı sonrasında tadilatların yapılması istenen değişikliklerin sipariş sırasında yapılması gerektiği konusu. Biz koltuk arkası ekranların da artık sektör için çok gerekli bir unsur olmadığına inanıyoruz, ama bunun da olacaksa fabrika çıkışında olması gerektiğine inanıyoruz.
Bayramınız bereketli ve hayırlı olsun. ■