2017-03-14 16:36:01

Pehlivan

Cumhur Aral

cumhuraral@gmail.com 14 Mart 2017, 16:36

Karayolu yolcu taşımacılığında bu aylar, sezon hazırlıklarının başladığı, tatlı heyecan içeren dönemler olarak hafızlarımızda yerleşti. Çok yakın geçmişte sezon öncesi araçların güncellenmesi çalışmaların başladığı günlerde ölü geçen ocak ayının ardından, baharın temsilcisi olan bademlerin çiçek açması, kış uykusunda olan bitki filizlerinin topraktan başını çıkarması misali sektörde de canlanma başlardı.

Son yıllarda çok hızlı değişimlere uğrayan ülkemizin gündemine paralel, sektörde de klasik dönemler ve tavırlar değişmeye başladı. Son zamanlarda maalesef ki peş peşe gelen siyasi ve ekonomik olumsuzluklar sektöre azımsanmayacak darbeler indirdi.

Genel olarak karayolu yolcu taşımacılığını şehirlerarası düzenli taşımacılık yapanlar (D1) ve turizm taşımacılığı (D2) yapanlar olarak tasnif ettiğimizde, D2 taşımacılığı yapanların en çok darbeyi alan bölüm olduğunu kolaylıkla ifade etmek mümkündür.

Patlayan bombalar, yapılan saldırılar nedeniyle, bilinçli olarak Amerikan ve Avrupa vatandaşları için güvensiz ülke olarak tanımlanan ülkemize, bir de düşürülen Rus uçağı nedeniyle pazarda büyük yer tutan Ruslar da eklendiğinde devasa tesisler bomboş kaldı.

Bu insanları, ülkeye geldiklerinde havaalanından karşılayarak otellerine taşıyan; aynı şekilde keyifli tatillerinin sonunda da ülkelerine uğurlayan insanlar olan taşımacılar, öksüz kaldı, işsiz kaldı. 

Bu insanlar, ülkemizi ziyaret eden misafirleri, ülkemizin tarihi ve turistik yörelerine taşıyarak ülke tanıtımına olumlu katkıda bulunanlar içinde olmasına rağmen; satıcısı, operatörü, sürücüsü, host ve hostesi pek çok nitelikli insan, pazarın bu gelişmeler sonrası daralması ile boynu bükük hale düştü.

Vahim geçen, 2016 yılının peşinden 2017 için ümitli olmak isterken, tam yılbaşı gecesi yaşanan katliam sonrası, zengin sayılabilecek Arap turistlerin de korktuğunu söylemek pek haksızlık olmayacak. 

Sezon öncesi, pazarın nabzını tutacak fuarların çok parlak geçmediği, basında yer almasa bile böyle olduğu biliniyor. Eğer tersi olsaydı basınımızda alacağı yerin çok daha fazla olacağına şüphe yoktu.

Önümüzdeki 2 aylık dönem, ülkemiz ve gözünü ülkemize dikmiş dünya için, epey önem arz ediyor. Çok yoğun siyasi gündem sonrası ülkenin huzur ve sükûnetinin inşallah yoluna gireceğini umalım.

Dünyada her zaman değişmeyen tek sonuç, fillerin tepiştiği her yerde çimenlerin ezilmesi olmuştur.  Tabandaki insanların beklediği; önce huzur, sonrasında da refah düzeyinin bir parça da olsa yükselmesidir. Basit ve yalın olarak bunu talep eden insanlara daha fazla haksızlık daha fazla eziyet edilmesi inşallah sona erer.

Nafakasının peşinde olan çocuklarının geleceğinden başka kaygısı olmayan tabanda yaşayan saf ve temiz insanlar, sonuçta yaşadıkları kötü dönemi nihayete erdirecek en etkili kişilerdir. Halk sahip olduğu sağduyusu ile her zaman, her şeyin en güzelini yapabilecek niteliktedir.

Er meydanı Kırkpınar’da, cazgırların tekerlemesi aklıma geldi bir an için. 

“Pehlivan, pehlivan, alta düştüm diye yerinme, üste çıktım diye sevinme…” ■
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.